Neriman Nerimanov (1870 – 1925)

Tanınmış yazar, doktor ve devlet adamıdır. 14 Nisan 1870’de Tiflis’te doğdu. Babası Kerbelâyı Necef küçük esnaf, annesi Helime Hanım ise bir ev hanımıydı. Neriman’ın adını taşıdığı dedesi Neriman Allahverdibey, XIX. yy. tüm Transkafkaz’da tanınan bir müzisyendi. Geleceğin yazarı, ilk tahsilini mollahanede almış, daha sonra ise Rus dilinde eğitim veren ilkokula devam etmişti. 1882’de Transkafkaz Müellimler- Seminariyası nezdindeki ilkokula dahil olmuş, 1885-1886’da seminariyanın hazırlık sınıfında okumuş, 1890’da tahsilini bitirmişti. Seminariya yılları Neriman Nerimanov’un çağdaş düşünceli ve kültürlü bir insan olarak yetişmesinde büyük rol oynamıştı. 1890-1891 yıllarında, Gürcistan’da Azerî Türkleri’nin yaşadığı Borçalı bölgesinin Kızılhacılı köyünde öğretmen olarak çalışmış, şahidi olduğu olaylar karşısında, ilk eseri olan “Nadanlık” dramasını yazmıştı. 1891’de hızlı bir gelişme dönemine giren petrol Baku’süne göçmüş, ortaokulda Azerî Türkçesi öğretmeni olarak çalışmakla beraber burada şehrin kültür ve eğitim hayatına oldukça faal şekilde katılmıştı. 1894’de Bakü’de ilk Türk okuma salonunu kurmuş, “Şamdan Bey” (1895), “Nadir Şah” (1899) gibi dram eserlerini, “Bahadır ve Sona” (1896) romanını yazmıştı. Aynı zamanda ortaokullardaki gayri-Türk öğrenciler için “Türk Dilinin Mühteser (kısa) Grameri” kitabını yayınlatmıştı. “Şamdan Bey” piyesinde ahlâkî konular ele alındığı halde, “Nadir Şah” dramında yazar, tarife müracaat etmiş, ülkesinde büyük ıslahatlar yapan, kültürün çağdaşlaşmanın peşinde koşan, devlet yönetiminde halkın etkisini ön plana çıkaran bir hükümdar tipi çizmişti. Tabii ki, tarihteki gerçek Nadir Şah, Nerimanov’un tasvir ettiği gibi değildi. Sadece böyle bir hükümdar tipini Edebiyata ve sahneye getirmekle yazar, kitlelere âdil yöneticinin nasıl olduğunu göstermek istemişti. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak için hekimliği daha yararlı ve gerekli görerek tıp tahsili almak maksadıyla 1902’de, Odessa şehrindeki Novorossiysk Üniversitesinin Tıp Fakültesine kaydoldu. Nerimanov, üniversitedeki en başarılı öğrencilerden biri olmakla beraber, Rus İmparatorluğuna karşı ihtilâlcilik hareketlerine da faal şekilde iştirak eder. Talebe liderlerinden biri olarak tanınır. 1906 da ihtilâlcilik yüzünden üniversite geçici olarak kapatıldığında Kazan Üniversitesi’ne nakletmek ister, isteği kabul edilmeyince de Bakü’ye döner. “Hayat” ve “İrşad” gazetelerinde mekaleler yayınlatır. Baku’nun sosyal hayatına katılır. 1906’da geçirilen Azerbaycan Müellimlerinin I. Kurultayı’nın en faal delegelerinden biri olarak gözdedir. 1906’da, Bakü’de, birkaç yıllık araştırmaların sonucu olan “Tıp ve İslâm” kitabı yayınlanır. 1906 sonunda, üniversitenin açılması sebebiyle yeniden Odessa’ya döner ve 1908’de tahsilini tamamlayarak hekim ihtisasını kazanır. Üniversiteyi bitirdikten sonra Bakü’ye gelir. Lakin bir kaç aydan sonra, üyesi olduğu Bolşevikler partisinin gizli talimatıyla Tiflis’e gider ve burada bir hekim olarak çalışmanın yanı sıra, parti işiyle de sıkı surette uğraşır. 1909’da hapsedilir. Altı ay Tiflis’teki “Metek” kalesinde tutulduktan sonra polis nezareti altında yaşamak şartıyla Heşterhan’a sürgün edilir. Heşterhan’da yaşadığı 1909- 1913 yıllarında, burada kendi muayenehanesini kurmuş, Müslüman nüfusun “Şurayi-İslam” cemiyetinin başkanı seçilmişti. Sürgün olmasına rağmen şehir hayatındaki büyük rolünü ve önemini göz önüne alarak aynı zamanda Heşterhan belediyyesinin üyesi seçmişlerdir. Hayatının Heşterhan döneminde tıbla daha fazla uğraşan hekimyazar burada, “Veba”, “Gebe Kadınlara Meslehetler”, “Trahoma”, “Kadın ve Onun Nesillere Olan Etkisi” adlı tıp eserlerini yazmıştı. İdilboyu Tatarları’nın tarihi, hayat tarzlarıyla ilgilenmiş, Heşterhan’da yayınlanan “Bürhan-i Terekki” gazetesinin faal yazarlarından biri olarak tanınmıştı. 1913’de Nerimanov, Heşterhan’ı terkederken şehir ahalisi bunu kendileri için büyük bir kayıp olarak değerlendirdi.Onuruna büyük ziyafetler verildi. 1913 yılının Temmuz ayında Bakü’ye dönen Neriman Nerimanov, şehrin “Karaşehir” denilen semtinde, hastahanede çalışır, “Açık Söz”, “İkbal” vb. gazetelerde mekaleler yayınlatır. Aynı zamanda Azerî Türkçesi ile herkes tarafından anlaşılan tıp araştırmaları üzerinde çalışrf. 1917 Rus ihtilalinden sonra, kendini tamamiyle inkılâbı faaliyete hasretti. Ama bir insan ve toplumun önünde giden bir lider olarak Neriman Nerimanov’un şanssızlığı oydu ki, Bolşeviklerin safında yer almış, onların halka özgürlük, toprak hakları vereceklerine inanmıştı. 1917’de, Bakü’de Azerî komünistlerin “Hümmet” adlı teşkilatını kurdu ve bu teşkilatın ilk başkanı seçildi. 