Mimar Sinan

Doğum  1488/1490

Ağırnas Köyü, Karaman Eyaleti (Kayseri),
Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 17 Temmuz 1588 (97-100 yaş arası)

İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
milliyet Osmanlı
Meslek Mimar
Eserlerinden Bazıları Süleymaniye Camii
Selimiye Camii
Sokullu Mehmed Paşa Köprüsü
Mihrimah Sultan Camii
Mihrimah Camii
Kılıç Ali Paşa Külliyesi
Şehzade Camii
Haseki Hürrem Sultan Hamamları
Haseki Sultan Külliyesi
Sokollu Mehmet Paşa Camii
İmza
Mimar Sinan signature.png

Koca Mi’mâr Sinân Âğâ (Osmanlı Türkçesi: معمار سينان ) Osmanlı Sarayının Mimarbaşısı olarak, Kanuni Sultan Süleyman, İkinci Selim ve Murad III döneminde 300’den fazla büyük yapının ve daha mütevazı eserlerinin yapımından sorumluydu. Yetiştirdiği öğrencileri Dünya Mimari Mirasında yer alan İstanbul Sultan Ahmet Camii, Mostar Köprüsü ve Tac Mahal eserleri yapımında görevler almışlardır.

İlk eğitimini  Taş ustası olan babasından aldı. Yeniçeri olduktan sonra rütbesi hızla yükseldi ve Ağa oldu [1] Birçok seferde çeri olarak görev alırken mimari ve mühendislik becerilerini geliştirdi. Her türlü istihkâmın yanı sıra yollar, köprüler ve su kemerleri gibi askeri altyapı projelerinin yapımında uzman oldu. [2] Yaklaşık elli yaşındayken, orduda edindiği teknik becerilerini “ince dini binaların yaratılması” na ve her türlü sivil yapıya uygulayarak baş mimarı olarak atandı. [2] Neredeyse elli yıl boyunca bu görevde kaldı.

En ünlü başyapıtı Edirne’de bulunan Selimiye ve İstanbul’da Bulunan Süleymaniye Camisidir. Geniş bir devlet dairesine başkanlık yaptı ve Sultan Ahmed Camii mimarı Sedefkar Mehmed Ağa da dahil olmak üzere kendilerini ayırt eden birçok asistanı eğitti. Osmanlı mimarisinin klasik döneminin en büyük mimarı olarak kabul edilir ve Batı’daki çağdaşı Michelangelo ile karşılaştırılmıştır. [3] [4]  Michelangelo ve Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası ile ilgili planları İstanbul’da çok iyi biliniyordu. Leonardo da Vinci sırasıyla 1502 ve 1505’te Haliç’i kapsayan bir köprü için planlar sunmaya davet edilmişti. [5] Mimar Sinan’ın eserleri tarihin en etkili yapıları arasındadır. [6]

İLK YILLARI  

İstanbul’da Mimar Sinan’ın büstü

Çağdaşı olan biyografi yazarı Mustafa Sâi Çelebi’ye göre, Sinan 1489’da doğdu [7] Profesör Reha Günay’a göre 1494 ile 1499 yılları arasında [8] doğmuştur.

Bazı kaynaklarda Joseph ismiyle bir Ermeni, [9][10][11][12][13][14] Kapadokyalı Rum, [15] [16] [17] [18] [19] [20] [21] Arnavut,  [22]  [23]  [24] veya Togan Yosef adında Hıristiyan Türk [25] olduğu iddiaları vardır. 

Sinan babasına çalışmalarında yardım ederek büyüdü ve onun için inşaat işlerinin pratiklerinde iyi bir temel oluşturdu. [34] Topkapı Sarayı kütüphanesinde Sinan’ın arkadaşı ve biyografisi Mustafa Sâi Çelebi’ye dikte ettiği üç kısa kayıt (Anonim Metin; Mimari Şaheserler; Mimarlık Kitabı) bulunmaktadır. Bu yazılarda Sinan, gençliği ve askeri kariyerinin bazı detaylarını açıklar. Babasını “Abdülmennan” ismiyle yazmıştır. O dönemde Müslüman olmuş gayrimüslimlere verilen isimlerdendi. [8]

YENİÇERİ SİNAN   

1512’de Sinan devşirme olarak Osmanlı hizmetine alındı. [26] [35] Yeniçeri Kolordu subayı olarak yetiştirilmek üzere İstanbul’a gönderildi ve Müslüman oldu. [26] Eğitimi için Enderun’a gönderildi. [26] Bazı kayıtlarda Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa’ya hizmet etmiş olabileceğini iddia ediliyor. Sinan ismini bu dönemde almıştır. Başlangıçta marangozluk ve matematik öğrense de entelektüel nitelikleri ve hırsları sayesinde kısa sürede önde gelen mimarlara yardım etti ve bir mimar olarak eğitim aldı. [26]

