1930-1938 SANAYİLEŞME DÖNEMİ

Dünya buhranından sonra başlayan bu dönem devletçi ekonomi anlayışının yerleştiği dönem olmuştur. 1929 Dünya Buhranı ile aynı anda, gümrüklerini denetim altına alamayan Türkiye’de de döviz krizi yaşanmıştır. 1929 yılında Milli İktisadiyat ve Tasarruf Cemiyeti kurulmuştur. Milli ürünlerin kullanılması ve tasarrufun yükseltilmesi propagandası yapan Cemiyet, dönemin hemen başında Ankara’da Sanayi Kongresi ve Ziraat Kongresi toplantılarını gerçekleştirmiş ve böylece devletçi politikaların temelleri atılmıştır.

Bu dönemde özellikle II. Dünya Savaşı’nın başladığı yıl olan 1939 yılına kadar devletçi ekonomi politikaları izlenirken, 1939-1946 yılları arasında savaş ekonomisi koşulları benimsenmiştir. 1930-1939 yılları arasında devletçilik politikalarının uygulanma nedenleri;

  • Sanayinin yetersiz olması ve tarımda geri kalınmış olması
  • Özel sektörün sanayiyi geliştirebilecek sermayeye sahip olmaması
  • Özel sektör girişimcilerin sanayiyi geliştirmesi için yeterli bilgi ve donanıma sahip olmamaları
  • 1929 Büyük Buhran’ın oluşturduğu olumsuzlukların ardından Keynesyen görüşün kabul görmesi
  • Daha önce izlenen liberal politikalar ile sanayileşme ve kalkınmanın başarısızlığı uğraması
  • Sovyetler Birliği’nde uygulanan planlı devlet ekonomisinin başarılı olması

Devletçi dönemin ekonomik özelliklerine bakıldığında 3 önemli denge dikkat çekmektedir:

1- Para arzı sürekli olarak sabit tutulmaya çalışılarak parasal denge korunmaya çalışılmıştır.

2- Bütçe denkliği korunmaya çalışılmış ve bütçe açıkları yaşanmamıştır

3- Dış ticaret dengesi 1946 yılına kadar 1938 yılı hariç her yıl fazla vermiştir.

Planlı Sanayileşme Dönemi ve Birinci 5 Yıllık Sanayi Planı

1930 sonrasında hemen her dünya ülkesi gibi Türkiye’de de dışa kapalı ve devletçi ekonomi anlayışı benimsenmiştir. Bu dönemde daha çok milli sermayeli üretime ağırlık verilmiş ve bu bağlamda ilk devlet destekli sanayi planı olan 1934 I. Beş yıllık sanayileşme planı yürürlüğe koyulmuştur. 1934-1938 yılları arasında uygulanan bu plan ile toprak reformu yapılarak tarıma teşvik sağlanmış ayrıca hammaddesi yurtiçinde bulunan malları işleyecek sanayi kuruluşları ile devletçe finanse edilmesi mümkün olan kuruluşların kurulmasına öncelik verilmiştir. Bu planın başlıca amaçları şu şekildedir:

  • Sanayileşme için gerekli olan nitelikli işgücünün yetiştirilmesini sağlamak
  • Yerel yada bölgesel tarım ürünlerine dayalı sınai üretim birimleri kurmak
  • Özellikle ithal edilen tüketim ürünlerinin üretimine öncelik vermek
  • Sanayi işletmelerinin kuruluş yerlerinin hammadde kaynaklarına yakın olmasını temin etmek

Bu plan ile özellikle 5 alanda, dokuma, maden işleme, kağıt, kimya ve taş-toprak alanlarında sanayileşmenin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu sanayileşme hamlelerinin finansmanı, büyük ölçüde vergiler ve iç borçlanma ile karşılanmıştır. Ayrıca, 1934’de Sovyet Rusya’dan 8 milyon dolar, 1938’de İngiltere’den 13 milyon sterlin dış borç sağlanmıştır.

