GOETHE BİR TÜRK MÜ ?

Haçlı seferleri, Avrupalı Hristiyan tüm kavimleri birleştiren, Avrupalıların kendileri dışında olan toplumlarla temasın yoğun yaşandığı bir dönemdir. 

Fransızlar başta olmak üzere Almanlar ve İngilizler ; Araplar, Türkler ve Farslar ile temas ederek kültürlerini tanıma fırsatını bulmuşlardı. 

Haçlı seferleri Anadolu, Suriye ve Mısır coğrafyasında irili ufaklı savaşlara sahne olmuştu. Hem Müslümanlar arasında hem Hristiyanlar arasında ölümlerin yanı sıra esir alma olayları sıklıkla karşılaşılan bir durumdu.

 Günümüz Halep Şehri bir Selçuklu yerleşkesiydi ve stratejik açıdan oldukça önemli bir noktaydı. 

Halep; Kudüs, Urfa, Antakya gibi Haçlı Kontluklarının gelen saldırılara sık sık maruz kalmaktaydı. 

Yine bu saldırılar sırasında Mehmet Sadık Selim Sultan isimli bir Selçuklu beyi Haçlı Alman Birliklerine esir olarak düştü. 

Mehmet Sadık esir olarak Almanların içinde yaşamaya başladı. Zamanla cesareti ve çalışkanlığıyla kendini esir eden Magenheim Lordları savaşçılarından birisi olarak yükselmeye başladı. 

Magenheim Lordları Arması

Magenheim Lordları Arması

Mehmet Sadık, Almanya’ya götürülmüştü ve kaçacak hiçbir yeri yoktu. Yeni hayatına başarı ile adapte olan Mehmet Sadık Alman ordusunda bir subay olarak görev almaya başlamıştı. 1321 – 1356 seneleri arasında bu görevine devam etti. 

1304 senesinde Rebecka Dohlerin ile evlendi ve 1305 senesinde vaftiz olarak Hristiyan oldu. İsmine Johannes eklendi. Artık Johannes Mehmet Sadık Seli Soldan olarak bilinmekteydi. 

Johann Mehmet bu evliliğinden  Eberhardus, Christianus ve Melchior isimli üç oğlu oldu. 

 Öldüğünde 1344’te Johanniskirche’de inşa edilmiş olan ve daha sonra esas olarak Magenheim Lordları tarafından kullanılan ve şapelin mezarlığına gömüldü. Üç oğlu da sonraki yıllarda bu mezarlığa gömüldü.

Johanneskirche Brackenheim şapeli. Mehmet Sadık Şapelin yanında ki mezarlıkta yatmaktadır ve günümüzde bu şapel yıkılmıştır. (12 Ocak 1908)

Mezar kitabesinde şöyle yazmaktadır : 

“Johannes Soldan moritur anno Christi MCCCXXVIII.  

Soldan hic primus moritur Christianus,  

Qui Turcico adayı ve patria natus,  

Sanguine sed Christi hic publice lotus,  

Fide, vita, morte sic pie sepultus. “


 ” Johannes Soldan 1328’de İsa’ya yürüdü.

Soldan Hristiyan olarak öldü.

Türkiye’de doğdu.

Ama İsa’nın kanını temizledi.

Hayat kadar ölümünde kutsal olduğuna inanarak gömüldü” 

Brackenheim’daki Johanniskirche’deki mezar şapeli artık mevcut olmamakla birlikte, kutsal kapının kemer alanında olan Soldan arması daha genç bir vitray içinde korunmaktadır. 

Soldan ambleminde:  kalkanda tam açık güneş, hilal ve üç yıldız, sağ elinde kılıç sol elinde bir ok ve başında sarık olan bir adam şeklindedir. Soldan ailesinden olan avukat Hans Soldan (1870- 1940 ) ceket rozetinde bu armayı taşımıştır.

GOETHE İLE SOLDAN (SULTAN) AİLESİNİN BAĞINTISI 

Alman ve Dünya Edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olarak kabul edilen Johann Wolfgang von Goethe’nin atalarının doğu kökenli olduğu 19. yüzyıldan beri bilinmektedir. Goethe’nin Soldan’dan inişine dair kesin bir kanıt yoktur, ancak 16. yüzyılın aile tarihçesinden gelen kanıtlar, bu doğulu ataları için Soldan ailesinin yaşadığı Brackenheim çevresindeki bölgeye işaret etmektedir.

Tez en son 2005 Soldan vaftizinin 700. yıldönümü vesilesiyle Alman yazar Werner Ulrich Deetjen tarafından dillendirildi. 

 

Reklam (#YSR)