Lev Nikolayeviç Tolstoy     

(1828-1910)

Lev Nikolayeviç Tolstoy, dünyadaki en ünlü yazar ve filozoflardan biridir. Görüşleri ve inançları, Tolstoyizm denilen bütün bir dini ve felsefi hareketin temelini oluşturmuştur. Yazarın bütün edebi mirası 90 ciltlik  olarak sayılmaktadır: onlar kurgu ve gazetecilik eserleri, günlük notlar ve mektuplarıdır. Nobel Edebiyat ödülüne birkaç kez gösterilmiştir. Ancak dünya edebiyatında Lev Tolstoy’un yeri çok büyüktür.

Lev Tolstoy, 9 Eylül 1828’de Tula eyaletindeki Yasnaya Polyana arazisinde doğmuştur. Soylu büyük bir ailenin dördüncü çocuğuydu. Fakat Tolstoy erken yetim kalmıştır. Annesini henüz iki yaşındayken ve babasını dokuz yaşındayken kaybetmiştir. Teyzesi Aleksandra Osten-Saken, Tolstoy’un ve onun diğer kardeşlerinin vasisi olmuştur. Lev Tolstoy’un en sevdiği ve önemli anıları yazılarında kendisi belirttiği gibi tam erken çocukluk dönemine aittir.

1841’de Aleksandra Osten-Saken ölmüştü ve Tolstoy kardeşleri ile birlikte Kazan’daki Pelageya Yuşkova adlı teyzesinin evine taşınmak zorunda kalmışlardır. Üç yıl sonra, Lev Tolstoy prestijli Kazan Üniversitesi’ne girmiştir. Ancak, ders çalışmayı sevmemişti ve sınavların bir formalite olduğunu, üniversitedeki profesörlerinin yetersiz bilgiye sahip olmadığı fikrindeydi. Tolstoy bilimsel derece almaya bile çalışmamıştı, onu üniversitede daha çok ilgilendiren alan ise Kazan’daki zenginlerin eğlence hayatıydı.

1847 Nisan ayında, Tolstoy’un öğrenci hayatı sona ermiştir. Hemen bir yüksek öğrenimini bitirmeden kendi doğduğu evine dönmüştür. Eğitim planını kendisi yapmıştır ve böylece dilleri, tarihi, tıpı, matematiği, coğrafyayı, hukuğu, tarımı, doğa bilimlerini derinden okumaya karar vermiştir. Fakat plan yapmanın, uygulamaktan daha kolay olduğu sonucuna varmıştır. Tolstoy hayatında çok alanda kendisini bulmaya çalışmıştır, fakat her şey başarısız ya da ilgisini çekmemiştir. Bu yüzden 1851’de abisi Nikolay ile kendisi isteyerek Terek nehrinin kıyısındaki bir köyde askeri görev yapmaya karar vermiştir. Lev Tolstoy neredeyse o bölgelerde iki buçuk yıl görev yapmıştır. Böyle yalnız bir yaşamdan Tolstoy çok memnun kalmıştır. Çünkü Kafkasya’da görev yapan yıllarından itibaren yazı yazmaya başlamıştır. İşte ilk “Çocukluk” hikayesi de oradayken doğmuştur. Çünkü yazar yaşamının sonuna kadar kendisi için önemli olan bir ilham kaynağı bulabilmiştir: o da ise kendi anılarını ve deneyimleriydi.

1852 Temmuz ayında, Tolstoy ilk eserini ‘Sovremennik’ dergisine göndermiştir. Derginin editörü Nikolay Nekrasov yeni yazarın çalışmalarını beğenerek en kısa süre sonra dergide “Çocukluk” eserini yayınlatmıştır. İlk başarısından ilham almış yazar kısa bir süre sonra 1854’de ‘Çocukluk’ eserinin devamı olan ‘Ergenlik’ eserini aynı dergide yayınlamıştır.

En önemli edebi eserleri

Tolstoy ve Gorki 1900

1854’ün sonunda, Lev Tolstoy düşmanlıkların merkez üssü olan Sevastopol’a gelmiştir. Sevastopol adlı ilk hikayesi nerdeyse vatanseverliğinin ve Rus askerlerinin cesaretliğini yücelten bir eserdi. Fakat Tolstoy’un ön saflarda ve şehrin kuşatması sırasında yaşadığı korku ve şok, onun dünyaya olan bakış açısını büyük ölçüde o kadar etkilemiştir ki ondan sonra o ölümün ve savaşın anlamsızlığı hakkında yazmaya başlamıştır.

1855 yılında, Petersburg’a gitmiştir ve orada ilk savaştayken yazdığı ‘Mayıstaki Sevastopol’ ve ‘1855 Ağustos’undaki Sevastopol’ adlı üçlemesini tamamlamıştır. Ve 1856 Kasım’da yazar nihayet askerlikten tamamen ayrılmaya karar vermiştir.

1857’de kendini geliştirmek amacıyla Lev Tolstoy yurt dışına gitmiştir. Orada Paris, Roma, Berlin, Dresden’i ziyaret ederek ünlü sanat eserleriyle, sanatçılarla tanışmıştır. Avrupa şehirlerindeki insanların yaşamını, yaşam tarzını birkaç ay izlemiştir. Fakat Avrupa’ya olan yolculuk Tolstoy’a ilham verememiştir. Ve böylece Büyük hayal kırıklığını uğrayan yazar hatta “Lutserne” hikayesini de yaratmıştır.

KAZAKLAR ( TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

ÜÇ ÖLÜM ( TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

1857 yazında, Tolstoy Yasnaya Polyana’ya dönerek, evinde “Kazaklar” hikayesi üzerinde çalışmaya devam etmiş ve “Üç Ölüm” ve “Aile Mutluluğu” adlı romanını yazmıştır.

