Maksim Gorki

(1868 – 1936)

Maksim Gorki adıyla bilinen yazarın asıl adı  Peşkov Aleksey Maksimoviç ‘tir. 16 Mart 1868’de Nijniy Novgorod’da doğmuştur. Nakliye bürosu müdürünün oğlu Maksim Savvatiyeviç Peşov ve Varvara Vasilyevna’nın oğlu idi. Fakat erken yaşından yetim kalan Gorki büyükannesi ve büyük babası ile birlikte büyümüştür. Çocukluk ve ergenlik çağı çok zorluklarla geçmiştir. Bu yüzden daha sonra kendi hayatındaki deneyimlerden yola çıkarak otobiyografik üçlemesi olan  ‘Çocukluk’, ‘İnsanlarda, ‘Üniversitelerim’ adlı eserlerini yazmıştır.

Maksim Gorki gençlik yılları

Gorki çocukken çok çeşitli işlerde: bakıcı, ayakkabıcı yardımcısı ve gemideki çamaşırcı olarak çalışmıştır. Kazandığı bütün paraya kendisi için kitaplar almaya çalışmıştır. Gorki’yi okumaya 6 yaşında dedesi öğretmiştir. Dedesi onu bir kilise kitapları ile öğretmeye çalışmıştır. Aynı anda büyükannesi ise ona her türlü halk şarkılarını söyleyerek ve halk hikayelerini anlatarak büyütmüştür.

Gorki 15 yaşındayken okulundan sonra üniversitede eğitim alma amacıyla Kazan’a gelmiştir, ancak maddi desteği olmadığından dolayı okuma niyetini yerine getirememiştir. Dolayısıyla yazar tüm hayatı boyunca kendi kendini geliştirmeyle ve eğitmeyle geçirmiştir. Çocukluğundan itibaren hayattaki adaletsizliği, edepsizliği, cehaleti görmüş Goki, insanlara iyilik yapmaya, insanların çıkarlarını korumaya karar ile yazarlık hayatı başlamıştır. Böylece Gorkiy’in yaratıcılık çalışma hayatı bir il gazetecisi olmak ile başlamıştır. 1892’de yazarın ‘Makar Çudra’ adlı ilk öyküsü ‘Kavkaz’ adlı Tiflis gazetesinde yayınlanmıştır. Böyle yavaş yavaş tanınmaya başlamıştır ve bir yıl sonra Volga bölgesindeki dergi ve gazetelerde yayınlanmaya başlamıştır.

Tolstoy ve Gorki 1900

Belli bir çevre arasında tanınmaya başlamış genç yazarın ilk genel topluma tanınması, 1898 yılında iki ciltlik “Deneme ve Öyküler” adlı eseri yayınlanmasından sonra başlamıştır. Hemen toplum arasında ün kazanan eserleri hatta Avrupa dillerine çevrilmeye, profesyonel eleştirmenler tarafından konuşulmaya başlamıştır. Eserleri ile tanınmaya başlamış Gorkiy daha sonra edebi “Bilgi” adlı yayınevine başkanlık bile etmiştir ve A.Kuprin, I. Bunin, V.Veresayev vb. gibi ünlü yazarlar ile basın ortaklıklar koleksiyonlarını yayınlamaya başlamıştır.

Daha sonra Gorki 1889’da ‘Thomas Gordeyev’, 1900’da ‘Üç’ adlı en ünlü romanlarını yaratmıştır.  Onu yanı sıra 1901’de ‘Küçük Burjuva’, 1902’de ‘Dipte’, 1904’de ‘Yaz Sakinleri’ adlı oyunlarıni yazmıştır. Yazarın oyunlarında modernliğin ruhuna izin verilerek, eski çağı ile fikir çatışmasına yol açmıştır. Ve böylece dünya dramındaki bu yeni fenomen, Rus ve yabancı tiyatrosunun gelişiminde ana yönü sağlayabilmiştir. Örneğin “Dipte” adlı oyunu hemen “Sanat Tiyatrosu” sahnesinde sahnelenmiştir. Onun için Maksim Gorki, Griboyedov Ödülü’nü almıştır ve bu oyun büyük bir şan ile dünyayı dolaşmıştır.

1901’den yazar, hükümetten olumsuz bir tepki uyandıran devrimci harekete duyduğu sempatiyi açıkça ifade etmeye başlamıştır. Ve böylece, Gorki tekrar tekrar hükümet tarafından tutuklanmaya ve zulmedilmeye başlamıştır. 1906’da ise Avrupa’ya gitmek zorunda kalmıştır. 1907’deki ilk devrimden sonra, yazar İtalya’ya gitmiştir. Orada 1908’de “Son”, 1910-1911’de “Matvey Kojemyaki’nin Hayatı’ adlı romanlarını ve bunların yanı sıra ‘Anne’ ve ‘İtiraf’ adlı hikayelerini ortaya koymuştur. 1913 yılında St. Petersburg’a geri dönmüştür. Orada 1911-1913’de “İtalya Masalları”, 1913-1914’de “Çocukluk” 1915-1916’da “İnsanlarda” adlı hikayelerini yazmıştır.

1921’de yazar tüberküloz hastalığının şiddetlenmesinden dolayı tedavi görmek için Almanya’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne gitmiştir. 1924’ten beri İtalya’da yaşamış Gorki, 1928’de Sovyetler Birliği’ne geri dönmüştür ve 1925’te yeniden başladığı ‘Klim Samghin’in hayatı’ adlı eseri üzerine çalışmaya devam etmiştir. 1934’te M. Gorki’nin inisiyatifinde ve liderliğinde Sovyetler Yazarlar Birliğini kurmuştur.

Gorki son yılları

Gorki,  ilk evliliğini Ekaterina Pavlovna Volzhina ile yapmıştır. Bu evlilikten, bir kızı Katerine ve oğlu Maksim Alekseyeviç Peşkov adlı çocukları olmuştur. Fakat kızı Katerine’yi bebeklik çağında ve daha sonra da oğlunu kaybetmiştir.

İkinci evliliği ise bir oyuncu Mariya Fedorovna Andreeva’ya idi. Yazarın hayatının son yıllarındaki üçüncü karısı ise Mariya Ignatiyevna Budberg adlı bir kadındı.

Gorki’nin hayatının son yıllarında hastalığı çok ağırlaşmıştır ve Moskova’ ya yakın yerde Vladimir İ. Lenin’in öldüğü evde hayata gözlerini kapamıştır. Yakılmış vücudunun külü şimdi Kızıl Meydandaki Kremlin duvarında saklanmaktadır. Bununla yanı sıra yazarın beyni araştırılmak için Moskova Beyin Enstitüsü’ne gönderilmiştir.

Biliyor musun? 

  • Maksim Gorki toplamda üç kez evlenmiştir. 
  • Gorki’nin çocukluk yılları oldukça zor yaşam koşullarında geçmiştir.
  • Eserlerinde kullandığı konular, çocukluk yıllarının izlerini taşır.
  • Gorki eserleriyle Sovyetler Birliğinin kurucu edebi kişilikleri arasına girmiştir. 
  • Gorki’nin cesedi ölümünden sonra yakılmış ve beyni incelenmek üzere Moskova Beyin Enstitüsüne gönderilmiştir.  

 

Reklam (#YSR)