İlerleyen altı yıl boyunca yeniçeri olmak için acemioğlan olarak eğitim aldı. Muhtemelen I. Selim’le birçok sefere katıldı. İki yıl sonra Belgrad’ın fethine tanık oldu. Yeni sultan Kanuni Sultan Süleyman’ın emri altında Hane halkı Süvarileri’nin bir üyesi olarak Mohaç Meydan Savaşı’a katıldı. Rütbesi hızla yükselen Sinan Ağa, Avusturya’da bulunan Tüfek Kolordusunun 62. Orta’sına komuta etti. [26] Bir okçuluk ustası oldu. Aynı zamanda bir mimar olarak, saldırıda bulunduğu kalelerin ve  yapıların zayıf noktalarını öğrendi. 1535 yılında Bağdat Seferine Saray Muhafızları komutanı olarak katıldı. 1537’de Korfu, Apulia ve Moldavya’ya seferlerinde yer aldı. [36]

Bu seferler sırasında kendini yetenekli bir mimar ve mühendis olarak kanıtladı. Avrupa seferleri sırasında, Tuna Nehri köprüsü gibi savunma ve köprülerin inşasına yardım etti. Kiliseleri camiye dönüştürdü. 1535’teki İran Seferi sırasında Van Gölü’nü geçmek için ordu ve topçu gemileri inşa etti. Bu başarısı sonrasında Haseki, Silahlı Çavuş unvanını aldı. Sultan’ın yakın muhafızı oldu.

Çelebi Lütfi Paşa, 1539’da Sadrazam olunca, daha önce emri altında görev yapmış olan Sinan, Hürremiyet Abidesi Mimarının ofisine atandı. Bu kayda değer bir kariyerin başlangıcıydı. Bu iş, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki denetim altyapısı inşaatını ve malzeme akışını gerektiriyordu. Ayrıca yollar, su işleri ve köprüler gibi bayındırlık işlerinin tasarımından ve yapımından da sorumluydu. 

MİMARİ ÇALIŞMALARI

Ordu mühendisi olarak eğitimi Sinan’a teorik olmaktan çok mimariye standart dışı bir yaklaşım kazandırdı. Ancak aynısı Brunelleschi ve  Michelangelo gibi büyük Batı Rönesans mimarları için de söylenebilir.

Çeşitli kaynaklar Sinan’ın; 92 cami, 52  mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 su kemeri, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray ve konak, 8 tonoz ve 48 Hamamın dahil olduğu en az 374 yapının mimarı olmuştur. [37] 

Sinan, yaklaşık 50 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm inşaat işlerinin gözetmeni ve sarayın baş mimarı olarak görev alarak, mimarlardan ve usta inşaatçılardan oluşan büyük bir ekiple çalıştı.

Sinan’ın kariyerinin gelişim ve olgunlaşma aşamaları üç ana çalışma ile gösterilebilir. Bunlardan ilk ikisi İstanbul olan, Çıraklık dönemi eseri olarak adlandırdığı Şehzade Camii ve kalfalık eserim dediği Süleymaniye Camiidir. Edirnede bulunan Selimiye camisini ise “Ustalık eserim”  olarak tanımlamıştır.

Şehzade Camii – İstanbul

Şehzade Camii, Sinan’ın yaptığı büyük camilerin ilkidir. Üsküdar Rıhtımı Camii olarak da bilinen Mihrimah Sultan Camii, aynı yıl tamamlanmış ve üç kubbesi ile desteklenen ana kubbesi ile özgün bir tasarıma sahiptir. Sinan 70 yaşına geldiğinde Süleymaniye Camii kompleksini tamamlamıştı. İstanbul’un Haliç’e bakan tepelerinden birinde bulunan ve Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilen bu yapı, dönemin sembolik anıtlarından biridir. Sinan’ın 80 yaşında tamamladığı Selimiye Camii’nin 31 m’yi aşan kubbenin çapı, Sinan’ın ulaştığı başarı seviyesinin en çarpıcı örneğidir. Mimar Sinan, Selimiye’de sergilenen tasarım, mimari, karo süslemeleri ve kara taş işçiliği ile sanatsal zirvesine ulaştı.

Sinan’ın eşsiz tasarımlar ürettiği bir diğer mimari alan da onun yaptığı türbeleridir. Şehzade Mehmed Türbesi, dış süslemeleri ve dilimlenmiş kubbesi ile dikkat çekmektedir. Rüstem Paşa Türbesi klasik tarzda çok çekici bir yapıdır. Kanuni Sultan Süleyman Türbesi, sekizgen gövdeli ve düz kubbesi ile dikkat çekicidir. Selim II Türbesi kare planlıdır ve Türk Türbesi mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Sinan’ın kompleksinin kuzey-doğu kesiminde yer alan Sinan’ın kendi türbesi oldukça sade bir yapıdır.

