Frankfurt Okulu Frankfurt Okulu, 20. yüzyılın başlarında Almanya’da kurulan ve Marksist, psikanalitik, eleştirel ve kültürel kuramları birleştiren bir düşünce akımıdır. Frankfurt Okulu’nun temel amacı, kapitalist toplumun ideolojik, kültürel ve psikolojik yapısını analiz ederek, bireyin özgürleşmesine ve toplumsal değişime katkıda bulunmaktır. Frankfurt Okulu’nun kurucuları arasında Max Horkheimer, Theodor Adorno, Herbert Marcuse,
CHICAGO İKTİSAT OKULU Keynesyen iktisat politikalarına karşı çıkan iktisatçıların başında Chicago İktisat Okulu’nun kurucusu olarak kabul edilen Milton Friedman gelmektedir. Friedman 1940’lı yılların sonlarından günümüze değin yayınladığı birçok eserinde müdahaleci keynesyen maliye politikası yaklaşımını şiddetle eleştirmiştir. Friedman yaptığı araştırmalarda üretim ve fiyatların belirlenmesinde temel etmenin maliye politikası araçları olmadığını belirtmiştir.
POST KEYNESYEN İKTİSAT Neo-Klasik Keynezyen görüşe karşı çıkarak gerçek Keynezyen iktisadın, Keynes’ in Genel Teorisi’nde yer alan görüşler olduğunu savunan akımın temsilcileri; Harrod, Robinson, Weintraub, Kaldor ve Shackle’ dır. Ücret ve kâr arasındaki gelir dağılımı mücadelesi istikrarsızlığa neden olur. Çünkü ücret ve kar arasındaki mücadele tüketim ve yatırım kararlarını da
YENİ KEYNESYEN İKTİSAT Keynesyen akımın zayıf olan mikro iktisadi yönünü geliştirmeyi amaçlamışlardır. Keynesyen ekolün beklenti kavramı daha çok uyumcu beklentiler modeline benzemekteydi. Yeni keynesyenler bu algıyı da değiştirerek rasyonel beklentiler teorisini benimsemişlerdir. Önemli savunucuları; M.Parkin, J.Stiglitz, A.Okun, A.Blinder, S.Fischer, E.Phelps, G.Mankiw, J.Taylor, D.Romer ve G.Akerlof’tur. Rasyonel beklentiler varsayımı söz konusudur.
Neo-Klasik Keynezyen İktisat Keynesin genel teorisindeki görüşlerini Klasik İktisadın temel ilkeleri ile bağdaştırarak adeta iki teorinin sentezini yapan ve Walras genel denge modeli çerçevesinde Keynesin genel teorisindeki açıklamaları yorumlayan, iktisat literatüründe Gelir Harcama Modeli veya IS-LM analizi olarak da adlandırılan yaklaşımdır. Klasik ve Keynezyen görüşlerin temel ilkelerinin bağdaştırılabileceğini savunan bu
KEYNEZYEN İKTİSAT Talep yönlü İktisat (Keynezyen iktisat), 1929 Büyük Dünya Krizi’ni oluşturan depresyonun ortaya çıkardığı işsizlik ve toplam talepteki yetersizlikleri gidermek amacıyla geliştirilmiştir. Eksik istihdam söz konusudur. Ekonomiler kendiliğinden tam istihdama ulaşamazlar. Eksik rekabet koşulları geçerlidir. Devletin görünen eki geçerlidir. Talep yanlı iktisat koşulları geçerlidir. Tasarruf (S) ve yatırımları (I)
KLASİK İKTİSAT OKULU Klasik iktisadın felsefi temelini “doğal düzen” ve “faydacı felsefe” oluşturur. Klasik iktisadın temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir: Tam istihdam dengesi geçerlidir. Ekonomiler kendiliğinden dengeye ulaşır. Tam rekabet koşulları söz konusudur. Piyasaları düzenleyen bir görünmez el söz konusudur. Bu görünmez el fiyat ve ücretlerdir. Devlet müdahalesine karşıdırlar. En
DOĞAL DÜZEN FİLOZOFLARI VE FİZYOKRASİ Doğal Düzen, doğanın gücü anlamına gelip insan topluluklarının tabii bir kanunla yönetilmesi demektir. Fizyokrasinin temelini oluşturan doğal düzen; toprakta ve taşınabilir mallarda özel mülkiyeti, anlaşma özgürlüğünü, iktisadi girişim özgürlüğünü, serbest girişimi gerektirir. Tüm bireyler için eşit özgürlük ile karşılıklı hak ve görev, toplum mutluluğunun
MERKANTİLİZM Merkantilizm, 1450-1750 yılları arasında yani Ortaçağ ve Fizyokrasi arasındaki dönemde gelişen iktisadi düşüncelerin bütünüdür. Merkantilistlerin temel ilkeleri şöyledir: Merkantilizm, moneter bir doktrindir. Amaç, para miktarını arttırmaktır. Değerli madenlerin hakimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet değerli madenlerin çokluğuyla ölçülür. Müdahaleci bir doktrindir. Devlet, iktisadi faaliyetleri belirlemeli ve yönetmelidir.