TÜRKİYE’DE SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASI

Yazan : Meryem ÖZER

Çağlar boyu insanlık, dünya üzerindeki varlığını bir şekilde kanıtlamak ve ölümden sonra da bu varlığın kalıcı olmasını sağlamak istemişlerdir. Bunun için ilk çağlardan bu yana nice yöntem deneyen insanlık; duvar resimlerinde, heykellerde, kitaplarda ve daha nice sanat eserinde bu amaca hizmet etmiş, bizlere geçmişi aydınlatma noktasında bilerek veya bilmeyerek kandil olmuşlardır.

Geçmişten gelen bunca çabaya vefa olarak; unutulmuş ya da unutulmaya yüz tutmuş tüm değerleri gün yüzüne çıkarmak ve yaşatmak için birtakım çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar arasında “Somut Olmayan Kültürel Miraslar” ile ilgili çalışmalar, bahsini ettiğimiz konuda önemli bir yer tutmaktadır.

UNESCO’nun 2003 Eylül-Ekim döneminde toplanan 32. Genel Konferansı sırasında, Somut Olmayan Kültürel Miras’ın (SOKÜM) Korunması Sözleşmesi, önce 09-14 Ekim 2003 tarihlerinde çalışmalarını yürüten Kültür Komisyonu’nda, sonra da 15 Ekim 2003 tarihinde toplanan Genel Kurulda onaylanarak yürürlüğe girmiştir. 40 maddelik Somut olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’nin (Convention pour la sauvegarde du patrimoine cultural immateriel) UNESCO Genel Kurulunda kabulü, aşağıda görüleceği gibi uzun bir hazırlık döneminin ve çalışma takviminin sonunda gerçekleşmiştir.

Sözleşme TBMM’nin 19/01/2006 tarihli oturumunda oy birliği ile kabul edilmiş, “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” (No: 5448) 21 Ocak 2006 tarih ve 26056 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Türkiye’nin taraf olma süreci 27 Mart 2006 tarihinde tamamlanmıştır.

Böylece kültürel değerlerimiz, güncel bir projeyle titiz bir şekilde araştırılarak dünya kamuoyuna da duyurulmuştur. Sözünü ettiğimiz projenin anlaşılması ve inceleme alanları, günümüze kadar yapılan çalışmaların yanı sıra gelecekte yürütülecek saha çalışmalarında da önemli bir yer tutar.

Somut Olmayan Kültürel Miras; toplulukların, grupların ve kimi durumlarda bireylerin, kültürel miraslarının bir parçası olarak tanımladıkları uygulamalar, temsiller, anlatımlar, bilgiler, beceriler ve bunlara ilişkin araçlar, gereçler ve kültürel mekanlar anlamına gelir.

Projenin araştırma alanları;

a) Somut Olmayan Kültürel Miras’ın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dil ile birlikte sözlü gelenekler ve anlatılar (destanlar, efsaneler, halk hikayeleri, atasözleri, masallar, fıkralar vb.),

b) Gösteri sanatları (Karagöz, meddah, kukla, halk tiyatrosu vb.),

c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler (nişan, düğün, doğum, Nevruz, vb. kutlamaar),

d) Doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar (geleneksel yemekler, halk hekimliği, halk takvimi, halk meteorolojisi vb.)

e) El sanatları geleneği (dokumacılık, nazar boncuğu, telkâri, bakırcılık, halk mimarisi).

Türkiye, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listelerine kaydettirdiği 17 unsur ile UNESCO’ya en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasında yer almaktadır. Bu unsurlar:

• Meddahlık (2008)

• Mevlevî Semâ Töreni (2008)

• Âşıklık Geleneği (2009)

• Nevruz (2009)

• Karagöz (2009)

• Geleneksel Sohbet Toplantıları (2010)

• Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali (2010)

• Alevî-Bektâşî Ritüeli Semah (2010)

• Tören Keşkeği Geleneği (2011)

• Mesir Macunu Festivali (2012)

• Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği (2013)

• Ebru: Türk Kâğıt Süsleme Sanatı (2014)

• Geleneksel Çini Ustalığı (2016)

• İnce Ekmek Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Katırma, Yufka (Çokuluslu) (2016)

• Bahar Kutlaması: Hıdırellez (2017)

• Islık Dili (2017)

• Dede Qourqud/Korkyt Ata/Dede Korkut Mirası: Destan Kültürü, Halk Masallar ve Müzik (Çokuluslu) (2018)

Kültür tarihimizdeki unsurların korunması, dünya sahnesinde milletimizin yerini sağlamlaştırmaktadır. Günümüzün ve geleceğin karanlıkta kalmaması noktasında yapılan bu çalışmalar kurtarıcı niteliktedir. Günümüzde unutulma tehlikesine karşı bir çözüm niteliği taşıyan bu çalışmalarla, söz uçtu biz tuttuk diyebileceğimiz onlarca araştırma akademisyenlerimiz tarafından yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir. Girişimde bulunulan her proje göstermektedir ki; Türkler, dünya toprakları üzerinde büyük bir alana yayılmış ve başka halkları etki altında bırakmış bir millet olarak, değerlerine bağlılığıyla da güçlü bir kavim olmuştur ve olmaya devam edecektir. İlmek ilmek işlenmiş, çağlara sinmiş değerlerimizin ebediyen var olması dileğiyle…

KAYNAK: 

 Türk Ekini Dil ve Kültür Dergisi, Haziran 2019, Sayı 2

Reklam (#YSR)