Truman Doktrini
Truman’ın bu konuşmasında Kongre’ye söylediği “silahlı azınlıkların veya dış baskıların boyun eğdirme girişimine direnen özgür halkları desteklemek ABD’nin politikası olmalı” sözü bütün faaliyetlerin temelini oluşturmaktaydı. [2]
Truman, Yunanistan ve Türkiye’nin yardım alamazsa, kaçınılmaz bir son olarak bölge genelinde ciddi sonuçları olan komünizme düşeceklerini savundu. Yunanistan’da yaşanan krizin çok daha yoğun olmasına ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki tarihsel düşmanlığa rağmen her ikisine de eşit olarak yardım edilmesi gerektiği düşünülmekteydi.
Birleşik Krallık (İngiltere) uzun yıllardır Yunanistan’ı desteklemiş olmasına rağmen İkinci Dünya savaşının verdiği ekonomik zorluklar nedeniyle aktif ekonomik desteğini azaltmak zorunda kaldı. Şubat 1947’de İngiltere resmi olarak ABD’den kraliyetçi Yunan hükumetini destekleme rolünü üstlenmesini istedi. [4]
ABD Kongresi Cumhuriyetçilerin desteği ile 400 milyon $ gönderme kararı aldı. Yardımdaki amaç Yunan isyanını sona erdirmekti.
Bu sürecin sonunda 1952’de hem Yunanistan hem de Türkiye istikrarlarını garanti etmek için askeri bir ittifak olan NATO’ya katıldı.
Truman Doktrini, Avrupa ve dünya çapında Amerikan Soğuk Savaş politikasının temeli olacak şekilde gayri resmi olarak genişletildi. [5]
Bu doğrudan Amerikan dış politikasını değiştirdi.
TÜRK BOĞAZLARI KRİZİ
YUNAN KRİZİ
1946-47’de ABD ve Sovyetler Birliği savaş zamanı müttefik olmalarına rağmen Soğuk Savaş’ta iki ayrı kutup olmuşlardı.
Müttefiklerin Almanya’daki işbirliğinin çöküşü, Truman Doktrini için artan gerginliklerin zeminini oluşturmuştu. [5] Truman’a göre, Yunanistan’da artan huzursuzluk, Ortadoğu’nun petrol zengini bölgelerine ve Akdeniz’in ılık su limanlarına karşı önemli bir hareket gibi görünmeye başladı. [11]
Amerikalı politikacılar, Yunanistan’ın komünizme geçiş yapması durumunda, Türkiye’nin komünizme geçişinin uzun sürmeyeceğinden ve bölgenin istikrarsızlığa düşeceğinden korkmuşlardır.
Benzer şekilde, Türkiye şayet Boğazlar üzerinde Sovyetlerin bölgedeki taleplerini karşılarsa, Yunanistan’ın konumunun tehlikeye gireceğinden endişe etmişlerdir. [13]
Bölgesel olarak domino etkisi yaratacak bu tehdit nedeniyle, doktrinin Amerikan senatosundan geçmesi oldukça kolay olmuştu.
Yunanistan ve Türkiye coğrafi nedenlerden ötürü stratejik müttefiklerdi, çünkü Yunanistan’ın düşmesi Sovyetleri Türkler için özellikle tehlikeli bir kanadına sokacak ve Sovyetler Birliği’nin savaş durumunda müttefik tedarik hatlarını kesme yeteneğini güçlendirecekti. [14]
TRUMAN’A KONGRE DESTEĞİ
UZUN VADELİ POLİTİKA
Truman Doktrini Avrupa ve dünyada Amerikan Soğuk Savaş politikasını destekledi. Tarihçi James T. Patterson’un sözleriyle, “Truman Doktrini, yönetimin daha önce üstlenmediği türden son derece halka açık bir taahhüttü. Küreselleşme taahhütlerine yol açan daha sonraki sayısız girişimler için bir aşama ve büyük bir adımdı.” [15]
Tarihçi Dennis Merill, bu doktrinin küreselleşmiş dünyada modern yaşamla ilgili daha geniş bir kültürel güvensizliğe hitap ettiğini savunmuştur. Washington’un komünizmin domino etkisi konusundaki endişesini ele aldı, iki taraflı destek kazanan doktrinin medyaya duyarlı bir sunumunu sağladı ve kararsız bölgeleri doğrudan askeri müdahale olmadan modernize etmek ve stabilize etmek için Amerikan ekonomik gücünü harekete geçirdi. Ulus oluşturma faaliyetlerini ve modernleşme programlarını dış politikada ön plana çıkardı. [5]
Truman Doktrini, bir ülkeyi komünist etkiden uzak tutmak adına acil yardım için bir metafor haline geldi. Truman, hastalık görüntülerini sadece komünizmin yayılmasında yaklaşan bir felaket duygusunu iletmek için değil, aynı zamanda dünya çapında komünist olmayan ülkeler etrafında koruyucu bir kalkan genişleterek “retorik bir vizyon” oluşturmak için kullandı.
Truman’ın selefi Franklin D. Roosevelt’in “saldırganı karantinaya al” politikasını yineledi, 1937’de Alman ve Japon yayılımını dayatmaya çalıştı (“karantina”, bulaşıcı bir hastalığı ele alan halk sağlığı görevlilerinin rolünü önerdi). Tıbbi metafor, Truman Doktrini’nin acil amaçlarının ötesine uzanmıştı, çünkü felaketin uyandırıldığı yangın ve sel görüntüleri ile birleştirilen görüntüler, ABD’ye daha sonraki yıllarda Kore ve Vietnam’da komünist güçlerle doğrudan yapacağı askeri çatışmaya kolay bir geçiş sağlamıştır.
Truman, yaşam ya da ölüm açısından ideolojik farklılıkları çerçeveleyerek, komünizm içeren bu politika için destek alabildi. [17]
Yukarıdaki yazıya ek olarak;
Barış Ertem’in araştırma yazısını aşağıdaki başlığa tıklayarak okuyabilirsiniz.
“TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE TRUMAN DOKTRİNİ VE MARSHALL PLANI”
Kaynaklar
Kaynakça
|