Şehzade Camii içi

Sinan, inşa ettiği köprülerde sanatı ustalıkla işlevselcilikle birleştirdi. Bunların en büyüğü yaklaşık 635 m uzunluğunda Büyükçekmece Köprüsü’dür. Diğer önemli örnekler arasında, Meriç nehri üzerinde bulunan Ailivri Köprüsü ve Eski Köprü, Lüleburgaz Nehri üzerinde Lüleburgaz (Sokullu Mehmet Paşa) Köprüsü, Ergene Nehri üzerinde Sinanlı Köprüsü ve Bosna Drina Nehri üzerinde yer alan Sokollu Mehmed Paşa Köprüsüdür. [38]

Sinan İstanbul’un su temin sistemini koruyup geliştirirmek için şehrin çeşitli yerlerine kemerli su kemerleri yaptırdı. 257 m uzunluğunda ve 35 m yüksekliğinde olan Alibey Nehri üzerindeki Mağlova Kemeri, iki katlı kemere sahiptir ve türünün en güzel örneklerinden biridir.

Süleymaniye Camii – İstanbul

Sinan’ın kariyerinin başlangıcında Osmanlı mimarisi son derece pragmatikti. Binalar eski tiplerin tekrarlarıydı ve temel planlara dayanıyordu. Bir bütünün kavrayışından ziyade parçaların bir araya gelmesi idi. Yeni fikirlere kapalı olan eski tip mimarlık anlayışında, Bir mimar için standart bir plan çizebilirdi ve işçiler, ustabaşları yapacakları şey konusunda ekstra bir düşünce efor sarf etmiyordu. Dahası, mimarlar tasarımlarında abartılı bir güvenlik marjı kullandılar ve bu da malzeme ve emeğin boşa harcanmasına neden oldu. Sinan bütün bunları yavaş yavaş değiştirecekti. Yerleşik mimari uygulamaları dönüştürmek, yenilikler ekleyerek, mükemmelliğe yaklaşmaya çalışarak gelenekleri güçlendirmek ve dönüştürmekti.

Selimiye Camii – Edirne

 

ÇIRAKLIK DÖNEMİ (1550LERİN ORTALARINA KADAR)

Osman Şah Camii içinde Trikala

Bu yıllar boyunca Osmanlı mimarisinin geleneksel modeline devam etti, ancak yavaş yavaş diğer olasılıkları keşfetmeye başladı çünkü askeri kariyeri boyunca fethedilen Avrupa ve Orta Doğu şehirlerindeki mimari anıtları inceleme fırsatı bulmuştu.

Büyük bir bina tasarlamada ilk fırsatı Hüsrev Paşa Camii ve Suriye’nin Halep’teki çifte medresesi oldu. 1536-1537 kışında başkomutanı ve Halep valisi için iki sefer arasında inşa edildi. Aceleyle inşa edildiğ kaba dekorasyonun kabalığından belli olmaktadır.

Şehzade Mehmed Camii

Saray mimarı olarak onun ilk büyük çalışması  Hürrem Sultan adına yapılan Haseki Sultan Külliyesi’nin yapımı oldu. Seleflerinin çizdiği planları takip etmek zorunda kaldı. Sinan, mevcut alanın geleneksel düzenlemesini hiçbir yenilik olmadan korudu. Yine de Halep Camii’nden daha iyi inşa edilmiş ve belli bir zarafet göstermekteydi.  [39]

1541’de Barbaros Hayreddin Paşa’nın türbesinin yapımına başladı. Türbe, Barbaros’un filosunun toplandığı yerde, İstanbul’un Avrupa yakasında Beşiktaş kıyısında durmaktadır. Gariptir ki, Barbaros ilk türbesine değil  İskele camisinin yanındaki türbesine gömüldü. Bu türbe o zamandan beri ciddi bir şekilde ihmal edilmiştir.

Mihrimah Sultan, Üsküdar’da yapılması için bir cami, medrese (üniversite), bir imaret (aşevi) ve Sıbyan Mektebi içinde (Kur’an okulu) inşa etme görev verdi. Bu eserden İmaret artık yoktur.

İskele Camii Sinan’ın olgun tarzının birçok izlerini göstermektedir. Geniş yüksek tonozlu bodrum, ince minareleri, tek kubbeli çatı, üç tarafından kuşatılmış yarım kubbe üç küçük kubbe  desteği ve geniş bir çift revak şeklindedir. İnşaat 1548 yılında tamamlandı. Çift revak yapımı Osmanlı mimarisinde bir ilk değildi, ancak özellikle ülke camileri ve özellikle vezir camileri için bir ekol oluşturdu. Rüstem Paşa ve Mihrimah Sultan İstanbul’da üç cami ve Tekirdağ’daki Rüstem Paşa Camisi içinde Mimar Sinan’dan inşa istediler. İç revak geleneksel olarak sarkıt başkentlerine, dış revak ise chevron desenli ( baklava ) işlemelere sahiptir.