1859’da Tolstoy, Yasnaya Polyana’da ve köyün çevresinde köylü çocuklar için okullar kurmaya başlamıştır. Yazar yine yurt dışına gitmeye karar vermişti. Fakat bu keresinde Avrupa okullarında halk eğitiminin nasıl çalıştığını görmeye yani hiçbir şey bilmeden başkalarına nasıl öğretebilmeyi (Avrupa’daki eğitim sistemi Tolstoy’a göre böyleydi) görmek için gitmiştir. Dokuz aylık Avrupa seyahatinden sonra Rusya’ya geri dönmüştür. Fakat onları da beğenmemişti ve Tolstoy, Yasnaya Polyana okulunda kendi eğitim sistemini kurmaya karar vermiştir. Böylece disiplinin tüm kurallarını kaldırmış ve pedagojik programları iptal etmiştir. 1862’de yazar kendi pedagojik ‘Yasnaya Polyana’ dergisini yayınlamaya başlamıştır. Daha sonra kendi hikayeleriyle ve masallarının transkripsiyonlarıyla eğitim kitabı ‘Azbuka’yı ve ‘Yeni Azbuka’yı yazmıştır.

SAVAŞ VE BAIŞ (TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

Lev Tolstoy 34 yaşında 18 yaşındaki Sofya Bers adlı genç kıza evlenmiştir. Onunla yazar 48 yıl yaşamıştır. Evlilik sırasında onların 13 çocuğu olmuştur. İşte yazarın hayatındaki en önemli ve en ünlü romanları olan ‘Savaş ve Barış’ı da Sofiya ile evlendikten sonra yazmaya başlamıştır. Romandaki huzurlu gündelik sahnelerin temeli onun ailesinin hayatıydı, yazar Rus tarihinin olaylarına dayanarak savaşlar ve sivil sahneleri yaratmıştır. Romanın ana fikri ise vatanseverlik değil, pasifizm idi. 1869’da Tolstoy ‘Savaş ve Barış’ adlı romanını tamamlamıştır. Kitap yayınladığı andan itibaren büyük bir başarıya ulaşmıştır. Böylece 1870’lerin başlarında, Tolstoy en büyük Rus yazarlardan biri olarak kabul edilmeye başlamıştır, ancak yazar kendisinden hiç memnun değildi. Yazarı Rus toplumundaki sosyal eşitsizlik, köylülerin yoksulluğu ve tavizsiz Çar rejimi her zaman endişe etmiştir. 1871’de Tolstoy hastalığına şifa bulmak amacıyla Samara eyaletindeki Başkirstan’a kımız (at sütü) ile tedavi görmek için gitmiştir. Başkir göçebelerinin bozkır doğası ve onların hayatı Tolstoy’a o kadar ilham vermiş ki, 1873’de bütün ailesini de oraya getirttirmiştir.

1880’lerin başlarında, Lev Tolstoy edebiyat geçmişinden ve aile yaşamı idealinden vazgeçerek, felsefi konulara yönelmeye başlamıştır. Böylece Tolstoy, sanat ve din hakkında felsefi bir eserleri yazmaya başlamıştır.

Yazar, Rus Ortodoks Kilisesi’nin dogmalarını hiç kabul etmemiştir, ve hatta Müjde’nin kendi versiyonunu yaratmaya çalışmıştır. Böylece Lev Tolstoy’un fikirlerinin etkisiyle Rusya’da, Tolstoyizm olarak adlandırılan bir dini ve etik hareketi bile ortaya çıkmıştır.

İVAN İLYİÇ’İN ÖLÜMÜ ( TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)

Tolstoy, bilimsel eserlerin yanı sıra, kurgu eserlerini de yazmıştır, örneğin, yaşamın anlamını araştırmaya ilişkin ‘İvan İlyiç’in Ölümü’, haklı mazerete ilişkin ‘Peder Sergey’ yaşam ümitsizliğine dair ‘Canlı Ceset’ hikayelerini yazmıştır.

1899’da ‘Diriliş’ romanını yazmıştır. Bu çalışmada yazar devletin adaletsiz sistemini, orduyu ve hükümeti eleştirmiştir. Tolstoy’un ‘Diriliş’ romanındaki böyle bir durumlar yazarın ideallerine ve inançlarına dikkat çekerek ünlülüğünü daha da arttırmıştır.

Tolstoy’un edebi ve sosyal faaliyetleri yurtdışında çok tanınmıştır. Yazar 1901, 1902 ve 1909’da Nobel Barış Ödülü’ne ve 1902-1906’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday olarak gösterilmiştir. Ancak, bazı verilere göre Tolstoy kendisi Nobel ödülünü hiç almak istememiş ve hatta Finli bir yazar Arvid Yarnefelt’e ödülün verilmemesi için engel olmasını söylemiştir.

Tolstoy hayatını mahkumiyetlerine uygun hale getirmek için gizlice Yasnaya Polyana bölgesinden 1910 yılının başlarında ayrılmaya karar vermiştir. Fakat yolun zorluğu yaşlı yazarı ciddi bir hastalığa sokmuştur. Böylece, Tolstoy hayatının son anılarını Astapovo tren istasyonundaki bir bekçisinin evinde geçirmiştir. Lev Tolstoy 20 Kasım 1910’da ciddi bir hastalık sebebinden ölmüştür. Yazar kendi doğduğu Yasnaya Polyana’ya gömülmüştür.

TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARINDAN ÇIKAN ESERLERİ 

 

Reklam (#YSR)