2008 KÜRESEL KRİZİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ 2008 Yılında ABD’de mortgage krizi olarak adlandırılan etkisi hemen her ülkeye yayılan küresel kriz Türkiye ekonomisinde de kendisini hissettirmiştir. Türkiye ekonomisinde bu krizi nedeniyle yaşanan etkiler şu şekildedir: Borsada yaşanan gerileme ile birlikte artan faizlerin bankacılık sisteminde kredi kaynaklarını olumsuz etkilemesi İç
Şubat 2001 Finansal Krizi 2000 Kasım Krizi’nin ardından, 2000 Enflasyonu Düşürme Programı’nın performans kriter değerleri gözden geçirilmiş olmasına rağmen, bankacılık sisteminin kırılgan yapısı devam etmiştir. Faizlerdeki hızlı yükseliş kamu bankaları ve bazı özel bankaların mali yapılarını bozmuş ve bankacılık sisteminin mevcut yapısal sorunlarını daha da ağırlaştırmıştır. Ekonomide
Kasım 2000 Finansal Krizi Kasım sonunda ortaya çıkan kriz, temelinde bankacılık kesiminde likidite sorununun bir parçasıdır. Bankacılık kesiminde yeterli döviz fazlasının olmaması, yurt dışına sermaye çıkışlarının biraz hareketlendiği bir ortamda, piyasalarda güvensizliğin yaygınlaşarak, doğrudan bir panik havasına dönüşmüştür. Kasım 2000’de yaşanan likidite krizinin nedeni, sadece piyasaların nakit talebine cevap
ENFLASYONLA MÜCADELE PROGRAMI (2000) 1990’lı yıllarda Türkiye de kamu gelir ve gider dengesi sağlanamamış, kamu borçları sürdürülemez bir hal almış, enflasyon kronikleşmiş, işsizlik artmış ve ekonomi sıklaşan aralıklarla krizlerle karşı karşıya kalmaya başlamıştır. Bu krizlerin temel nedenleri Yurt dışı piyasalarda yaşanan olumsuzluklar, Sürdürülemez bir borç dinamiğinin mevcudiyeti,
5 NİSAN 1994 İSTİKRAR PROGRAMI 1980’li yıllarda başlayan finansal serbestleşme ile birlikte faiz oranlarının artırılması sonucu sermaye girişinde artış meydana gelmiş ve bu durum TL’nin değer kazanmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda ithalatta artış yaşanırken ihracatın gerilemesi nedeniyle dış açıklar artma eğilimi göstermiştir. Ayrıca artan faizler nedeniyle devletin borç yükü
1980 DÖNEMİ: 24 OCAK İSTİKRAR POLİTİKASI – İhracata Dayalı Büyüme Stratejisi 24 Ocak 1980 istikrar politikası, istikrarsızlığı parasal bir olgu olarak kabul etmiş ve bu nedenle de çözümü parasal düzenlemelerde aramıştır. Bu politikalar, devletin ekonomideki rolünü azaltıp, piyasa mekanizmasına ağırlık veren, dışa açık bir ekonomik görüşe dayandırılmıştır. 1980 İstikrar Politikasında
TÜRKİYE’NİN EKONOMİK İSTİKRAR SORUNLARI VE İZLENEN POLİTİKALAR 1980 ÖNCESİ DÖNEM: 1977’yi izleyen yıllarda fiyat artışları çok yüksek boyutlara ulaşmıştır. Bunun yanında işsizlik ve dış ödemeler dengesi açığı hızla artmıştır. Bu dönemde ayrıca sanayi dalında yatırım ve üretim seviyesinde azalmalar ortaya çıkmıştır. Türkiye Ekonomisini etkisi altına alan bu istikrarsızlıkların temel nedenleri
1960 SONRASI PLANLI KALKINMA DÖNEMİ Ülkemizde 30 Eylül 1960 tarihinde Devlet Planlama Teşkilatını kuran yasa kabul edilerek, planlı ekonomiye geçişin yasal temelleri oluşturulmuştur ve Planlama-Programlama-Bütçeleme Sistemi (PPBS) benimsenmiştir. Planlı Ekonomiye Geçişin Nedenleri 1950’li yılların sonunda ekonominin dış ödeme güçlüğü ile enflasyonla yaşamış olduğu bunalımdan kurtararak, ekonomiyi kararlı bir çizgiye oturtmak
1945- 1960 DÖNEMİ TÜRKİYE EKONOMİSİ 2.Dünya Savaşı’nın bitmesi ve tüm dünyada liberal politikaların etkin olmaya başlamasıyla birlikte Türkiye’de de bazı değişiklikler olmaya başlamıştır. Çok partili sisteme geçişle birlikte liberal bir anlayış hakim olmaya başlamıştır. 1946 yılında İvedili Sanayi Planı oluşturulmuştur. Bu plan 1930’lu yıllarda uygulanan devletçi sanayileşme planlarının devamı niteliğindedir.