Kanuni Sultan Süleyman başka bir Balkan seferinden döndüğünde oğlu Şehzade Mehmed’in yirmi iki yaşında öldüğü haberi aldı. 1543 Kasımında, Sinan İskele Camii’nin inşasına başladıktan kısa bir süre sonra padişah, Sinan’a en sevdiği oğlunun anısına bitişik bir kompleks ile yeni bir büyük cami inşa etmesini emretti. Bu Şehzade Camii öncekilerden daha büyük ve daha iddialı olacaktı. Mimari tarihçiler bu camiyi Sinan’ın ilk şaheseri olarak görüyorlar. Büyük bir merkezi kubbe konseptine takılan Sinan, Diyarbakır’daki Fatih Paşa Camii veya Hasköy’deki Piri Paşa Camii gibi cami planlarına yöneldi. İran seferi sırasında her iki camiyi de ziyaret etmiş olmalı. Sinan merkezi kubbeli bir cami, bu sefer dört eşit yarım kubbeli bir cami inşa etti. Bu üstyapı, dört masif fakat yine de zarif, dik duran sekizgen yivli iskeleler ve her bir yan duvarda bulunan dört iskeleyle desteklenmektedir. Köşelerde, çatı seviyesinin üstünde, dört kule sabitleyici ankraj görevi görür. Bu tutarlı kavram zaten geleneksel Osmanlı mimarisinin katkı planlarından oldukça farklıdır. Sedefkar Mehmed Ağa daha sonra görünüşlerini hafifletmek için Sultan Ahmed Camii’nde yivli iskeleler kavramını kopyalayacaktı. Ancak Sinan bir sonraki camilerinde bu çözümü reddetti.

KALFALIK DÖNEMİ   (1550’LERİN ORTASI VE 1570LERİN BAŞI) 

1550’de Kanuni Sultan Süleyman gücünün zirvesindeydi. Oğlu için bir cami inşa ettikten sonra, diğerlerinden daha büyük bir kalıcı anıt olarak kendi adına bir camisini inşa etmek istedi. Yer olarak Haliç’e hakim olan hafif eğimli bir yamaç üzerine inşa edilmesini istedi. 

Sultan Süleyman, Sinan’dan; bir cami, dört kolejden oluşan bir külliye, imaret, hastane, sığınma evi, hamam, kervansaray ve gezginler için bir bakım evi inşa etme emrini verdi.  Çok sayıda mimara başkanlık eden Sinan, bu zorlu görevi yedi yıl içinde tamamladı. Süleymaniye’den önce yarım küp çatılı cami yapılmamıştı. Bu eseri çalışırken Ayasofya’dan yarım kübik çatı tasarımı fikrini aldı.

Batılı mimarların aksine Sinan zenginleştirmeden ziyade sadeleştirmeye daha fazla ilgi duyuyordu. Tek bir merkezi kubbe altında en büyük hacmi elde etmeye çalıştı. Kubbe, soyut bir şekilde mükemmel bir Tanrı’yı ​​temsil eden mükemmel geometrik figür olan daireye dayanmaktadır. Sinan, binalarının oranlarını ve oranlarını hesaplarken ikisinin katlarını kullanarak ince geometrik ilişkiler kullandı. Ancak, daha sonraki bir aşamada, Kadırga’daki Sokollu Mehmed Paşa Camii gibi kubbelerin genişliğini ve oranlarını çalışırken üç veya iki ila üç oranlı bölümler kullandı.

Süleymaniye’nin inşaatı ile tamamen meşgulken, Sinan başka mimari çalışmaları da yönetti. Sinan, 1551’de Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa için bir türbe ve cami inşa etti.

Juma-Jami Camii (Han Camii), Yevpatoria, Kırım

Bir sonraki Sadrazam Rüstem Paşa, Sinan’a birkaç çalışma daha verdi. 1550 yılında İstanbul’un Galata ilçesinde büyük bir han inşa etti. 1544 ve 1561 tarihleri arasında Edirne ve Erzurum’da kervansaraylar yapmıştır

1553 ve 1555 yılları arasında, Beşiktaş’ta Sinan Paşa Camisi, Edirne’de Üç Şerefeli Cami bu dönem eserlerindendir.

1554 yılında Sinan, bir sonraki Sadrazam Kara Ahmet Paşa için caminin inşası için Sinan Paşa Camii şeklini tekrar kullandı. 