DIŞ TİCARET: 1930 – 1938 yılları arasındaki dönemde dış ticarette ülke bazlı politikalar izlenmiş olup takas ve kliring sistemleri uygulanmıştır. Ayrıca Lozan anlaşması ile getirilen gümrük tarifesi sınırlamaları da 1929 yılı itibari ile sona erdiği için ithal ikameci politikaların önem kazandığı bir döneme girilmiştir.

PARA VE MALİYE POLİTİKALARI: 11 Haziran 1930 tarihinde 1517 sayılı yasa ile TC Merkez Bankası, 15 milyon TL sermayeli bir anonim şirket şeklinde kurulmuştur. Bankanın kuruluş kanununa göre amacı ülkenin kalkınmasına yardımcı olmaktır. TCMB 3 Ekim 1931’de fiilen göreve başlamıştır. Bu dönemin temel ilkeleri şunlardır:

■ Sıkı ve sağlam para ve denk bütçe ilkelerinden vazgeçilmemiştir.

■ Paranın dış değerinin korunması bir ulusal prestij sayılmıştır.

■ Dolaşımdaki para miktarında 1939’a kadar önemli bir artış yaşanmamıştır.

Bu dönemde devletin normal gelirlerinin önemli bir bölümü devlet tekellerinden ve hükümet hizmetleri karşılığı elde edilen gelirlerden oluşmuştur. Devlet para basma yolunu tercih etmediği için vergileri ve tekel gelirlerini artırarak kamu harcamalarını karşılamaya ve bütçenin denkliğini sağlamaya çalışmıştır. TCMB kaynaklarına ise kısa vadeli avanslar dışında başvurulmamıştır. Sıkı para ve denk bütçe politikalarının sürdürülmesi çabaları sonucu ülkede enflasyonist bir baskı ortaya çıkmamıştır. Yıllık fiyat artışı ortalama %5‟in altında kalmıştır.

 1930-1939 dönemi Türkiye’nin ilk sanayileşme dönemidir.

 1930 milli paranın kıymetini koruma kanunu çıkartıldı

 1930 yılında TCMB kuruldu, 1931’de faaliyete geçti.

 1933 yılında Sümerbank kuruldu.

 1933 yılında İller Bankası kuruldu.

 1935 yılında Etibank kuruldu.

 1937 yılında Denizbank kuruldu.

 Tarımın desteklenmesi için 1932 yılında Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuştur.

 1938 Halkbank kuruldu.

 1939 yılında Karabük Demir Çelik fabrikası işletmeye açılmıştır.

 1940 yılında Raman petrol kuyusunda ilk petrol üretimi sağlanmıştır.

 Devletçi sanayileşme nedeniyle kamu harcamaları bu dönemde hızla artış göstermiştir.

 Devletçilik uygulamasının yürürlükte olduğu 1930-39 döneminde milli gelir yıllık ortalama % 6,1 oranında büyümüştür. İkinci Dünya Savaşı yıllarında ise savaş ekonomisi uygulandığından ekonomik kalkınma çabalarına bir süre ara verilmiştir.

 1930’lar döneminde, 1923-29 liberal dönemdekinden farklı olarak, sosyal kalkınma çabalarının da yoğun olduğu görülmektedir. Devletçilik uygulamaları ile ülkenin çeşitli yerlerine kurulmuş olan kamu iktisadi teşebbüsleri üretim birimleri olma işlevinin yanında toplumsal kalkınmada da öncülük görevi yüklenmiştir.

 Bu dönemde Türk Parasını Koruma Kanunu kabul edilmiştir. İthalata kota konulması ve ihracatın denetlenmesi hakkında çıkan kanunla korumacılık uygulamaları başlatılmıştır.

 1938 yılı hariç hemen her yıl dış ticaret fazlası verilmiştir.

Reklam (#YSR)