Ebdürrehim Haqverdiyev (1870 – 1933)

Ebdürrehimbey Esedbey oğlu Hagverdiyev (Hagverdili), 17 Mayıs 1870 yılında, Şuşa’ya bitişik Ağbulag köyünde, asilzade bir ailede doğdu. Babası Esed Bey, Şuşa mahkeme idaresinde kâtib, anası Hüsnücahan Hanım ise bir ev hanımıydı. 3 yaşında iken babasını kaybeden Ebdürrehim, amcası Ebdülkerim Bey’in himayesine geçti.

Babasının ölümünden sonra da anası, Şuşa’daki Mülkiyye me’murlarından Hesenelibey Sadıgbeyov’la evlenmişti. Amcasının hanımından sınırsız eziyetler gören Ebdürrehim Bey amcası bir kan davası üzerine, yerli beyler tarafından öldürüldükten sonra, anası ve üvey babasının yanma geldi. Onlardan özellikle de son derece kültürlü ve hayırsever bir insan olan Heseneli Bey’den iyi bir ilgi gördü. Babalığı onun ta’lim ve terbiyesiyle meşgul oldu.

O devirde oturdukları köyde ona Rus ve Türk dilerinde ilk eğitimi verdi. 1880’de babalığının köy işlerinin iflas etmesi üzerine Şuşa kentine göçtüler. Burada Ebdürrehim Bey yerli aydınlardan Yusif Bey Melikhagnezerov’un geçici yazlık mektebinde Rus dilini öğrendi ve imtihan vererek Şuşa’daki Rusça eğitim veren 7 sınıflı “Realni mektebin” I. sınıfına dahil oldu. Onun tiyatro ve dram sanatları ile ilk tanışıklığı da Realni mektebinde okuduğu yıllarda olmuştur.

Mektebin birinci sınıf talebesi olduğu 1884’te ilk defa tiyatro oyunu görmüş ve bundan çok etkilenmişti. Hatıralarında; “14 yaşında iken ilk defe teatro getdim. Mirze Fetelinin “Xırs quldurbasan” komediyasını oynayırdılar. Teatrda perde açılmayınca men bu eqidede idim ki, fokus gösterecekler. Perde açıldı. Bir de baxdım ki, müellimim Yusif Bey eyninde çuxa, başında papaq, belinde xencer, elinde tüfeng sehnede dayanıb iHHUkden dem vurur. Getgede tanıdığım müellimlerden birini arvad libasında, birini polis libasında görüb teatrm ve komediyanm ne olduğunu anladım”, diye yazmaktadır.

Bundan sonra Mirze Feteli Axundov’un “Temsilaf’ını okuyan Ebdürrehim Bey, bu komedilerin etkisi altında “Hacı Daşdemir” adlı bir komedi yazdı, müellimi Yusif Bey’e verdi. Yusif Bey bu komediyi hayli tashih ettiyse de, bilinmeyen sebeplerden dolayı eser yayınlanmadı. 1890’da Ebdürrehim Bey, Şuşa realni mektebinin 6. sınıfını bitirdi. Daha sonra Tiflis’e giderek 7. sınıfı burada tamamladı.

Tiflis’de tiyatro hayatıyla daha yakından ilgilendi. Sık-sık temaşalara gitti. Burada aynı zamanda kalemini edebî tercüme sahasında sınayarak, Rus dilinden “Nahak Kan” adlı bir piyes tercüme etti. 1891’de Petersburg’a gitti. Burada Yol Mühendisleri Enstitüsü’ne dahil oldu.

Aynı zamanda Petersburg Üniversitesi Şarkiyyat Fakültesin’in derslerini serbest dinleyici olarak takibetti. 1892’de ilk drama eseri olan “Yeyersen Gaz Etini, Görersen Lezzetini” komedisini yazdı. Bu eser Petersburg’un Türk zenginlerinden Maksudov’un hesabına, burada kitap olarak yayınlandı.

E.Hagverdiyev, Azerbaycan Edebiyyatı tarihinde ilk trajedi olan “Dağılan Tifaq” eserini de Rusya başkentinde tamamladı (1896). Dokuz yıllık Petersburg hayatından sonra, 1899 da Azerbaycan’a döndü. Şuşa’da yerleşdi. Burada öğretmenlik ve tiyatro rejisörlüğüyle meşgul oldu.

Halk Edebiyyatı örneklerini derledi. “Bahtsız Cevan”, trajedisini (1900) ve sembolizm edebî cereyanının etkisi ile “Peri Cadu” piyesini yazdı (1901). Hagverdiyev bu eseri yazarken Metternix’in meşhur “Abı quş” eserinden açıkça etkilenmişti. Petersburg’da yaşadığı dönemde, Fran- sız dilini mükemmel öğrenmesi ona Avrupa-Batı Edebiyyatı örneklerini izlemek imkanı sağladı. 1901-1904’te Bakü’de yaşadı.

Şehrin kültür heyatma katıldı. “Peri Cadu” eserini sahneye kodu. 1904’te Şuşa şehir belediyesine üye seçildiğinden, Bakü’den ayrıldı. 1905’te Gence vilayetinden I. Çarlık Duma’ya milletvekili seçildiğinden Petersburg’a gitti.

