KLASİK İKTİSAT OKULU

Klasik iktisadın felsefi temelini “doğal düzen” ve “faydacı felsefe” oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir:

  1. Tam istihdam dengesi geçerlidir. Ekonomiler kendiliğinden dengeye ulaşır.
  2. Tam rekabet koşulları söz konusudur.
  3. Piyasaları düzenleyen bir görünmez el söz konusudur. Bu görünmez el fiyat ve ücretlerdir.
  4. Devlet müdahalesine karşıdırlar.
  5. En önemli üretim faktörü emektir.
  6. Tasarruf (S) ve yatırımlar (I) aynı kişiler tarafından yapılır.
  7. Tasarruf faizin artan fonksiyonudur.
  8. Yatırım faizin azalan fonksiyonudur.
  9. Tasarruflar ve yatırımlar daima eşittir. S=I
  10. Say yasası geçerlidir. (mahreçler kanunu, piyasalar kanunu) “Her arz kendi talebini yaratır”
  11. Faiz (r) yatırım ve tasarruf dengesindeki mal piyasasında oluşur.
  12. Yatırımın faiz esnekliği yüksektir. Bu nedenle IS eğrisi görece yatıktır.
  13. İradi işsizlik vardır, gayri iradi işsizlik yoktur.
  14. Para talebinin faiz esnekliği sıfırdır. Bu nedenle LM eğrisi dikey bir şekil alır.
  15. Klasik Dikotomi varsayımı geçerlidir – Para yansızdır. Para arzındaki değişmeler, reel büyüklükleri etkilemez.
  16. Para politikası etkin, maliye politikası etkin değildir.
  17. Ücretler ve fiyatlar esnek olduğu için tüm işsizler iş buluncaya kadar ücretler düşer ve işsizlik ortadan kalkar.
  18. M x V = P x T olarak formüle edilen miktar kuramı geçerlidir.
  19. Paranın dolaşım hızı (V) sabittir.
  20. Emek arzı reel ücretin artan fonksiyonudur.
  21. Emek talebi reel ücretin azalan fonksiyonudur.
  22. Büyümenin motoru tasarruflardır.
  23. Para sadece işlem amacıyla talep edilir ve para talebini etkileyen tek faktör gelirdir.
  24. Tarafsız maliye anlayışı hakimdir ve jandarma devlet modelini benimserler.
  25. Bütçe olabildiğince küçük ve denk olmalıdır.
  26. Borçlanma olağanüstü bir kamu geliridir. Kamu harcamaları genel olarak vergilerle finanse edilmelidir.
  27. İstikrarsızlıkların kaynağı devlet müdahalesidir.
  28. Enflasyonun ana nedeni nedeni para arzı artışlarıdır.
  29. Özel talep yetersizliği olabilir fakat genel talep yetersizliği olamaz.

 Adam SMITH: Klasik iktisadın temelini oluşturan görüşlere sahip olan A.Smith’e göre;

  • Kişisel çıkar ilkesini savunmuştur. Her birey kendi faydasını maksime etmeye odaklanmalıdır (Rasyonelcilik)
  • İşbölümü İş bölümü üretimde uzmanlaşmayı getirecektir.
  • Ekonomik faaliyetler, “doğal düzen” çerçevesinde “görünmez bir el” aracılığıyla kendiliğinden gerçekleşir. Devletin müdahalesi gereksizdir.
  • “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” görüşü ekonomiye hakimdir.
  • Serbest dış ticaret gereklidir. A.Smith, dış ticarette “mutlak üstünlük teorisi” ni ileri sürmüştür.
  • Sadece tarım değil sanayi de verimlidir.
  • Servetin kaynağı emektir.
  • İki tür değer vardır: Kullanım değeri (malın faydasına göre belirlenir), Mübadele değeri (malın diğer mallarla değiştirilebilmesine göre belirlenir).
  • İki tür sermaye vardır: Sabit sermaye (mübadele edilemeyen), Değişken sermaye (mübadele edilebilen sermaye)
  • İki tür fiyat vardır: reel fiyat, piyasa fiyatı.
  • Ücret, emeğin fiyatı olup asgari geçim düzeyine göre belirlenir.
  • Para, sadece mübadele aracıdır.
  • İki türlü rant vardır: Fizyokratların “net hasıla” dedikleri fazlalık. Toprağın işletilmesi için toprak sahibine verilen bedel.

 David RICARDO: Kar ve rant kuramı, değer kuramı, uluslararası ticarette karşılaştırmalı üstünlük kuramı ve Malthus’un bolluk kuramı, esas ilgi alanlarıdır. 1817 yılında basılan “Politik Ekonominin ve Vergilendirmenin Temelleri iktisadi kuramdaki temel çalışmasıdır.

