CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE EKONOMİSİ (1923-1930)

Olağanüstü koşullarda, ekonomik ve toplumsal değişmenin hız kazandığı, mülk edinme ve sermaye birikimi sürecinin hızla ilerlediği bu dönem, kurumsal düzenlemeler ile birlikte bir yapılanma dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde genel olarak liberal politikalar hakim olmakla beraber izlenen politika özel sektör öncülüğünde kalkınmaya dönük karma ekonomi anlayışıdır.

İZMİR İKTİSAT KONGRESİ

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik anlamda yaşanan en önemli olay 1923 yılının Şubat ayında (17 Şubat-4 Mart) toplanan İzmir İktisat Kongresidir. Bu kongre, tüccar, çiftçi, sanayici ve işçi kesimlerinin kendilerine özgü sorunlarını bir bütün içinde belirlemek ve yabancı sermaye çevrelerine ekonominin gelecekte alacağı biçimi izah etmek üzere toplanmıştır. Kongrenin temelini oluşturan fikir, ekonomide ulusalcılık anlayışı olmuştur.

Dört grup arasında kongreye en hazır ve örgütlü gelen grup tüccar grubu olmuştur. Kongreden önce Milli Türk Ticaret Birliği’ni kurarak, görüşlerini ayrıntılı bir rapor ile sunmuşlardır.

Çiftçi grubu, tüccarlar gibi hazırlıklı olmasalar da kongreye en kalabalık gelen grup olmuştur. En önemli istekleri aşarın ve tütün tekelinin (Reji idaresi) kaldırılmasını ve tarım kredilerinin artırılmasını talep etmişlerdir.

Sanayi grubu ise gümrükler yoluyla yerli sanayinin dış rekabetten korunmasını talep ederek, Sanayiyi Teşvik Yasası’nın yeniden düzenlenmesini ve bir sanayi bankası kurulmasını istemişlerdir.

İşçi grubu, günlük çalışma süresinin 8 saat ile sınırlandırılması, ücretli izin doğum ve evlenme yardımı, sigorta sağlanması gibi taleplerde bulunmuşlardır. Ayrıca 1 Mayıs gününün işçi bayramı olarak kutlanmasını talep etmişlerdir.

Bu kongre ile alınan kararlar şu şekildedir:

  1. Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir.
  2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
  3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
  4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
  5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
  6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
  7. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
  8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
  9. Sendika hakkı tanınmalıdır.

Lozan Anlaşması’nın Ekonomik Hükümleri: Lozan’da Türkiye’nin amacı, siyasal ve ekonomik bağımsızlık elde etmektir. Bu sebeple üzerinde durulan başlıca ekonomik unsurlar şu şekildedir:

1- Kapitülasyonların kaldırılması

2- Yabancılara verilen ayrıcalıkların kaldırılması

3- Osmanlı borçları

4- Gümrük düzenlemeleri

5- Savaş tazminatları

6- Nüfus mübadelesi

Bu kapsamda Lozan Anlaşması’nda alınan ekonomik kararlar şu şekilde gerçekleşmiştir:

  • Ekonomik olarak yabancılara tanınan ayrıcalıklar (kapitülasyonlar) tamamen kalkmıştır
  • Osmanlı Devleti’nden kalan borçlardan Türkiye Cumhuriyeti kendi payına düşeni ödemeyi taahhüt etmiştir
  • 1916 yılındaki Osmanlı Gümrük tarifeleri esas alındığı için beş yıl daha, 1929 yılına kadar yürürlükte kalmıştır
  • Türkiye kendi karasularında taşımacılık yapmayı yani kabotaj hakkını kabul etmiştir.

Bu dönemde denk bütçe anlayışı benimsenmiş olup, bütçe dengesi 1925 yılı hariç her yıl fazla vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk bütçesi, 1 Mart 1924’de 131 milyon Lira olarak yürürlüğe girmiştir. Bütçe gelirleri içerisindeki en önemli pay yaklaşık %90 oran ile dolaylı vergilere aittir. Bütçe giderleri içerisinde ise en önemli tutar, savunma giderleri ile bayındırlık hizmetlerine ayrılmıştır. Bütçe genelde fazla verdiği için fiyat düzeyi genelde istikrarını korumuştur (yıllık ortalama %5-6).

Dış ticaret dengesine bakıldığında özellikle gümrük vergilerinin koruyucu olmaması nedeniyle her yıl dış ticaret açığı verilmiştir. Bu dönemde ortalama büyüme hızı %11 olarak gerçekleşmiştir. Yine bu dönemde tarım sektörü %16 büyürken, sanayi sektörü %8,5 büyüme kaydetmiştir.

1923 yılında 2,2 milyar TL olan GSYİH;

1942 yılında %14.6,

1925 yılında %12,5

1926 yılında %18,2

1927 yılında (%12,7)

1928 yılında %10,8

1929 yılında %21,5 büyüme kaydetmiştir.

1923-1930 döneminde meydana gelen önemli gelişmelerden bazıları şu şekildedir:

 1923 yılında 1. İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır.

 1924 İlk ulusal banka olan Türkiye İş Bankası kurulmuştur.

 1924 yılında demiryolları devletleştirildi

 1924 yılında Türkiye Tütüncüler Bankası kurulmuştur.

 1925 yılında ilk milli sigorta şirketi Anadolu Sigorta kurulmuştur.

 1925 İlk kalkınma bankası Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur.

 1925 Aşar vergisi kaldırılmıştır.

 1925 şeker fabrikalarının kurulmasına ilişkin kanun kabul edildi ve Uşak-Alpullu Şeker Fabrikası açıldı.

 1926 Kabotaj Kanunu çıkarıldı.

 1927 Konut kredisi vermek amacıyla Emlak ve Eytam Bankası kurulmuştur.

 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Cumhuriyetin nüfusunun 13.648.000 kişi olduğu belirlenmiştir.

 1927 Cumhuriyet döneminin ilk kağıt paraları tedavüle çıkarıldı.

 1927 yılında ilk bütçe kanunu “Muhasebe-i Umumiye Kanunu” çıkartılmıştır.

 1926 yılında Kayseri’de ilk uçak fabrikası açılmıştır.

 1928 yılında İktisat Bakanlığı kurulmuştur

 1923-1930 dönemi genel anlamıyla liberal ve dışa açık bir ekonomi olarak adlandırılabilir.

Türkiye, 1929 Büyük Buhranından tüm dünya gibi olumsuz yönde etkilendiği için bir takım ekonomik önlemler almak zorunda kalmıştır. Dönemin sonunda ortaya çıkan 1929 Büyük Buhran’ın Türkiye ekonomisine olan bazı etkileri şu şekildedir:

  • Türkiye ekonomisi deflasyonist bir dönem içerisine girmiştir
  • Dış ticaret gelirlerinde azalma olmuş ve ekonomiyi olumsuz etkilemiştir
  • Dış ödemeler dengesi açık vermiştir
  • Kriz sonrasında devlet korumacı politikalara yönelmiştir.

1929 Büyük Buhranı’na karşı Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınan önlemlerden bazıları şu şekildedir:

  • Türk parasının değerini korumak
  • Bütçe dengesini korumak
  • Dış ticarette fazla vermeye çalışmak
  • İthalatı kısıtlamak
  • Kliring ve takas sistemini uygulamak
  • Halkı yerli malı tüketmeye özendirmek
Reklam (#YSR)