1556’da Sinan, Ayasofya’nın yakınında duran antik Zeuxippus Hamamlarının yerini alan Haseki Hürrem Sultan Hamamı’nı inşa etti. Bu, şimdiye kadar inşa ettiği en güzel hamamlardan biri olacaktı.

1559’da Ayasofya’nın ön avlusunun altına Cafer Ağa medresesini inşa etti. Aynı yıl İskender Paşa için Kanlıka Boğazı yanında küçük bir cami yapımına başladı. Bu, Sinan’ın yıllar içinde aldığı çok sayıda küçük ve rutin işlerinden birisiydi.

Muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman Türbesinde Mimar Sinan (solda) 1566

1561’de Rüstem Paşa öldüğünde Sinan, dul eşi Mihrimah Sultan’ın gözetiminde bir anıt olarak Rüstem Paşa Camii’nin yapımına başladı. Bu cami Süleymaniye’nin hemen altındadır. Aynı yıl Sinan, Şehnikde Camii’nin bahçesinde İznik’in üretebileceği en iyi çinilerle süslenmiş Rüstem Paşa için bir türbe inşa etti. Kocasının ölümünden sonra servetini ikiye katlayan Mihrimah Sultan, şimdi kendi camisini istiyordu. Sinan, İstanbul’un  yedi tepesinin en tepesi olan Edirnekapı’da Mihrimah Camii’ni inşa etti.  Camiyi tonozlu bir platformda yükseltti ve tepenin alanını vurguladı. Sinan, ihtişamla ilgili olarak, en yaratıcı tasarımlarından birinde yeni destek sistemleri ve yanal boşluklar kullanarak bir cami inşa etti. pencereler için kullanılabilir alanı artırımı yaptı. O, geniş tarafından desteklenen bir merkezi kubbe 37 m yüksek, 20 m  inşa bingilerle, her biri üç kubbeli iki yanal galeri bulunan kare bir tabanda. Bu meydanın her köşesinde, her biri 15 büyük pencere ve dört dairesel pencere bulunan devasa bir kemerle bağlantılı, iç mekanı ışıkla dolduran devasa bir iskele var. Bu devrimci yapının tarzı, Osmanlı yapısının izin verdiği ölçüde Gotik üslubuna yakındı.

Sinan, 1566 yılında, Sofya Banya Başı Camii’ni tamamladı. (Cami Sofya’da halen faal tek camidir).  Sofya’da ki ilk camisi 1528’de inşa edilmiştir; yapı taşının koyu rengi nedeniyle halk imaret cami veya kara cami olarak bilinen bu bina, bir depremden zarar görmüş ve XIX yüzyılda terk edilmiştir.

1560-1566 yılları arasında Sinan, Ayvansaray’ın ötesinde bir yamaca Zal Mahmud Paşa için bir cami inşa etti. Sinan kesinlikle planları tasarladı ve inşaatı kısmen denetledi, ancak Sinan ve en yetenekli yardımcıları Edirne’deki Selimiye Camii’ne başlamak üzereyken, daha az alanların inşasını yetkin ellerden daha az bıraktı. Dış tarafta, doğu duvarı dört kat pencereyle delinmiş olan cami yükselir. Bu camiye sarayın, hatta apartmanların bir yönünü verir. İçeride, iç mekanı kompakt hale getiren üç geniş galeri var. Bu yapının ağırlığı kubbeyi beklenmedik bir şekilde yüce gösteriyor. Bu galeriler, Selimiye Camii’nin galerileri için bir ön deneme gibi görünmektedir.

USTALIK DÖNEMİ (1570’DEN ÖLÜMÜNE KADAR GEÇEN SÜRE) 

Selimiye Camii, 1575 yılında Sinan tarafından yaptırılmıştır. Edirne, Türkiye

Hayatının bu geç döneminde Sinan, birleşik ve zarif zarif iç mekanlar yaratmaya çalıştı. Bunu başarmak için, merkezi kubbenin destekleyici iskelelerinin ötesindeki tüm gereksiz yardımcı alanları ortadan kaldırdı. Bu, İstanbul Kadırga ‘daki (1571-1572) Sokollu Mehmed Paşa Camii’nde ve Edirne’deki Selimiye Camii’nde görülebilir. Sinan, son döneminin diğer binalarında, klasik Osmanlı mimarisinde yeni olan mekansal ve duvar resimleri ile denemeler yapmıştır.

