Azade Azade, ikinci dizesi olmadan anlam ifade edebilen tek dizelik ve vezinli nazım şeklidir. Bazen bir beyitteki iki mısranın birbirleriyle ilişkisi olmaz. Buna da azade denir. Azadeler genellikle ders vermek ya da nükte etmek amacıyla yazılmıştır. Birçok beyit de bir dizesi unutularak azade şeklinde söylenegelmiştir. Örnekler Sorsalar mağdurunu gaddar kendin gösterir. Koca Râgıp Paşa Türkçe ağzımda annemin sütüdür.
Bahariye Divan Edebiyatı’nda bir şiir türüdür. Baharın gelişini, doğadaki değişimleri, çiçeklerin açmasını, kelebeklerin uçmasını konu edinen kasidelerdir. Dönemlerindeki büyük kişilere sunulup ödüllendirilmek için yazılırlar. Hemen her divanda bir bahariye bulunması geleneği vardır. Hemen her divan şairinin de bir bahariyesi vardır. Reklam (#YSR)
Basitname Basitname, Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara Türkî-i basit gazel de denir. Basitnamelerde Arapça ve Farsça sözcüklerle tamlamalar çok azdır. Örnek Düşdi bu gönlüm sana hey sevdüğüm N’ola yakışsan bana hey sevdüğüm Çün seve geldi seve gider seni Bu gönül önden sona hey sevdüğüm Ayruluk derdi bana bir bun durur Kim döyer imdi buna hey sevdüğüm
Divan Şairi Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da
Fütüvvetnâme Fütüvvetname, bir tasavvuf kavramı olarak fütüvvet kavramını ele alan eserler ile fütüvvet ve Ahi teşkilatlarının mesleki yönetmeliği şeklinde kaleme alınmış eserlerin ortak adıdır. Arapça, Farsça ve Türkçe pek çok fütüvvetname örneği vardır. Kimilerinin kendine has ismi vardır ama çoğu zaman bu eserlerin ismi unutulur ve fütüvvetname olarak bilinirler.[1] İlk
İskendernâme İskendernâme, İslami edebiyatlarda Büyük İskender hayatını ve maceralarını konu edinen; Kur’an-ı Kerim’de geçen Zülkarneyn’in kişiliğinin İskender’in hayatına sindirerek anlatıldığı, destanî-efsanevî tarzda yazılmış kitapların adıdır. İskendernâmelerde İskender, tarihî kişiliği yerine Doğu mistisizminin etkisinde efsanevî bir müslüman kahraman olarak anlatılır. Sembolik düşünceler etrafında fikrî, ahlâkî ve didaktik konulara değinilir.[1] Manzum şekline
Şeyh Vasfi Şeyh Vasfî adıyla tanınan Kefevî Tekkesi şeyhi Ali Vasfî Efendi (d. 1850 Fatih) Türk yazar, şeyh ve mutasavvıf şairi. Hayatı Fatih, Çarşamba Pazarı civarındaki Yunus Bey Mahallesi’nde doğmuştur. İstanbul, Draman’daki Kefevî Tekkesi’nin şeyhi olan babası Muhammed Râşid Efendi’nin 1864 yılındaki vefatı üzerine 14 yaşındayken babasının yerine tekkenin şeyhliğini devralmıştır. Pek çok mektep
Fitnat Hanım Fitnat Hanım Doğum 1842 Trabzon Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu Ölüm 1911 (68-69 yaşlarında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu Meslek Şair Milliyet Türk Dönem 19. yüzyıl Tür Şiir Edebî akım Divan edebiyatı Fitnat Hanım (d. 27 Kasım 1842[1] – ö. 1911), Türk Divan şairi. Son dönem Osmanlı edebiyatının önemli bir kadın şairidir. Çok sayıda gazeli bulunur. Edebiyatın yanı sıra hattatlıkta da
Gevherî Gevherî, 17. yüzyılda yaşamış olduğu tahmin edilen bir Türk halk ozanıdır.[1] 1998 yılında Prof. Dr. Şükrü Elçin tarafından yayımlanan Gevherî Divanı adlı eserde, ozanın cönklerde ve yazmalarda yer alan 945 şiiri bir araya getirilmiştir.[1] Yaşamı Hayatı hakkında pek fazla bilgi olmayan Gevherî, aruz ve hece ölçüsü ile şiirler yazmıştır. Önceleri asıl adının “Mustafa” olduğu sanılırken, sonradan bir şiirindeki “Bir kemter kulundur
Hamâmîzâde İhsan Bey Hamâmîzâde Mehmed İhsan Doğum 04 Şubat 1885 Trabzon Ölüm 11 Mayıs 1948 (63 yaşında) İstanbul Meslek Şair, yazar, gazeteci, halk bilimci, eğitimci İkamet Trabzon, İstanbul Milliyet Türk Tür Divan şiiri, folklor araştırması Önemli eser Hamsi-nâme Hamâmîzâde İhsan Bey ya da Hamâmîzâde Mehmed İhsan (d. 4 Şubat 1885, Trabzon – ö. 11 Mayıs 1948)[1], Türk divan şairi, gazeteci, eğitimci ve