1918 Nisanında, Bakü’de Bolşeviklerin hükümeti kurulduğundaysa, Nerimanov şehir hizmetleri bakanı olarak kabineye girdi. Ama kısa zamanda hükümetin Türk-Müslüman düşmanı olduğunu, Azerbaycan sınırları dahilinde Lenin’in ve Bolşevik Rusya’sının desteği ile bir Ermenistan Cumhuriyeti kurmak istediğini görüb hükümetden ayrıldı. Hayatının bu döneminde onun yaptığı en büyük yanlışlık Bolşevik hükümetinden ve Azerî Türklerine ihanet etmiş Bolşevik liderlerinden geçici de olsa ayrılmasına rağmen, millî fikirlerin, Türkçülüğün ve millîyyetçiliğin, Azerbaycan özgürlüğünün taşıyıcısı olan kuvvetlerin tarafına geçmemesiydi. 1918-1920 yıllarında Heşterhan’da ve Moskova’da yaşayan Nerimanov, burada birçok önemli görevlerde bulundu, millî İşler Komissarı yardımcılığını yaptı. Komünizm düşüncesinin şarkda yayılması ile ilgili makale ve araştırmalar yazdı. Kremlin’de çalıştığı dönemde Lenin’le sık sık görüştü, millî meselelerin, özellikle de Şarkın bilicisi olarak onun inancını kazandı. Lenin, Bolşevikler Partisinin ve genç Sovyet Devletinin Şark politikasının teorik esaslarının hazırlanmasında ve bu politikanın gerçekleştirilmesinde Nerimanov’u emsalsiz bir siyaset adamı sayar ve onun fikirleriyle hareket ederdi. 1920 Nisan ihtilâlinden (aslında Bolşevik devriminden) sonra Nerimanov, yeni Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı -Halk Komiserleri Soveti’nin sedri olarak 5 Mayıs 1920’de Bakü’ye geldi. Bu dönemde Nerimanov, Lenin’e ve Bolşevikler Partisine inanıyordu. Yeni hükümetin ve yeni kuruluşun, yüzyıldan fazla bir süre içerisinde çarlık Rusya’sının manevî ve maddî sömürgesi olmuş memleketlere ve halklara hürriyet vereceğine inanıyordu. Bu sebeple de Azerbaycan’a büyük projelerle gelmişti. Baku petrolünü ve Azerbaycan’ın doğal servetlerini kullanarak, çok kısa bir zamanda memleketi kalkındırmak, Azerbaycan’ı Lenin’in söylediği gibi, Şarkın kapısında örnek bir Sovyet Cumhuriyetine çevirmek istiyordu. Lakin Nerimanov, bir politikacıya yaraşmayacak ölçüde saflık ettiğini, aldandığını ve Bolşeviklerin ağına düşdüğünü çabuk anladı. Etrafını Moskova’dan getirilmiş Rus, Yahudi ve Ermeni Bolşevikleri ile çevirdiler. Azerbaycan Türklüğüne düşman kesilen bu karanlık güçler, yerli hainlerle işbirliği ederek istediklerini yapıyorlardı. Nerimanov, onlara karşı mücadelede tek ve etkisizdi..Lenin’e şikayetleri de bir fayda vermedi. Herkesten önce Lenin de artık Kremlin’de güçsüz bir durumdaydı. Her şeyi Stalin hallediyordu. Öte yandan, zaten Nerimanov’un da içerisinde boğulduğu sistemin yaratıcısı ve kurucusu Lenin’in kendisiydi. Ve tabii ki, Lenin’in doğurduğu bu dehşetli sistem ergeç onun kendisini de boğmalıydı ve böyle de oldu. Nerimanov ise bir cumhurbaşkanı olarak, Memmed Emin Resulzâde’nin doğru tespitiyle, yalnız imza atıyordu. Hükümleriyse, çevresindeki Ruslar ve Ermeniler verirdi. Nerimanov bu duruma isyana kalkıştığında Azerbaycan’ın, Azerbaycan Türklerinin kendi memleketindeki doğal haklarını savunduğunda, onu Azerbaycan’dan uzaklaştırdılar. Üstelik bunu, yüzyıllar boyunca dünyanın muhtelif İparatorluklarmda zaman-zaman başvurulan bir usûlle gerçekleştirdiler. Görevini daha da büyüterek kızıl İmparatorluğun başkentine – Moskova’ya- götürdüler. 1922’de Neriman Nerimanov bağımsız cumhuriyetlerin bir çatı altında birleştirilmesi yolu ile meydana gelen SSCB-nin dört geçici cumhurbaşkanından biri seçildi ve Moskova’ya, Kremlin’e yerleşti. Bundan daha önce, Sovyetler Birliği’nin “defakto” başkanı olan Stalin’e yazdığı büyük mektupta, Bolşeviklerin millî meselelerde kaba yanlışlıklara yol açtığını, onların kendi amaç ve ideallerinden hızla uzaklaştıklarını, kitleler arasında nüfuzlarını kaybettiklerini vs. göstermişti. Neriman Nerimanov’un 70 yıldan fazla Sovyet arşivlerinin derinliklerinde saklanan bu ikaz edici mektubu (aslında, hacmi 100 sahifeye yaklaşık bu mektup siyasî-tarihî ve felsefî bir araştırmaydı) onun SSCB-ni sonunda yıkıma sürükleyen faktörleri, henüz kuruluş döneminde, büyük bir ilerigörüşlülükle farkettiğini ve korkmadan, çekinmeden gösterdiğini isbat etmektedir. Neriman Nerimanov, 1925’de, 19 Martta resmi belgelerde bildirildiğine göre bir kalb krizi sonucu olarak hayatını kaybetti. Lakin son yıllarda bu ölümün politika ile ilgili siyasî bir kati olduğu da sık sık gündeme getirilmektedir. Büyük bir törenle Moskova’da, Kremlin duvarları önünde, Sovyet Devleti’nin diğer kurucuları ile aynı yerde defnolunmuştur. Neriman Nerimanov kalemi, cerrah bıçağı ve siyasî zekası ile, bütün hayatı boyu sevdiği halkının hizmetinde olmuştur. Tabii ki, bu yolda onun yanlışlıkları da vardı, istediklerinin hepsini yapamamıştı. Amma o, edebiyatta da, siyasette de namuslu olmayı başarmıştı.