Otobiyografisinde “dan Ona göre Tezkiretü’l Bünyan “, onun başyapıtı Selimiye Camii de Edirne. Geleneksel Osmanlı mimarisinin handikaplarından kurtulan bu cami, Sinan’ın eserlerinin ve tüm klasik Osmanlı mimarisinin doruk noktasıdır. İnşa edilirken, mimar ” Ayasofya’nın kubbesinden daha büyük ve özellikle Müslümanlar olarak bir kubbe inşa edemezsiniz.”Onun temel motivasyonu buydu. Sinan tamamlandığında, Ayasofya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük kubbesine sahip olduğunu iddia etti. Aslında, zemin seviyesinden kubbe yüksekliği daha düşük ve çapı neredeyse daha büyük (0.5 metre)  Ancak, tabanından ölçüldüğünde Selimiye kubbesi daha yüksektir.Sinan bittikten sonra Sinan 80 yaşından büyüktü ve bu camide nihayetinde, tamamen birleştirilmiş, kubbeli içi bu süre sekizgen merkezi kubbe (31.28 m genişliğinde ve 42 m yüksekliğinde) kullanılan iç hakim alan bir zaferi, mermer ve granit sekiz fil iskeleler tarafından desteklenen Bu destekler bir eksikliği büyük harfler ancak zirvelerinde gıcırtı veya konsol var, bu da kemerlerin iskelelerden entegre olarak büyüdüğü optik etkiye yol açıyor. Yan galerileri uzağa yerleştirerek üç boyutlu etkiyi arttırdı. Ekran duvarlarındaki birçok pencere iç mekana ışık tutuyor. Destek yarım kubbeleri kubbenin altındaki meydanın dört köşesinde yer almaktadır. Ağırlık ve iç gerilimler gizlenir ve merkezi bir kubbe altında nadiren görülen havadar ve zarif bir etki üretir. Dua salonunun köşelerindeki dört minaresi (83 m yükseklik) Müslüman dünyasının en uzun olanıdır ve şehre hâkim olan bu caminin dikey duruşunu vurgular.

Bosna Sokullu Mehmed Paşa Köprüsü 1577

Bu dönemde Şam’da yaptırdığı Takiyye el-Süleymaniye Han ve cami hala şehrin en dikkate değer eserlerden biri olarak kabul edilir. Bu dönemde inşa ettiği Drine Nehri üzerinde yer alan Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü UNESCO Dünya Mirasları arasındadır.

ÖLÜMÜNDEN SONRA

Sinan öldüğünde klasik Osmanlı mimarisi doruğa ulaşmıştı. Selimiye Cami’nin tasarımını iyileştirecek ve daha da geliştirecek halefi yoktu. Ardılları arasında onun yarattığı ekolü devam ettirecek pek çıkmadı ve zamanla onun yarattığı mimari miras sadece ona mahsus oldu.

ESERLERİNDEN BAZILARI  

Banya Başı Camisi de Sofya

  • Sokollu Mehmed Paşa Camii (Azapkapı)
  • Sokollu Mehmed Paşa Camii (Kadırga)
  • Caferağa Medresesi
  • Selimiye Camii Edirne
  • Süleymaniye Camii
  • Kılıç Ali Paşa Külliyesi
  • Molla Çelebi Camii
  • Haseki Hamamları
  • Haseki Sultan Külliyesi
  • Çemberlitaş Hamamları
  • Piyale Paşa Camii
  • Şehzade Camii
  • Mihrimah Sultan Camii  Edirnekapı
  • Mihrimah Sultan Camii  Üsküdar
  • Sokollu Mehmed Paşa Köprüsü  Visegrad
  • Banya Bashi Camii – Sofya, Bulgaristan
  • Nişancı Mehmed Paşa Camii
  • Rüstem Paşa Camii
  • Zal Mahmud Paşa Camii
  • Kadırga Sokullu Camii
  • Koursoum Camii veya Trikala Osman Şah Camii
  • Al-Takiya Al-Suleimaniya, Şam’da
  • Yavuz Sultan Selim Medresesi
  • Mimar Sinan Köprüsü  Büyükçekmece
  • Tekkiye Camii
  • Khusruwiyah Camii
  • Batı duvarında hitabet

ÖLÜMÜ

Sinan’ın soldaki sekizgen su pınarı yanında ki türbesi.

Sinan 1587-1588 öldü ve şu an kendi adıyla anılan sokakta bulunan türbesine defnedildi. Mezarının demir ızgara namaz penceresinin üstünde şair Mustafa Sai’nin Osmanlı Türkçesinde yazdığı bir yazıt vardır. Bu Sinan’ın 400 mescit (küçük camiler), 80 Cuma cami ve inşa ettiğini ölümüne ve kayıtların yıl verir. [44]

Sinan ve Selimiye Camii 1982-1995 Türk 10,000 liralık banknot

Adı ayrıca; Merkür gezegeninde bir Kratere, İstanbul’da bir Üniversiteye verilmiştir.

