SİTOLOJİNİN TARİHÇESİ  

Hücre biliminin tarihi mikroskobun icat edilmesi ve geliştirmesiyle ortaya çıkmıştır. Robert Hooke, 1665 yılında “hücre” kelimesini ilk kullan kişidir. Mikroskopla mantar dilimlerine bakarken ve küçük odaları hatırlatan çok küçük, düzensiz kutuları gözlemleyip bunlara odacık manasına gelen hücre adını takmıştır. Hooke, 1665’te yayınlanan “Micrographia” adlı kitabında gördüğü yapıları çizdi. Ancak daha sonra ortaya çıktı ki Hooke aslında hücreyi değil kutucuk olarak hücre duvarını gördü. Anton van Leeuwenhoek, 1683’te insan vücut sıvılarında bulunan örneklere daha yakından bakmak için daha güçlü bir büyütücü mikroskop kullandı. Hareket edebilen ve dolayısıyla canlı olan küçük hücre örnekleri fark etti. Daha gelişmiş mikroskobu ile Van Leewenhoek, kırmızı kan hücresinin çekirdeği de dâhil olmak üzere hücrelerdeki yapıları gözlemleyebildi.

 Hücrenin bütün canlı organizmalar için ne denli önemli olduğu fikri hücre teorisi ortaya çıkınca anlaşıldı. En erken (klasik) hücre teorisi 1838’de bitki bilimci Matthias Schleiden ve hayvan bilimci Theodor Schwann tarafından geliştirildi. Her biri, üzerinde çalıştıkları canlıların hücrelerden oluştuğuna dair aynı sonuca vardı. Klasik hücre kuramı, daha önce sözü edilen bilim adamlarının fikirlerini aşağıdaki noktalara özetledi:

Tüm organizmalar bir veya daha fazla hücreden oluşur.

Hücreler hayatın temel fonksiyonel ve yapısal birimleridir.

1858’de Rudolf Virchow, klasik hücre teorisine şu fikri ekledi:

Hücreler sadece ata hücrelerden meydana gelir.

Reklam (#YSR)