“Bilgi Nedir?” diye sorulsa herkesin vereceği cevaplar değişken olacaktır. Bütün bu değişken cevaplar arasında tek hakikat olan “Bilgi Güçtür” ifadesi, ortak bir düşünüş ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsanlık tarihi, gücü elinde bulunduran kişi veya toplumların liderlikleriyle yol almıştır. Sümerler, Antik Mısırlılar, Antik Yunanlılar ve sonrasında Asya Coğrafyası üzerinde ki Çin, medeniyetlerini bilgi üzerine inşa ettikleri için güçlü kılabilmişlerdi.

Felsefeden matematiğe, fizikten kimyaya, hukuktan tıbba birçok bilimin temelleri bu dönemlerde ortaya atılmıştı.

Dünya tarihinde var olmuş liderler “bilgi”ye oldukça önem vererek, devletlerini birer bilim ve sanat merkezi haline getirmeye çalışmışlardı.

Timur, devletini büyütürken ilim adamlarını ve öznelde bilgiyi Buhara’ya taşımış, Fatih Sultan Mehmet aynı amaç doğrultusunda İstanbul’a ciddi önem vermişti. İslam Medeniyeti altın çağını “bilime ve bilgiye” verdiği dönemde yaşamıştı.

Avrupa, karanlık ortaçağını yaşarken, Asya kadim bilgilerle yükselmesini sürdürmekteydi.

Haçlı Seferleri, akabinde Rönesans ve Reform hareketleri, Avrupa yaşam modelinde ciddi değişimlere neden oldu. Avrupa, emperyal eylemlerini hızlandırırken bilim ve bilgi merkezi olma yolunda hızla ilerlemeye devam ediyordu.

Özellikle Alman idealizmi ve Fransız aydınlanması sonrasında Avrupa etkin bir bilgi merkezi olmaya başlamıştı.

Asya, özellikle İslam dünyası, bilgi ve bilim merkezi olma gücünü kaybetmeye başlamıştı. Bilgi bayrağını Avrupa’ya kaptırdığı 18. Yüzyıl, Avrupa’nın birçok alanda sıçrama asrı olmaya başlamıştı.

Bilgi güçtü ve onu elinde tutan dünyayı yönetmeye hazırdı. Avrupa düşünce sistemi, bilgi yönetimi neticesinde sanayi devrimi, Fransız ihtilali gibi sıçrama taşlarını kolay kolay aşmaya başlamıştı. Birçok bilim bu dönemde ilk meyvelerini vermekteydi.

İngiltere’de dünyanın ilk “bilgi” kaynaklarından biri olan “Britannica”, bu bilgiyi kısa ve öz biçimde sunmak için yayınlanmaya başladı.

Alman Bilim sistemi, Fransız Düşünce Sistemi ve bu sistemleri elinde tutanın yönettiği bir dünya şekilleniyordu…

İslamın altın çağında felsefede Farabi, Matematikte Harezmi, yine felsefede Biruni gibi değerleri var eden toplumumuz bu süreçten nasıl nasiplendi?

Sosyolojik, teolojik ve bürokratik sorunlarla boğuşan “bilgi” ya ihmal edildi ya da ötelendi. “Bilgi” yönetim hakimiyetini kaptırdı.

Dünya, iki dünya savaşı neticesinde son ivmesine girdi. 1950 senesi sonrasında soğuk savaşın etkisiyle rekabet, uzay başta olmak üzere birçok bilim dalında hızla ilerlemesini sürdürdü.

Günümüzde bile kadim anlayış olan “Bilgi Güçtür” düşüncesi dünya gücünü yönetme sanatıdır.

Bizler “Bilgipedia” ekibi olarak, toplumumuzun ihtiyacı olan “gerçek bilgiyi” herkese sunarak,  milletimize hizmet etmeye talip bir kuruluşuz.

Akademik makaleleri bilgi platformumuzda yayınlayarak saygın ve değerli akademisyenlerimizin sesi olmaya çalışıyor, Dünya’nın her kıtasına ulaşan Bilgipedia’nın, Türkiye’nin bir değeri olması ve gelişmesi var gücümüzle çalışıyoruz.

Bu görev ve bilinç doğrultusunda, siz değerli bilgi sevdalılarına ulaşmanın gururu ile dergimiz “Bilgipedia” yayın hayatına girmiştir.

Bilgipedia Ekibi