KAYNAKÇA

  1.  Goodwin (2001), s. 87
  2.  Kinross (1977), s. 214-215
  3.  De Osa, Veronica.
  4.  Saoud (2007), s. 7
  5.  Vasari (1963), Kitap IV, s. 122
  6.  http://home.howstuffworks.com/home-improvement/construction/planning/10-most-famous-architects2.htm
  7.  Encyclopædia Britannica. Sinan (Osmanlı mimarı) :
  8. Günay, Reha (2006). İstanbul’da mimar Sinan’ın eserlerine bir rehber. İstanbul, Türkiye: Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları. s. 23. ISBN 975-8599-77-1. Erişim tarihi: 2012-04-05
  9.  Fletcher, Richard (2005). Haç ve hilal: Muhammed’den Reform’a Hıristiyanlık ve İslam (Reprinted. Ed.). Londra: Penguen. s. 138 ISBN 9780670032716… Yaşlı Sinan’dı – doksan yaşındaydı – Anadolu’dan ‘toplanmış’ biri olarak başkente getirilmiş bir Ermeni.
  10.  Zaryan, Sinan, Ermeni Sovyet Ansiklopedisi, s. 385.
  11.  Kouymjian, Dickran. “ Antik Kilikya Krallığının Düşüşünden Ermenistan (1375) Şah Abbas’ın Zorunlu Göçüne (1604)”Ermenilerde Eski Çağlardan Modern Zamanlara, Cilt II: Yabancı Hakimiyetten Devletliğe: On Beşinci Yüzyıldan Yirminci Yüzyıla  Richard G. Hovannisian (ed.). New York: St.Martin Press, 1997, s. 13. ISBN 0-312-10168-6 
  12.  Alboyajian (1937), cilt. 2, sayfa 1533-34.
  13.  Jackson, Thomas Graham (1913). Bizans ve Romanesk Mimari, Cilt 1  Cambridge Üniversitesi Yayınları. s. 143  Birçoğu, Ermeni olduğu söylenen Sinan tarafından tasarlandı.
  14.  Sitwell, Sacheverell (1939). Eski moda çiçekler. Kırsal yaşam. s. 74. Belki Ermeni kökenli mimar Sinan, Türk İmparatorluğu’nun her yerinde camiler ve diğer binalar yetiştirdi.
  15.  Talbot, Çağlar Boyunca Hamlin Mimarisi . Michigan Üniversitesi, s. 208.
  16.  Bizans ve Magyarlar, Gyula Moravcsik, Samuel R. Rosenbaum s.28.
  17.  Kathleen Kuiper. İslam Sanatı, Edebiyatı ve Kültürü. – Rosen Yayın Grubu, 2009 – s. 204 – ISBN 9781615300976 : “Yunan Ortodoks ebeveynlerinin oğlu Sinan, babasının ticaretine taş mason ve marangoz olarak girdi.” . 
  18.  Sinan: Osmanlı mimarisinin büyük eski ustası, s. 35, Aptullah Kuran, Türk Araştırmaları Enstitüsü, 1987
  19.  Walker, Benjamin ve Peter Owen İslam’ın Temelleri: Dünya inancının oluşturulması, 1998, s. 275.
  20.  Goodwin 2003, s. 199.
  21.  Rogers, JM (2006). Sinan: İslam Medeniyetini Yapanlar . IBTauris: Oxford İslam Araştırmaları Merkezi. s. arka kapak. ISBN 978-1-84511-096-3(Sinan) Kapadokya’da, muhtemelen bir Yunan Hıristiyan ailesinde doğdu. Ergenliği sırasında Yeniçerilere hazırlanan askeri asker olarak hızla terfi ve seçkinlik kazandı.
  22.  Cragg, Kenneth (1991). Arap Hristiyan: Orta Doğu’da bir Tarih Westminster John Knox Yayınları. s. 120. ISBN 0-664-22182-3.
  23.  al-Lubnānī lil-Dirāsāt, Markaz (1992). Beyrut incelemesi, Sayı 3  Lübnan Politika Araştırmaları Merkezi. s. 113 Erişim tarihi: 2012-04-05
  24.  Kahverengi, Percy (1942). Hint mimarisi: (İslami dönem) Taraporevala Oğulları. s. 94. … Osmanlı’nın önde gelen mimarı Sinan’ın kulağına ulaştığı şöhretinin, bu Arnavut dehasının belirli öğrencilerini mimari planlarını gerçekleştirmeleri için Hindistan’a davet ettiği bildirildi.
  25.  Akgündüz Ahmed ve Öztürk Said, (2011), Osmanlı Tarihi, Yanlış ve Gerçekler, IUR Press (Islamitische Universiteit Rotterdam), Sf.196, Bkz. Çevrimiçi  Kitaptan alıntı: “Yine başka bir görüşe göre Sinan, babasının adı Abdulmennan ve büyükbabası Doğan Yusuf olan Hıristiyan bir Türk ailesinden geldi.”
