FİZYOLOJİ NEDİR?

 Fizyoloji en basit tanımıyla, yaşamın mantığını araştıran bir bilim dalıdır. Yunanca doğa anlamına gelen “physis” kelimesi ile bilim anlamına gelen “logos” kelimesinin birleşmesi ile ortaya çıkmış olan fizyoloji terimi, moleküler düzeyden hücre, doku, organ, sistem ve organizma düzeylerine kadar fonksiyonu ve bu fonksiyonun altında yatan mekanizmaları araştırır.

 Doğadaki canlı organizmaların sayıca büyüklüğü ve çeşitliliğinden dolayı, tüm canlıların yaşamsal işlevlerini birden incelemek mümkün olmayacağından, fizyoloji alanı kendi içinde “İnsan Fizyolojisi”, “Hayvan Fizyolojisi” ve “Bitki Fizyolojisi” gibi büyük bölümlere ayrılır. Bu bölümler de daha sonra sinir sistemi fizyolojisi, kalp ve dolaşım sistemi fizyolojisi gibi alt alanlara ayrılır.

 İç ortam ve homeostaz kavramları, fizyolojik yaklaşımın temel prensiplerini belirler ve fonksiyonun araştırılmasında her düzeyde etkileşimlerin önemini vurgular. Bağlantılı olarak, fizyoloji araştırmalarında çok çeşitli deneysel ve uygulamalı yöntemler kullanılmaktadır.

 Fizyoloji; tıp, hemşirelik, sağlık hizmetleri meslek yüksek okulları gibi insan sağlığı ile ilgili eğitim kurumlarının yanında, veterinerlik fakültelerinde de temel derslerden biri olarak önemli bir yer tutmaktadır. Fizyologlar bu kurumlarda eğitim ve araştırma faaliyetlerini birlikte yürütürken, sağlık kuruluşlarında rutin sağlık hizmetleri içinde yer alan fizyologlar da bulunmaktadır.

Çok hücreli canlılarda yapı ve görevleri aynı olan hücrelerin oluşturduğu hücre topluluklarına doku denir. Bitki ve hayvanlarda bulunan dokular birbirlerinden farklıdır. Bitkilerin yapısında bulunan dokulara bitkisel dokular, hayvanların yapısında bulunan dokulara hayvansal dokular denir. Çok hücreli canlılarda dokuların oluşmasıyla dokular arasında işbölümü ortaya çıkmıştır. İnsan vücudunda kan, kas, kemik, sinir, yağ, destek, salgı, epitel doku gibi çeşitli dokular bulunur. Her dokuyu oluşturan hücrelerin şekli, görevi, yapısı, büyüklüğü ve dizilişi o dokuya özgüdür. Bir dokunun hücresi ile başka bir dokunun hücresinin şekli, görevi, yapısı, büyüklüğü ve dizilişi farklıdır. Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek sistemleri, sistemler de birleşerek canlı organizmayı (canlı vücudunu) oluştururlar. İşte tüm bu dizgelerin işleyişi fizyolojinin konusudur.

  • Hücre → Doku → Organ → Sistem → Canlı (Organizma) (Canlı Vücudu)

 Fizyoloji genellikle bitki fizyolojisi ve hayvan fizyolojisi olarak ikiye ayrılarak incelense de, fizyolojinin kuralları hangi canlının çalışıldığına bakılmaksızın evrenseldir. Örneğin, maya hücre fizyolojisinde öğrenilenler insan hücrelerine de uygulanabilir.

 Fizyolojini temel özelliği, incelediği sistemlerin durağan değil dinamik olmasıdır. Hücrelerin işlevleri, en yakın çevresindeki değişikliklere bağlı olarak sürekli değişir ve her canlı, gerek temel yaşam biri olan hücrenin iç değişikliklerinden, gerek etkileşim içinde olduğu dış ortamın değişikliklerinden kaçınılmaz biçimde etkilenir. Bu nedenle, fizyolojik tepkimelerden çoğunun temel amacı, iç ortamdaki fiziksel ve kimyasal dengenin korunmasıdır. Bu iç denge, hayvanlarda, canlının iç ya da dış ortamdaki değişiklikleri algılayabilen duyu alıcılarıyla düzenlenir. Bu alıcıların uyarısıyla, kas, böbrekler, karaciğer ve iç salgı bezleri gibi organlarda, değişen koşullara uygun özel yanıtlar gelişir ve canlı kendisini bu yeni duruma uyarlayabilir.

 Bugün fizyologlar, hücre, doku ve organlarda derledikleri bilgilerin ışığında, canlının bir bütün olarak çevresine nasıl uyum sağladığını araştırırlar. Kısacası, kalıtımın biyokimyasal temellerinden ve moleküler biyolojiden başlayarak hayvanlardaki davranış özelliklerine varıncaya değin çok geniş bir araştırma alanı bugün fizyoloji teriminin kapsamına girmiştir.

Reklam (#YSR)