Âdile Sultan Âdile Sultan (d. 23 Mayıs 1826 – ö. 12 Şubat 1899), Türk Divan edebiyatı şairi. Sultan II. Mahmut’un kızı, Sultan Abdülmecid’in kız kardeşi. HAYATI Âdile Sultan 1826 yılında, İstanbul’da, Sultan 2. Mahmut ile eşlerinden Zernigar Sultan’ın kızı olarak doğdu. Babası Sultan 2. Mahmut sanatçı kişiliği ile öne çıkmış, özellikle hat ve musiki ile yakından ilgilenmiş bir padişahtı. Âdile Sultan sarayda çok iyi bir eğitim
Âdem Dede Âdem Dede (ö. 1652), Osmanlı Devleti Türk Mevlevi şairi. Doğum tarihi bilinmemektedir ama 1588 olduğu tahmin edilmektedir. Antalya’da doğmuştur. Din eğitimini yörenin ünlü dervişlerinden alan Adem Dede daha sonra bilgisini arttırmak ve mevlevi olmak için İstanbul’a gitti. Galata Mevlevihanesi’nde, İsmail Ankaravi’nin yanına yerleşti ondan eğitim aldı. İsmail Ankaravi’nin vefatıyla aynı mevlevihaneye şeyh oldu. İstanbul’da saygı duyulan sözüne
Abdürrahman Eşref Abdürrahman Eşref (ö. 1748), Osmanlı alim ve divan şairidir. Kıbrıs Mollası adı da verilir. İstanbul’da doğmuştur. Divan şairi Ahmed Nedim’in amcasıdır. Medresede öğrenim gördü. Abdürrahman Eşref uzun süre Kıbrıs kadılığı da yapmıştır. ESERLERİ Tezkiret-ül Hikem fi Tabakat-ül Ümem (Milletlerin Tabakaları Hakkında Hikmetler Tezkiresi) Uyun-ül Ulum (İlimlerin Kaynakları) Mir’at üs Safa (Safa Aynası) Şerh-i Muamma-i Sagir li-Mevlana Cami (Mevlana Caminin Küçük Muammasının Şerhi) İlm-ül Ahlak
Abdullah Vassaf Efendi Abdullah Vassaf Efendi (d. 1662 Akhisar – ö. 1761 İstanbul) Osmanlı şeyhülislamı, divan şairi, ilim adamı ve hattat. HAYATI Akhisarlı Şeyh Mecdeddin soyundan Mehmet Efendi’nin oğludur. İlköğrenimin Akhisar’da gördükten sonra İstanbul’a yerleşti. Dönemin müderrislerinden Kara Halil Efendi’den ders aldı. Önce “hariç” derecesiyle Yunus Paşa Medresesi’nde görev yaptı. 1699’da imtihanla müderris oldu. ve o yıl Kara Halil Efendi’ye damat oldu. 1724’te Selanik kadısı oldu. 1727’de,
Abdullah Bosnevi Abdullah Bosnevi Osmanlı Devleti’nde Melami mutasavvıf. HAYATI Bosna’da 1584 yılında doğmuştur. Abdullah Bosnevi ilköğrenimini Bosna’da yaptıktan sonra istanbul’a giderek dönemin ünlü bilginlerinden islam bilimleri okudu.Tasavvuf konularına ilgi duyunca Bursa’ya gitti. Bursa’da Bayramiye tarikatı Melamilik kolu ileri gelen şeyhlerinden Hasan Kabaduz’a bağlandı. Hasan Kabaduz efendi ile ilgili kendisinin Hicri 1010 yılında Bursa’da vefat ettiği dışında hakkında fazla bir bilgi
ABDİ Abdi, Osmanlı Devleti Türk divan şair’i 16. yüzyılda yaşamıştır. Yaşamı hakkında bilgi yoktur. Doğum ve ölüm tarihleri’de bilinmemektedir. Ancak 1545 yılında yazılmış 1071 beyitlik Niyazname-i Sa’d ü Hüma (Sad ve Hüma’nın yakarışları) adlı bir mesnevi’si vardır.Diğer bir yapıtı da Nüzhatname-i Abdi (Gül ü Nevruz) (Gülbahçesi veya Nevruz Gülü) ‘dür. Her iki yapıtın konusu da iran edebiyatından alınmıştır. Bu iki yapıtında
SALACIOĞLU Salacıoğlu (tam adı Salacıoğlu Mustafa Celveti veya Giritli Salacıoğlu Mustafa Celveti, bazen şeyh unvanı ile de geçer) 18. yüzyılda Girit’te doğmuş ve yaşamış bir Türk tasavvuf şairidir. Salacızade ve Salacıdedeoğlu mahlaslarını da kullanmıştır. Bir divanı ve iki mesnevisi bulunmaktadır. Hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Babası Şeyh Ahmed Efendi’nin ölüm yılı olan 1756’dan bir
Divan Edebiyatı Divan edebiyatı, Türklerin, müslümanlığı kabul etmelerinden sonra islam medeniyetini etkisinde ortaya koydukları edebiyat türüdür. İslami edebiyat, yüksek zümre edebiyatı, havas edebiyatı, saray edebiyatı, enderun edebiyatı, klasik edebiyat, eski edebiyat gibi adlarla da anılan bu edebiyat en yaygın kullanımla Divan Edebiyatı adıyla anılmıştır. Bunun nedeni şairlerin manzumelerini topladıkları eserlere
Akd ü hall Akd ü hall, divan edebiyatında manzum bir yazıyı nesir, bir nesri manzum olarak yazma.[1] Kelime anlamı düğümleme ve çözülmedir. Akd, nesir hâldeki bir sözü vezne döküp şiirleştirmektir.[2] Zıddı hall ise, şiir hâlindeki bir sözü nesre çevirmeye denir.[3] Kaynakça Karaalioğlu, Seyit Kemal (1975). Edebiyat Terimleri Kılavuzu. İstanbul: İnkılâp ve Aka Kitabevleri. s. 13. Pala, İskender. “Ansiklopedik Divan
Aruz ölçüsü Aruz ölçüsü ya da aruz vezni (Osmanlıca: وزن عروض (vezn-i arûz)), nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçü. Sözlük anlamları ‘yön’, ‘yan’, ‘bölge’, ‘bulut’, ‘gökyüzü’, ‘keçi yolu’, ‘deli’, ‘sarhoş’, ‘deve’, ‘çadırın orta direği’, ‘karşılaştırılan’, ‘ölçü olan şey’ gibi çeşitlidir. Edebi kavram olarak, bu anlamlardan hangisine dayandığı tam olarak bilinmemektedir. Develerin yürüyüşünden, demircilerin