  26.  Goodwin 2003, s. 199-200.
  27.  Bu karar, Türk Tarihi Encümeni Mecmuası, cilt. 1, hayır. 5 (Haziran 1930-Mayıs 1931) s. 10.
  28.  Necipoğlu 2007, s. 147.
  29.  Konstantinopolis, de Bizans Cel Stamboul, Celâl Esad Arseven, H. Laurens, 1909
  30.  Muller, Herbert Joseph (1961). Tarihin Görünüşü . Yeni Amerikan Kütüphanesi . s. 439.
  31.  “Mimarlar, Esnaflar, Dokumacılar: Ermeniler ve Osmanlı Sanatı” . Richard G. Hovannisian, UCLA tarafından düzenlenen Uluslararası Konferans ERMENİ CONSTANTINOPLE, 19-20 Mayıs 2001 . Sosyal Bilimler Bölümü Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles. Arşivlenmiş orijinal 12 Temmuz 2014 tarihinde . Erişim tarihi: 13 Eylül 2013 .
  32.  Kahverengi, Percy (1942). Hint mimarisi: (İslami dönem) . Taraporevala Oğulları. s. 92 . Erişim tarihi: 2012-04-05 . … Önde gelen Osmanlı mimarı Sinan’ın kulaklarına ulaşan şöhreti, bu Arnavut dehasının belirli öğrencilerini mimari planlarını gerçekleştirmeleri için Hindistan’a davet ettiği bildirildi.
  33.  Mahajan, Vidya Dhar; Savitri Mahajan (1962). Hindistan’daki Müslüman hakimiyeti, Cilt 1 . S.Chand. s. 210 . Erişim tarihi: 2012-04-07 .
  34.  Encyclopædia Britannica: Sinan (Osmanlı mimarı)
  35.  Kinross, s. 214-215.
  36.  (İslami Mimarlık Sözlüğü) Sinan Arşivlenen en 2011-06-04Wayback Machine
  37.  Mimar Sinan tarafından tasarlanan binaların listesi
  38.  Drina Köprüsü adını Yugoslav yazarı Ivo Andrić’in ünlü “Na Drini ćuprija” adlı romanına verdi.
  39.  Tracy, James D .; Savitri Mahajan (2000). Surlar: Küresel Perspektifte Kentsel Enceinte . Cambridge Üniversitesi Yayınları. s. 306. ISBN 978-0-521-65221-6. Erişim tarihi: 2012-04-07 .
  40.  (Makale yazarı): Gjergji Frashëri (2000). Fjalori Enciklopedik Shqiptar . Akademia e Shkencave e Shqipërisë. s. 2946. ISBN 978-99956-10-32-6.
  41.  Arnavut Kültürel Mirası (PDF) . Arnavutluk Cumhuriyeti, Ulusal Turizm Ajansı. 2000. s. 59. 2010-10-08 tarihinde orijinalinden(PDF) arşivlendi . Erişim tarihi: 2012-04-07 .
  42.  William J. Hennessey, PhD, Direktör, Üniv. Michigan Sanat Müzesi. IBM 1999 DÜNYA KİTABI.
  43.  Marvin Trachtenberg ve Isabelle Hyman. Mimarlık: Tarih Öncesi Dönemden Postmodernizme. s. 223.
  44.  Necipoĝlu 2005, s. 147.
  45.  Hanioğlu, M. Şükrü (2013). Atatürk: Entelektüel Bir Biyografi . Princeton, NJ: Princeton Üniversitesi Yayınları. s. 171. ISBN 9780691157948.
  46.  Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Web Cite’de 2009-06-03Arşivlendi . Banknot Müzesi: 7. Emisyon Grubu – On Bin Türk Lirası – I. Serisi Arşivlenen en 2009-07-29 Wayback Machine, II. Seri Arşivlenen de 2009-07-29 Wayback Machine, III.Seriler Wayback Machine & IV’te 2009-07-29 arşivlendi .Seriler Wayback Machine’de 2009-07-29 arşivlendi . – Erişim tarihi: 20 Nisan 2009. 

KAYNAKLAR

  • Goodwin, Godfrey (2003) [1971]. Osmanlı Mimarlığı Tarihi . Londra: Thames ve Hudson. ISBN 978-0-500-27429-3.
  • Necipoĝlu, Gülru (2005). Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğunda Mimari Kültür . Londra: Reaktion Books. ISBN 978-1-86189-244-7.
  • Necipoğlu, Gülru (2007). “Ulusal bir deha yaratma: Sinan ve” klasik “Osmanlı mimarisinin” tarihçesi. Mukarnas . 24 : 141-183. JSTOR  25482458 . 
Reklam (#YSR)