Müseddes Müseddes, aynı vezinde altışar dizelik bentlerden oluşan nazım şeklidir. İlk bendin altı dizesi birbirleriyle uyaklı, sonraki bentlerin son bir veya iki dizesi ilk bent ile uyaklı olur (aaaaaa-bbbbba… gibi). Son bir veya iki dize her bendin sonunda aynen tekrarlanıyorsa mütekerrir müseddes; yalnızca kafiye yönünden ilk bend ile benzeşiyorsa
Sebk-i Hindi Sebk-i Hindi, edebiyatta (özellikle divan edebiyatında) Hint tarzı, Hint biçemi demektir. Türk edebiyatında bir edebi akım (bazı akademisyenler tarafından akım olarak kabul edilmez) olarak ortaya çıkmıştır. Hindistan’da, Babürlü Hint-Türk hükümdarlarının saraylarında Farsça yazan ozanlarca geliştirilmiştir. Edebiyatımızda XVII.yüzyıldan başlamak üzere etkisini göstermeye başlamış kimi şairlerimizde bütün özellikleri görülürken kimi
Surname Surname, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında şenlikler hakkında yazılan edebî metinlerin genel adıdır.[1] Osmanlı döneminde padişah çocuklarının doğum ve sünnet törenleriyle padişah kızlarının düğün törenlerini anlatan manzum, mensur ya da manzum mensur karışık yazılan eserler genellikle Surnâme adını taşır.[2] Suriyye adıyla kaside şeklinde yazılan şiirlerle “tarih manzumeleri” de bu tür içinde değerlendirilir.[2] Surnâmeler
Şehrengiz Şehrengiz, Divan edebiyatında bir şehri ve o şehrin güzellerini anlatan eserlerdir. Daha çok klasik mesnevî tarzında kaleme alınan bu yapıtlarda tevhid, münacaat, na’t gibi Allah’ı, birliğini ve Muhammed’i anlatan kısımlara rastlanmaz. Bu eserlerin başında şehirle ilgili çok umumi bilgiler verilir ve şehre övgü düzülür. Bazen bahar ve tabiat tasvirleri yapıldıktan sonra,
Tardiye Divan edebiyatında beş dizelik bentlerden oluşan musammat türüdür. Aruzun “Mef’ûlü, Mefâilün, Feûlün” vezniyle yazılır. Muhammesten ayrılan yanı, ilk bend dâhil, beşinci dizelerin kendi arasında uyaklı olmasıdır. Şeyh Galip sıkça kullanmıştır. Örnek Dize Hoş geldin eyâ berîd-i cânân Bahşet bana bir nüvîd-i cânân Cân ola fedâ-yı iyd-i cânân Bî-sûd ola mı ümîd-i cânân Yârin bize bir selâmı
Şiirde dizelerdeki hece sayısının eşit olmasına dayanan ölçüdür. Türkçenin yapısına uygundur. Heceler parmakla sayıldığı için “parmak ölçüsü” adıyla da bilinir. Türkçede hecelerin uzunluk kısalık bakımından hemen hemen aynı değerde olması, şiirde hece ölçüsünün kolayca kullanılmasını sağlar. 7’li, 8’li, 11’li ve 14’lü kalıpları vardır. Türk Halk Şiiri’nde sıklıkla tercih edilir. Reklam
Aruz, edebiyatta “mısralardaki hecelerin uzunluk ve kısalıkları temeline dayanan nazım/şiir ölçüsü” anlamına gelir. Arapça bir kelimedir. Sözlük anlamı “Çadırın ortasına dikilen direk”tir. Aruzu bir öğreti biçiminde ortaya koyan ilk kişi, Arap dil bilimcisi İmam Halil bin Ahmed’dir. Reklam (#YSR)