Mikrobiyoloji tarihi

  • 1665 yılında Robert Hooke’un mikroskopla yaptığı incelemeleri kapsayan Mikrographia adlı eseri,
  • Hollandalı bir tüccar olan Antoni van Leeuwenhoek’un 1674′de tatlı suda yaşayan mikroorganizmaların bazılarını,
  • 1680′de maya mantarlarını ve kendi dışkısında Giardia intestinalis olduğu kabul edilen protozoonları belirlemesi dikkati çeker.
  • 1798′de Jenner inek çiçeğini insana bulaştırmak suretiyle çiçek hastalığına karşı koruyuculuk sağlayarak, immunolojinin temelini atmıştır. 1
  • 820′de sıtma tedavisinde kinin uygulanmış,
  • 1839′da Davies ilk defa yara dezenfeksiyonunda iyodu kullanmıştır.
  • 1837′de Magendie, önceden yabancı serum injekte edilen köpeklerin, aynı serumun tekrar injeksiyonunda ağır ve hatta öldürücü olabilen şok geçirdiklerini gözlemlemiş, bu olay bağışıklık bilimindeki önemli bir konuya, anaflaktik reaksiyonların varlığına dikkati çekmiştir.
  • 1854′de kolera etkeni,
  • 1873′de Hansen tarafından lepra basili bulunmuştur.
  • 1867′de modern anlamda antisepsinin temelleri atılmıştır. Bu tarihte Lister antiseptik cerrahi üzerine ilk yazısını Lancet dergisinde yayınlamıştır.
  • 1879′da bel soğukluğu hastalığının etkeni olan gonokoklar, Neisser tarafından bulunmuş ve daha sonra Neisseria gonorrhoeae olarak adlandırılmıştır.
  • 1882′de Koch, verem mikrobunu bulmuş, Ehrlich ise verem mikrobunun boyanma yöntemini tarif etmiştir.
  • 1884 yılında fagositoz olayı tarif edilmiş, Gram kendi adıyla anılan Gram boyama metodunu tanımlamış, Pasteur tarafından kuduz aşısı bulunmuş, bir yıl sonra da bu aşıyı insana uygulamıştır.
  • 1887 ‘de Bruce malta ateşinin etkenini bulmuş, Petri kendi adıyla anılan ekim kutularını kullanmıştır.
  • 1890′da Koch tüberkülini tarif etmiştir.
  • 1900 yılında Landsteiner ABO kan grup sistemlerini bulmuştur. 1921 de Calmette ve Guérin 15 yıl süren çalışmaları neticesinde buldukları BCG aşısını dünyaya tanıtmışlardır.
  • 1929 Fleming penisilini bulmuştur.
  • 1931 yılında viruslar tavuk embriyosunda üretilmişlerdir.
  • 1940 yılında elektron mikroskobu mikrobiyolojide kullanılmaya başlanmıştır.
  • 1941′de anne ile baba arasındaki kan uyuşmazlığına neden olan Rh antikorları gösterilmiştir.
  • 1944′de Streptomisin bulunmuş,
  • 1952′de Histamin gösterilmiş,
  • 1953 de ölü çocuk felci aşısı yapılmış,
  • 1955’de canlı çocuk aşısı geliştirilmiştir.
  • 1957′de interferon tarif edilmiş,
  • 1965′de Hepatit B virusuna ait yüzeyel bir antijen olan “HBS (Hepatitis B surface) Antijeni- o zamanki adıyla Avustralya (Au) antijeni – ” bulunmuştur.
  • 1969′da immunoglobulin G’nin yapısı tanımlanmıştır.
  • 1975′de monoklonal antikorlara ilişkin teknikler geliştirilmiştir ve birçok alanda güncelliğini sürdürmektedir.
  • 1980′de AİDS ile ilgili ilk olgular bildirilmiş, tıp çevreleri ile tüm dünyada bu konu yıllarca süren ve süreceği beklenen ilgi yoğunluğuna hedef olmuştur. Yine aynı yılda, doku ve organ transplantasyonlarında (organ nakillerinde) araştırılması gereken doku uygunluk antijenleri (HLA) bulunmuştur.

 Mikroorganizmalar keşfedilmeden önce canlılar, bitki ve hayvanlar olmak üzere ikiye ayrılıyordu. 1866′da Haeckel canlılar içerisinde üçüncü bir âlem olan PROTİSTA’ların bulunduğunu bildirmiştir. Protistalar içerisinde algler, protozoonlar, mantarlar ve bakteriler yer alırlar. Protistalar, hücre yapılarına göre ikiye ayrılırlar. Bitki ve memeli hücresini andıran hücrelere ökaryotik hücre, daha ilkel yapıdaki hücrelere ise prokaryotik hücre denir.

Reklam (#YSR)