ORHUN YAZITLARI

Türk dil, tarih ve kültürünü milattan öncelere götüren (Aksan 2015: 88) “Orhun Yazıtları” da büyük bir medeniyetin temsili ürünleridir. Kısaca bir kavmi millet yapabilecek bir eserdir (Ergin 2016: 15).

Kül Tigin, ağabeyi Bilge Kağan’ın tahta geçmesine yardımcı olan, cesur ve bilge bir tigin; Bilge Kağan 2. Türk Kağanlığı’nın kutlu hakanı, Tunyukuk, devletin kudretli ve bilge veziri… Bu isimler adına dikilen anıtlar; Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metinler. İlk Türk tarihi. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması (Ergin 2016: 15).

Talat Tekin ve Erhan Aydın’a göre “Orhon Yazıtları”, Muharrem Ergin’e göre “Orhun Abideleri”, Ahmet B. Ercilasun’a göre “Bengü Taşlar” adlarıyla anılan Türk Yazıtları, Türk dilinin en eski yazılı belgeleri olarak kabul edilir. 8. Yüzyıl’da 2.Türk Kağanlığı döneminde yazılmış olan yazıtların dili incelendiğinde, gelişmiş bir yazı dili olduğu görülmüş ve Türk dilinin geçmişini çok daha gerilere götürdüğü saptanmıştır (Aksan 2015: 88). Bu da Türk kültürünün sağlam bir temel üzerine inşa edildiğini göstermesi bakımından oldukça önemli görülmektedir. Orhun Yazıtları 25 Kasım 1893’te Danimarkalı bilgin V. Thomsen tarafından okunmuştur (Ercilasun 2018: 126).

Orhun Yazıtları’nda kullanılan harflerin menşei hakkında birçok farklı görüş vardır. Kimi araştırmacılar Arami, sami kökenli olduğunu ileri sürmüş kimileri İskandinav Runik harflerine dayandırmış ve kimileri de eski Türk tamgalarından oluştuğunu ileri sürmüştür. Ahmet Caferoğlu ise Türk Dili Tarihi adlı eserinde, bütün gerekçeleri sıraladıktan sonra; “Milli bir menşeiden olduğunu, ihtiyatla ve inançla ileri sürdüğümüz Orhun hurufatı, Türk kültür, dil ve edebiyat tarihimizin en değerli bir hatırasıdır” sonucuna ulaşmıştır (Caferoğlu 2015: 99).

“Orhun Yazıtları” kavramı içerisinde; Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tunyukuk yazıtları büyük yazıtlar olarak bilinmekte, bunların yanında “Küli Çor” ve “Ongin” yazıtları gibi küçük yazıtlar da bulunmaktadır (Tekin 2017: 10). 1889 yılında Yadrintsev tarafından Orta Moğolistan’da Orhun Nehri’nin eski yatağı yakınlarında, Koço-Çaydam adlı göl civarında bulunan Kül Tigin Yazıtı’nın 732 yılında, Bilge Kağan Yazıtı’nın ise 735 yılında dikildiği tespit edilmiştir (Tekin 2017: 10).  720-725 yılları arasında dikildiği tahmin edilen büyük yazıtlardan üçüncüsü olan Tunyukuk Yazıtı ise 1897 yılında Klementz tarafından diğer iki yazıttan daha doğuda, Moğolistan’ın başkenti Ulan-Batur’a 50 km uzaklıkta bir bölgede bulunmuştur (Tekin 2017: 10).

Kül Tigin adına, ağabeyi Bilge Kağan tarafından diktirilen yazıtın batı yüzünde Çince bir metin vardır. Anıtın dikiliş tarihi bu Çince bölümde 1 Ağustos 732 olarak belirtilmiştir. Anıtın Türkçe bölümünde ise Kül Tigin’in cenaze töreninin tarihi “Dokuzuncu ayın yirmi yedisi” olarak gösterilmiştir (Tekin 2017: 11). Anıtı, ölen kardeşi için Bilge Kağan diktirdiğine göre yazıt boyunca konuşan da o olmalıdır. Kül Tigin anıtı, Bilge Kağan’ın kardeşine duyduğu minnet duygularının ve kendisini sanatkarane bir vecd içine atan müthiş teessürün ebedi bir ifadesidir (Ergin 2016: 18).

Bilge Kağan anıtı, Kül Tigin anıtına göre daha çok tahrip olmuştur. Dolayısıyla tam olarak okunamamaktadır. Anıtın doğu, kuzey ve güney tarafları Türkçe yazılmış; batı yüzü ise Çince yazılmıştır. Ancak Çince kısım çok tahribata uğramıştır. Bilge Kağanın cenaze töreni “Domuz ayının yirmi yedisinde “, miladi takvime göre 22 Haziran 735’te yapılmıştır. Bu anıt Bilge Kağan’ın küçük oğlu Tengri Kağan tarafından diktirilmiştir. Bu yazıtta konuşan ve olayları anlatan da tıpkı Kül Tigin anıtında olduğu gibi Bilge Kağan’ın kendisidir. Yalnızca anıtın güney yüzündeki yazıtın 10-15 satırında konuşan Tengri Kağan olmuştur (Tekin 2017: 12).

Tunyukuk yazıtı ise, biri diğerinden biraz büyük olan iki taştan oluşur. Daha büyük olan birinci taşta 35 satır, daha küçük olan ikinci taşta ise 27 satır bulunmaktadır. Tunyukuk yazıtının ne zaman dikildiği yazıtta belirtilmemiştir. Ancak Tekin’e göre; Bilge Kağan’ın amcasını öldürerek tahta geçtiği 716 yılından sonra dikilmiş olmalıdır. Tekin’in tahminine göre muhtemelen 720-725 yıllarında dikilmiştir (Tekin 2017: 13).

 

KAYNAKLAR

Aksan, D. (2015). Türkçenin Sözvarlığı, Ankara: Bilgi Yayınevi

Caferoğlu, A. (2015). Türk Dili Tarihi, Ankara: Altınordu Yayınları

Ercilasun, A.B. (2018). Türk Dili Tarihi, Ankara: Akçağ Yayınları

Ergin, M. (2016). Orhun Abideleri, İstanbul: Boğaziçi Yayınları

Tekin, T. (2018). Orhon Yazıtları, Ankara: Bilgesu Yayıncılık

 

                                                                                                                      Hakan GÜLER

 

 

Reklam (#YSR)