  • Piyasa fiyatı, en kötü koşullarda üretim yapanların (yüksek maliyetle üretenlerin) üretim maliyetine göre oluşacak daha verimli topraklarda üretilen malların lehine bir fark doğacaktır. Buna diferansiyel rant adı verilir.
  • Malthus’un Nüfus Kanunu doğrudur. Buna göre nüfus arttıkça, gıda talebi de artacağı için daha az verimli topraklar ekilecek ve daha verimli toprak sahipleri yüksek bir rant elde edeceklerdir.
  • Azalan Verimler Kanunu geçerlidir.
  • Değer, iki faktöre bağlıdır: Malın faydalı ve nadir olması ve o malı elde edebilmek için gerekli emek miktarı.
  • İki tür ücret vardır: Doğal ücret (asgari geçim düzeyine bağlıdır); piyasa ücreti (arz ve talebe bağlıdır)
  • Üretim faktör gelirlerinin dağılımı açısından bakıldığında; Ücret (emeğin payı) sürekli minimum düzeydedir; rant (toprağın payı) gittikçe artar, kar (sermayenin payı) gittikçe azalır, çünkü toprak rantı büyüdükçe sermayenin payı azalır.
  • Serbest dış ticaret esastır. Böylece kişisel çıkarlarla toplumun çıkarları uyumlu olduğundan uluslararası işbölümü sayesinde emeğin optimal dağılımı sağlanır. Ricardo, “dış ticaretten iki ülkenin de karlı çıkacağı” görüşünü benimseyerek “karşılaştırmalı üstünlükler teorisi” ni savunur.

 William N. SENIOR: Klasik iktisada önemli katkılarda bulunan W.N.Senior;

  • İlk kez “politik iktisadın” tanımını yapmıştır. Politik iktisat; zenginliğin içeriğine, üretimine ve bölüşümüne ilişkin ilkeleri inceler.
  • Zenginlik unsuru olarak bilinen üç niteliğin olduğunu savunur: fayda, transfer edilebilme ve kıtlık.
  • Senior’a göre malların faydası, piyasa talebine göre belirlenir ve mübadele değerinin oluşmasında maliyetlerle birlikte rol oynar.
  • Senior, Azalan Verimler Kanununu ve ücret teorisini formülleştiren ilk iktisatçıdır.

 Stuart MILL: Klasik iktisadın temsilcilerinden olan J.S.Mill’in temel görüşleri şöyledir:

  • Değer; malın faydasına ve üretim koşullarına bağlıdır.
  • Mill, doğal düzenin gerektirdiği doğal kanunları şöyle ifade eder:
    • Kişisel çıkar kanunu (homo -economicus),
    • Serbest rekabet kanunu,
    • Nüfus kanunu (nüfus artışının sınırlandırılması),
    • Arz talep kanunu (fiyat teorisi):Bu kanuna göre; denge fiyatı, arz ve talebin kesiştiği noktada oluşur. Buna bağlı olarak iki tür fiyat vardır. Doğal fiyat (maliyet fiyatı) ve piyasa fiyatı.
  • Mill’e göre ücret, emek arz ve talebine bağlıdır. Emek talebi; emek (sermaye) için ödenen fondur. Emek arzı ise nüfusu (işçi sayısı) ifade etmektedir. Emek talebi artarsa ücretler azalacaktır (Ücret fonu kuramı)
  • Mill, Ricardo’ nun diferansiyel rantı (toprakların farklı kalitede olmasından doğan rant) yerine mutlak rantı (rant, tüm topraklardan oluşabilir) kabul eder.
  • Mill’e göre para ortak bir mübadele aracıdır.
  • Mill, serbest dış ticareti savunur. Buna göre serbest ticarete bağlı olarak ödemeler dengesinde kendiliğinden denge sağlayan bir mekanizma mevcuttur.
  • Karşılıklı talep kanununu ortaya atmış ve dış ticarette talep koşullarına ilk kez yer veren iktisatçı olmuştur.

 Baptise SAY: “Her arz kendi talebini yaratır”. Mahreçler Kanunu olarak bilinen bu kanun üç varsayıma dayanır:

1) Fiyatlar tamamen maliyetlere eşit olmalıdır.

2) Maliyetler gelire eşit olmalıdır.

3) Tüm gelirler harcanmalıdır.

  • Buna göre reel yönden; Toplam arz (üretim) = toplam talep (tüketim);
  • Parasal yönden ise; Toplam giderler (maliyetler) = toplam gelirler eşitliği geçerlidir.
    • Say, Alternatif Maliyet kavramını öne sürmüştür. Buna göre, bir malı elde etmenin maliyeti, diğer bir maldan vazgeçmeye bağlı olup bu malın maliyeti, vazgeçilmesi gereken mallarla ölçülür.

 Thomas MALTHUS

  • Nüfus miktarı ve doğal kaynaklar arasında dengesizlik vardır (artan nüfus, sınırlı kaynak). Böylece Malthus nüfus ve kaynak miktarına ilişkin dinamik bir analiz yapmıştır.
  • Klasiklerin planlanan tasarruf = planlanan yatırım görüşünü benimsememiş, aşırı tasarrufun da bulunabileceğini ve tasarrufun yatırımın üzerine çıkmasıyla bir genel aşırı üretimin oluşabileceğini belirtmiştir.
  • Yine Klasiklerin aksine efektif talebin tüketimi, tüketimin de üretimi belirlediğini savunarak Klasiklerden farklı olarak üretimi veri kabul etmemiştir.

                                                 

Reklam (#YSR)