Fütüvvetnâme Fütüvvetname, bir tasavvuf kavramı olarak fütüvvet kavramını ele alan eserler ile fütüvvet ve Ahi teşkilatlarının mesleki yönetmeliği şeklinde kaleme alınmış eserlerin ortak adıdır. Arapça, Farsça ve Türkçe pek çok fütüvvetname örneği vardır. Kimilerinin kendine has ismi vardır ama çoğu zaman bu eserlerin ismi unutulur ve fütüvvetname olarak bilinirler.[1] İlk
İskendernâme İskendernâme, İslami edebiyatlarda Büyük İskender hayatını ve maceralarını konu edinen; Kur’an-ı Kerim’de geçen Zülkarneyn’in kişiliğinin İskender’in hayatına sindirerek anlatıldığı, destanî-efsanevî tarzda yazılmış kitapların adıdır. İskendernâmelerde İskender, tarihî kişiliği yerine Doğu mistisizminin etkisinde efsanevî bir müslüman kahraman olarak anlatılır. Sembolik düşünceler etrafında fikrî, ahlâkî ve didaktik konulara değinilir.[1] Manzum şekline
Kaside Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan divan edebiyatı şiiridir. Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Türk edebiyatına 13. yüzyılda Araplardan geçmiş bir nazım şeklidir Özellikleri Nazım birimi beyittir. Beyit sayısı en az 15-30-33 ile en çok 99 arasında değişir. Kasidenin ilk beyitine matla beyit, son beyitine makta beyit denir. Şâir kasidesi
Kısas-ı Enbiyâ Kısas-ı enbiya, peygamberlerle ilgili kıssaları içeren yapıtların genel adıdır. Türkçede genelde divan edebiyatı döneminde kullanılmıştır. İlk kısas-ı enbiya Kısai’nin 9. yüzyılda yazdığı Kitabü Kısasi’l-Enbiya adlı eseridir. Türkçe kısas-ı enbiya kitapları arasında Rabguzi’nin 1310’da Çağatay Hanı Termaşir’in emiri Nasuriddin Tokboğa’nın emriyle yazdığı Kısasü’l-Enbiya ve Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı-Enbiya ile Tevarih-i Hulefa adlı eserleri sayılabilir. Reklam (#YSR)
Lugaz Lugaz (Lügaz), herhangi bir nesnenin ya da varlığın özellikleri anlatılarak yazılan manzum bilmecelere denir. Daha çok divan edebiyatında kullanılmıştır. Muamma ile birlikte çok kullanılan bir söz oyunudur. Muamma’dan farkı konusunun daha geniş olmasıdır. Çoğunlukla soru biçiminde düzenlenir. En önemli özelliği içinde çözüme ilişkin ipuçlarının bulunmasıdır. Divanların son bölümlerine konur. Eğlendirici ve öğretici olanların yanı sıra öğretici ve dinsel lugazlar
Matla Matla, Divan edebiyatında bir şiirin ilk beyiti. Daha çok kaside ve gazel türleri için kullanılır. “Doğmak” anlamındadır. Matla beyti diğer beyitlerden ayrı olarak kendi arasında redifli ve kafiyeli iki mısradan oluşur. Diğer beyitlerin ikinci mısrası matla beyitiyle kafiyeli olmak zorunda değildir. Matlanın kafiyesi genellikle tam veya zengindir. Sözcük anlamı güneşin veya yıldızın doğuş yeri… Örnek Dize Haddeden geçmiş nezâket yal ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden
Mazmun Mazmun kelime anlamı olarak “anlam, kavram” demektir. Edebiyatta, bazı düşüncelerin ifadesinde kullanılan klişileşmiş söz ve anlatımlara denir.[1] Edebiyattaki terim anlamı “bir şeyin özelliklerini çağrıştıracak kelime grupları içinde gizlemek”tir. Divân edebiyatı’nda divan şairi tarafından sıkça kullanılan bir kavramdır. İslâm edebiyatlarının ortak mazmunları vardır. Çoğu divân şiirine Fars edebiyatından girmiştir. Arap edebiyatının
Menkıbe Menkıbe, din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye.[1] Menkıbe kavramı ilk olarak hadis kitaplarının bir bölümü olarak dikkati çeker. Konularına göre düzenlenmiş hadis kitaplarında “Kitâbü’lmenâkıb” bölümleri bulunur. Buralarda Muhammed ve ashâbının fazîletlerine dâir hadisler yer alır.[2] Menkıbeleri masal ve efsanelerden ayıran yanı menkıbelerdeki şahısların gerçek hayattan alınmasıdır. Kahramanlık ve dini konuları ele
Muamma Muammalar, divan şiirinde, başta Esma’ül Hüsna (Allah’ın doksan dokuz güzel ismi) olmak üzere konusu insan ismi olan manzum bilmeceler. Kelime “gizli, örtülü, anlaşılması güç veya işaret remiz yoluyla söylenmiş söz” anlamlarına gelir. Muammalar lügazlardan farklıdır. Muammalar Allah’ın isimlerinden biri veya insan ismi için düzenlenirken lügazlar her şey hakkında düzenlenirler.
Musammat Musammat, ayrı bir nazım biçimi olmamakla birlikte gazel ve bazı kasidelere uygulanan bir divan edebiyatı tekniğidir. Bendlerden kurulu nazım biçimlerine (murabba, muhammes, müseddes, müsebba, müsemmem, mütessa, muaşşer, terbi, tahmis, taşdir, tesdis, tesbi, tesmin, tes-i, taşir, terkib-i bend ve terci-i bend) verilen genel addır. İlk bende geçen dize ya da beyitlerin, öbür