Milletvekilliği faaliyetinin yanısıra Petersburg arşivlerinde “Ağa Mehemmed Şah Gacar” dramı için malzeme topladı, tarihi belgeleri araştırdı. 1906’da Duma lağvedilince Gence’ye döndü, evvelce bir sigorta müfettişliğinde, sonra ise Kür-Hazer Gemicilik Şirketinde memur olarak çalıştı. İşi dolayısıyla Kafkas, İran ve Türkistan’ın bir çok yerlerini gezip dolaştı. 1907’de Gaçar sülalesinden olan İran şahı Ağa Mehemmed Şah’m, Şuşa’ya ve Tiflis’e saldırılarını konu olarak alan “Ağa Mehemmed Şah Qacar” trajedisini tamamladı.

Trajedi, ünlü Azerbaycan dram aktörü Hüseyn Ereblinski’nin iştiraki ile aynı yıl Bakü’de sahneye koyuldu. 1906’da Tiflis’de, meşhur “Molla Nesreddin” dergisinin yayma başlaması ile, E. Hagverdiyev de bu derginin faal yazarlarından biri oldu.

1907-1917 yılları arası, dergide onlarla eseri yayınlandı. 1908’de Bakü’de, Türk dünyasının kültür tarihinde ilk millî opera olan Üzeyirbey Hacıbeyli’nin “Leylî ve Mecnûn” operasının şefliğini yaptı. 1911-1916 yılları arasında, görevden çekilerek Azerbaycan’ın Ağdam kentinde yaşadı.

Sıkı suretde edebî çalışmalarla meşgul oldu. 1916’da Tiflis’de, Rus dilinde yayınlanan “Seherler İttifaqmm Kafkaz Şö’besi Xeberleri” mecmuasının baş- yazarlığını yaptı.

Rusya’da monarşinin devrilmesiyle sonuçlanan 1917 yılı Şubat ihtilalinden sonra Gürcistan’ın Azerilerin yaşadığı Borçalı bölgesinde mahkeme reisi oldu, Gürcistan parlamentosuna milletvekili seçildi.

Aynı zamanda Tiflis’de Türk-Azeriler için açılan “Ali-ibtidai mekteb”de hocalık yaptı. 1919’da Azerbaycan Demokratik Cumhuriyyeti’nin daveti üzerine Bakü’ye geldi ve Azerbaycan hükümetinin temsilcisi olarak Dağıstan’a gönderildi. Daha sonra ise Ermenistan temsilciliğine atandı.

Bolşevikler ihtilalle geldikten sonra Halk Maarif Komiserliği’nin tiyatro şubesi müdürlüğü ve devlet tiyatroları müfettişi görevlerinde bulundu. 1921-1931 arasında Azerbaycan Devlet Üniversitesinin Şarkiyyat bölümünde çalıştı. “Azerbaycan’ı Tedkik ve Tetebbö Cemiyyeti”nin kurucularından biri oldu. 1923- 1935 arasında cemiyyetin müdürlüğünü yaptı.

1924’te Rusya İlimler Akademisi’nin “Ölkeşünaslıg” bürosuna muhabir üye seçildi. 1928’de “Emekdar incesenet xadimi” fahri adını aldı. 1922’de edebî faaliyyetinin 30, 1927’de 35, 1932’de ise 40. yılı jübilelerle kutlandı. 1930-1932 yıllarında Azerbaycan Yazarlar İttifakı’nın mes’ul kâtipliğini yaptı. E.Hagverdiyev, Ahundov’la başlayan millî daramatürji geleneklerini devam ettirdi. 40 yıldan fazla süren sanat hayatı döneminde hayli dram, hikaye, makale yazdı. Halkı eğitime, kültüre, kendi haklarını savunmaya çağırdı. Onun eserleri Azerbaycan tarihinin tüm bir döneminin usta bir sanatkâr eliyle çekilmiş gerçekçi tasviridir.

O, diğer mollanasraddincilerle birlikde Azerbaycan’da küçük hikaye ve fıkra edebî türlerini aynı zamanda mizahî seyehatnâmelerin önemli örneklerini yarattı. Ebdürrehim Bey, yüksek kültürü, Doğu ve Batı medeniyyetlerine derinden vukufu, zengin bilgisi ve aristokrat tavırlarıyla sevildi, genç yazarlara canlı bir örnek oldu. 1933’te rahmetlik oldu ve Bakü’de “Fexri xiyâbân” denilen mezarlıkta defnolundu.

Eserleri

Dağıtılan Tifaq. Sankt-Petersburg, 1899  

Millet Dostları, Tiflis, 1907  

İki Hekayet, Ata ve Oğul, Ayın Şahidliyi, Bakü, 1909  

Kimdir Müqessir?, Bakü, 1909  

Ac Herifler, Bakü, 1909  

Mirze Feteli Axundzadenin 100 illik yubileyi-yövmü alisi münasibeti ile yazılmış bir perdeli pyes-Xeyalat, Bakü, 1911  

Ağa Mehemmed Şah Qacar, Bakü, 1912  

Padşahın Mehebbeti, Bakü, 1922  

Bextsiz Cavan, Bakü, 1926  

Edalet Qapıları, Bakü, 1926  

Ağaç Gölgesinde, Bakü, 1926

 Vaveyla, Bakü, 1926

 Şeyx Şe’ban, Bakü, 1926

 Marallarım, Bakü, 1927

 Dağılan Tifaq, Bakü, 1927  

Köhne Dudman, Bakü, 1927  

Çjadınlar Bayramı, 1928  

Mirze Feteli Axundov, Bakü, 1928  

Xortdanın Cehennem Mektubları, Bakü, 1930, 1937  

Şebih, Bakü, 1937

 Pyesler ve Hekayeler, Bakü, 1938

 Hekayeler, Bakü, 1940  

Seçilmiş Eserleri, Bakü, 1976  

Qoca Tarzen, Hekayeler, Bakü, 1980  

Reklam (#YSR)