ATATÜRK’ ÜN İNKILAPÇILIK İLKESİ – TÜRK İNKILÂBI NEDİR?
Kurucu ve yapıcı bir zihniyetle modern cemiyet hayatımızda yeni ilerleme ve gelişmelere imkan hazırlama manasına kullanılan inkılapçılık, Atatürk’ün diğer ilkelerini de içine alan umumi ve ana ilke olarak kabul edilir. Atatürk, Cumhuriyetin ilk yıllarından vefatına kadar geçen zamanda milletin emellerini iyi teşhis ederek gerçekleştirdiği yeniliklerin bir ifadesi olan inkılabı muhtelif zamanlarda fakat aşağı yukarı aynı manaları ihtiva eder şekilde şöyle izah ve tarif etmişti :
“Türk inkılabı nedir? Bu inkılap, kelimenin ilk bakışta ima ettiği ihtilal anlamından başka, ondan daha geniş bir değişikliği ifade etmektedir … Milletin varlığını devam ettirmesi için kişileri arasında düşündüğü ortak bağ, yüzyıllardan beri gelen şekil ve esasını değiştirmiş, yani millet, dini ve mezhebi bağlantı yerine, Türk milliyeti bağıyla kişilerini toplamıştır.
Millet, milletlerarası genel mücadele s ahasında hayat sebebi ve kuvvet sebebi olacak ilim ve vasıtanın ancak çağdaş medeniyette bulunabileceğini, değişmez bir gerçeğin ifadesi olan bir prensip olarak kabul etmiştir.
Sonuç olarak millet; saydığım değişiklik ve inkılapların tabii ve zorunlu gereği olarak, toplum idaresinin ve bütün kanunlarının ancak dünyaya ait ihtiyaçlardan doğmuş ve ihtiyacın değişme ve gelişmesi ile devamlı olarak değişme ve gelişmesi esas olan dünyaya ait bir zihniyeti, hayatı boyunca devam edecek bir idare saymıştır.
Büyük milletimizin hayatının devamında meydana getirdiği bu değişiklikler, herhangi bir ihtilfilden çok fazla, çok yüksek olan en büyük inkılaplardandır” [1]
“Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün mana ve görünüşü ile uygar bir toplum haline ulaştırmaktır. İnkılaplarımızın temel prensibi budur” [2]
“Türk inkılabı kurucudur, yüksek bir insani ülkü ile birleşmiş vatan severlik eseridir. Çocuklarına bütün güzellikleri ve bütün büyüklükleri görmek ve aynı zamanda büyük sefaletlere acımak sanatını öğretmektedir.
Bu inkılabın hararetli ve imanlı bir yapıcısı sıfatıyla dünyaya açık yürekle, hülasa ve dostlukla bakıyorum” [3].
“Türkiye’de doğan inkılap güneşi yükselerek hararetini neşrettikçe, Türk milletinin kalbi büsbütün dünyanın büyük ve takdire şayan eserlerine karşı sıcak bir muhabbetle dolmuş, bütün terakki umdelerini tamamıyla benimsemiştir “[4].
Ona göre Türk İnkılabı, 11Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek, yeni müesseseleri koymuş olmaktır [5].
İnkılapçılık prensibinin Cumhuriyetimizin ilk devirlerinde birtakım kökten değişiklikler sebebi ile Türk milletinin geleceği için bir yol göstereci prensip olduğunu söyleyen Atatürk, “Bu koyduğumuz prensipler, bugünün icaplarına göre milletimizin medeniyet yolunda gelişmesi için faydalı bulduklarımızdır. Ancak, sosyal bünye daima gelişen ve tekamüle yönelmesi zaruri olan bir durumdadır. İlim ve teknik ise her an yeniliklere, icatlara açıktır. İşte bu durum karşısında insanların istek ve ihtiyaçları , hem maddi, hem manevi sahada daima çoğalan bir şekilde gelişir.
Tarihin seyri içinde hiç bir prensip doğmatik bünyesini muhafaza edemez. Onun için Türk milleti yaşadığı çağın medeniyet seviyesinin icaplarını yerine getirmek mecburiyetindedir.
Bu inkılapçılık prensibine bağlı oldukça Türk topluluğu medeniyet aleminde geri kalmama yolunu bulacaktır. Ancak bunda da daima gözönünde tutulacak nokta, milll bütünlüğümüzü ve milli menfaatimizi en titiz bir itina ile
muhafazadır” diyerek meseleyi hiç bir kimsenin yanlış tefsirine imkan bırakmadan açıklamıştır [6]
Atatürk’ün yaptığı inkılaplar, ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde yer verilip bundan sonraki bölümlerde izah edilecektir. İlkeler dahilinde ele alınamayan inkılaplardan kıyafet, harf ve milli eğitim ile ilgili olanları ise önemine binaen aşağıda etraflıca açıklanacaktır.
DİPNOTLAR:
KAYNAKLAR
KAYNAK :CUMHURİYETİN 75. YILINDA ATATÜRK iLKELERi ve DAYANDIĞI TARİHİ TEMELLER – Prof.Dr. İbrahim KAFESOGLU Prof.Dr. Mehmet SARAY : İstanbul Üniversitesi Yayın No 4174 Edebiyat Fakültesi Yayın No. 3414 ISBN 975 – 404 – 538 – O |