Eserleri

Nadanhq, Bakü, 1894,1913  

Dilin belabı, Bakü, 1895  

Bahadır ve Sona, Bakü, 1896, 1913  

Gencede Teatr Binası Baresinde Deyilmiş Neriman Nerimanovun Sözü. Bakü, 1899  

Müselmanlar Üçün Rus Dilini Öyrenmek Üçün Asan Kitabdır, Bakü, 1899  

Nadir şah, Bakü, 1899  

Türk-azerbaycan Dilinin Müxteser Serfi-Nehvi, Rus Ve Müselman Mekteblerinde Türkçe Oxuyan Uşaqlar Üçün Düzeldilib, Bakü, 1899  

Müellimsiz Türk Dilinin Öyrenilmesi Üçün Ruslardan Ötrü Asan Kitabdır, Bakü, 1900  

Nadir Şah, Bakü, 1913  

Pir, Bakü, 1913, 1917  

Şamdan bey, Bakü, 1913

Verem Heşterxan, 1911  

Traxoma, Bakü, 1908  

Göz ağrısı, Bakü, 1913 (Nikolay Rodionovla birlikte)  

Biz Qafqaza Ne Şüar ile Gedirik? Bakü, 1919  

Lenin ve Şerq. Moskova, 1923 ( Rus dilinde)

Bahadır ve Sona, Bakü, 1922  

Nadir Şah, Bakü, 1926, 1927

Pir, Bakü, 1930, 1935  

Şamdan Bey, Bakü, 1929  

Meqaleler ve Mektublar, Moskova, 1925 ( Rus dilinde)  

Eserleri külliyatı c.I-II, Moskova, 1926 ( Rus dilinde)

Bahadır ve Sona. Hekayeler ve Povestler, Moskova, 1971 (Rus dilinde)

Eserleri, Bakü, 1935  Eserleri, Bakü, 1956  

Seçilmiş Eserleri, Bakü, 1970 (arap alfabesi ile)  

Meqaleler ve Nitqler, Bakü, 1971  

Seçilmiş Eserleri, Bakü, 1973.

Sovyet Ittfaqı Komünist Partisinin Milli Ucqarlardakı Siyasetine Dair. Stalin’e Ve Trotski’ye Mektub, Bakü, 1990. (Rus dilinde)

Reklam (#YSR)