AFETLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ

İnsan, yaşamını sürdürebilmek için faaliyet gösterdiği çevreyle sürekli etkileşim hâlindedir. Bu süreçte bazen canlı ve cansız çevreye büyük zarar veren, insanların sosyal, kültürel ve ekonomik faaliyetlerini durma noktasına getiren, önemli ölçüde can ve mal kaybına neden olan doğa veya insan kökenli olaylar meydana gelir. İnsanların önlemek için tüm imkânları seferber etmesine rağmen engel olamadığı olaylara afet denir. Afetler, doğada meydana gelen olaylar sonucu gerçekleşen doğal afetler ve insanların çeşitli faaliyetleri sonucu ortaya çıkan beşerî afetler şeklinde ikiye ayrılır. Dünyada bugüne kadar gözlenen afet türlerine bakıldığında farklı özelliklere sahip çok sayıda afet yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir (Şema 4.1).

Can ve mal kaybına neden olabilen heyelan, sel, fırtına, deprem gibi doğada meydana gelen olaylar sonuçları itibarıyla doğal afet olarak nitelendirilir (Görsel 4.1). Bunun yanı sıra insanlar, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için doğrudan veya dolaylı olarak doğaya müdahale etmektedir. Bu durum, doğadaki dengeye zarar vermekte ve bazı beşerî kaynaklı afetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Beşerî kökenli afetler, doğal çevre koşullarına yeterince uyum sağlayamayan insan faaliyetleri nedeniyle meydana gelebilir. Örneğin pistte görülen yoğun sis nedeniyle meydana gelen uçak kazasında yaşanan can ve mal kaybı, beşerî afet olarak nitelendirilir (Görsel 4.2). Ancak bu olayda doğal çevrenin olağan sürecine karşı tedbir alamayan insanın etkisi de göz ardı edilmemelidir.

Doğada meydana gelen olayların afet olarak nitelendirilebilmesi, insanların bu olaylardan olumsuz etkilenmeleri durumunda söz konusu olur. Örneğin insanların bulunmadığı ya da gerekli tedbirlerin alındığı bir alanda meydana gelen deprem, insanları olumsuz etkilemediği sürece afet sayılmaz. Bunun yanı sıra bazı afetlerin sonucu, başka afetlerin başlangıcı olabilir. Sel, taşkın ve depremlerden sonra salgın hastalıkların ortaya çıkması bu duruma örnek verilebilir. Afetler, oluşum hızlarına göre ani ve yavaş gelişen afetler olmak üzere ikiye ayrılır. Deprem, çığ, su baskınları gibi afetler ani geliştiği için bu afetler öncesinde yeterince önleyici ve koruyucu tedbirler alınamamakta dolayısıyla büyük can ve mal kayıpları yaşanabilmektedir. Buna karşılık kuraklık, erozyon ve salgın hastalıklar gibi daha yavaş gerçekleşen afetler öncesinde önleyici ve koruyucu tedbirler almak mümkündür. Ayrıca afetlerin herhangi bir bölgede yol açtığı sonuçları afetin büyüklüğü, nüfus yoğunluğu, yapılaşma özellikleri ve ekonomik gelişmişlik düzeyi gibi faktörler etkiler.

KAYNAKÇA:

COĞRAFYA – 10 Ders Kitabı ( Kenan TÜRKEZ – Mutlu KARAKOÇ – Nurullah BALŞEN – Tolga PEKTAŞ – İsmail ÖZDOĞAN)  ISBN 978-975-11-4530-7

Reklam (#YSR)