Dariye Dariye, Divan edebiyatında din dışı yazılmış olan şiirlerde ev ile ilgili kasidelere verilen ad. Gazel tarzındda yazılmış olan dariyeler de mevcuttur. Dariye türünde yazılan şiirlerde şair evden çok evi yaptıranı över. Reklam (#YSR)
Divan Divan (دیوان) sözcüğü Farsça’dan Arapça, Türkçe, Urduca ve diğer İslam milletlerinin dillerine girmiş, oralardan da komşuları olan gayri müslim unsurlara ve batı dillerine yayılmıştır.Farsçadaki “yazan, yazmak” anlamındaki dibir kelimesinden gelen kelimenin edebîyatta iki anlamı vardır: Belli bir kalıpla yazılan ve besteyle okunan şiir türü. Kalıp “fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün” şeklindedir. Divan edebiyatı
Divan Şairi Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da
Fütüvvetnâme Fütüvvetname, bir tasavvuf kavramı olarak fütüvvet kavramını ele alan eserler ile fütüvvet ve Ahi teşkilatlarının mesleki yönetmeliği şeklinde kaleme alınmış eserlerin ortak adıdır. Arapça, Farsça ve Türkçe pek çok fütüvvetname örneği vardır. Kimilerinin kendine has ismi vardır ama çoğu zaman bu eserlerin ismi unutulur ve fütüvvetname olarak bilinirler.[1] İlk
İskendernâme İskendernâme, İslami edebiyatlarda Büyük İskender hayatını ve maceralarını konu edinen; Kur’an-ı Kerim’de geçen Zülkarneyn’in kişiliğinin İskender’in hayatına sindirerek anlatıldığı, destanî-efsanevî tarzda yazılmış kitapların adıdır. İskendernâmelerde İskender, tarihî kişiliği yerine Doğu mistisizminin etkisinde efsanevî bir müslüman kahraman olarak anlatılır. Sembolik düşünceler etrafında fikrî, ahlâkî ve didaktik konulara değinilir.[1] Manzum şekline
Kaside Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan divan edebiyatı şiiridir. Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Türk edebiyatına 13. yüzyılda Araplardan geçmiş bir nazım şeklidir Özellikleri Nazım birimi beyittir. Beyit sayısı en az 15-30-33 ile en çok 99 arasında değişir. Kasidenin ilk beyitine matla beyit, son beyitine makta beyit denir. Şâir kasidesi
Kısas-ı Enbiyâ Kısas-ı enbiya, peygamberlerle ilgili kıssaları içeren yapıtların genel adıdır. Türkçede genelde divan edebiyatı döneminde kullanılmıştır. İlk kısas-ı enbiya Kısai’nin 9. yüzyılda yazdığı Kitabü Kısasi’l-Enbiya adlı eseridir. Türkçe kısas-ı enbiya kitapları arasında Rabguzi’nin 1310’da Çağatay Hanı Termaşir’in emiri Nasuriddin Tokboğa’nın emriyle yazdığı Kısasü’l-Enbiya ve Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısas-ı-Enbiya ile Tevarih-i Hulefa adlı eserleri sayılabilir. Reklam (#YSR)
Lugaz Lugaz (Lügaz), herhangi bir nesnenin ya da varlığın özellikleri anlatılarak yazılan manzum bilmecelere denir. Daha çok divan edebiyatında kullanılmıştır. Muamma ile birlikte çok kullanılan bir söz oyunudur. Muamma’dan farkı konusunun daha geniş olmasıdır. Çoğunlukla soru biçiminde düzenlenir. En önemli özelliği içinde çözüme ilişkin ipuçlarının bulunmasıdır. Divanların son bölümlerine konur. Eğlendirici ve öğretici olanların yanı sıra öğretici ve dinsel lugazlar
Matla Matla, Divan edebiyatında bir şiirin ilk beyiti. Daha çok kaside ve gazel türleri için kullanılır. “Doğmak” anlamındadır. Matla beyti diğer beyitlerden ayrı olarak kendi arasında redifli ve kafiyeli iki mısradan oluşur. Diğer beyitlerin ikinci mısrası matla beyitiyle kafiyeli olmak zorunda değildir. Matlanın kafiyesi genellikle tam veya zengindir. Sözcük anlamı güneşin veya yıldızın doğuş yeri… Örnek Dize Haddeden geçmiş nezâket yal ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden
Mazmun Mazmun kelime anlamı olarak “anlam, kavram” demektir. Edebiyatta, bazı düşüncelerin ifadesinde kullanılan klişileşmiş söz ve anlatımlara denir.[1] Edebiyattaki terim anlamı “bir şeyin özelliklerini çağrıştıracak kelime grupları içinde gizlemek”tir. Divân edebiyatı’nda divan şairi tarafından sıkça kullanılan bir kavramdır. İslâm edebiyatlarının ortak mazmunları vardır. Çoğu divân şiirine Fars edebiyatından girmiştir. Arap edebiyatının