SULTAN CEM’İN HAZİN HİKAYESİ

Cem Sultan olarak bilinen Şehzade Cem, Fatih Sultan Mehmet’in üçüncü oğlu olarak 22 Aralık 1459 senesinde Edirne’de doğdu.

İlk dört senesi annesi olan Çiçek Hatun’un yanında geçmiştir.

Şehzade dört yaşına girdiğinde eğitime başladı ve lalaları Süleyman ve Nasuh Çelebi’nin gözetiminde büyümeye başladı.

Babası tarafından Kastamonu Sancağına atandığında lalaları Cem ile beraber eşlik etti.

Babası olan Fatih’in Akkoyunlu hükümdarı üzerine, diğer çocukları olan Mustafa ve Beyazıd ile sefere çıkmasıyla Edirne’de kaldı.

Padişah Fatih Sultan Mehmet’ten uzun bir süre haber alınamayınca Lalaları tarafından padişah ilan edildi.

Sefer dönüşü bu olayı öğrenen Fatih her iki lalayı öldürtmüş fakat oğlu Cem’i affetmiştir.

1474 senesinde Konya’da sancak beyi olan ortanca abisi Şehzade Mustafa’nın ölümü üzerine aynı şehre Sancak beyi olarak atanmıştır.

Babası Fatih Sultan Mehmet’in 1481 senesinde ani ölümünde Konya’da Sancak beyi idi ve kendisi taraftarı olan Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa Fatih’in ölümünü Yeniçerilerden saklamaya çalışmıştı.

Bunu öğrenen Yeniçeriler Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa’yı öldürdüler.

Cem’e babasının ölüm haberi dört gün gecikmeli ulaşmıştı ve abisi olan Beyazıd İstanbul’a çoktan ulaşmıştı.

Kardeşinin kendisini öldüreceğinden emin olan Cem 4.000 kişiden oluşan bir ordu oluşturarak Bursa’ya kadar ilerlemişti. Kardeşi Beyazıd’ın ordusu ile İnegöl önlerinde savaşa tutuşan Cem savaşı kazandı ve Bursa’da padişahlığını ilan ederek adına hutbe okutturdu.

Abisi olan Beyazıd’a elçiler göndererek devleti Anadolu ve Rumeli olarak bölmeyi ve boşu boşuna kan dökülmemesini istediyse de abisinin “hükümdarlar arasında akrabalık olmaz” sözüyle ret cevabını aldı.

İki kardeşin orduları Yenişehir ovasında yeniden karşılaştı ve bu sefer Beyazıd’ın ordusu galip geldi. Cem ve ordusu Konya’ya kadar çekilmek durumunda kaldı. 

Beyazıd’ın ordu komutanı Gedik Ahmet Paşa Konya üzerine sefere devam ettiği için Cem sultan ailesi ile beraber ilk önce Adana bölgesine Ramazanoğullarına ardından Mısır’da bulunan Memlük Devletine sığındı. 

Memlük Hükümdarı olan Kayıtbay tarafından törenle karşılasa da Cem’in istediği desteği vermedi. 

Bu dönem Hicaz’a giderek, Osmanoğlu  ailesinden Hac görevini yapan ilk ve tek kişi oldu. 

Hac dönüşü Kahire’de yapılan telkin ve tahriklerle yeniden ordu kurdu ve Konya’yı kuşattı. Abisinin ordusunun yine başarısı üzerine Ankara’ya geri çekildi. 

Abisinin kendisini affetiği ve Kudüs’e yerleşmesi şartıyla canını bağışlayacağı öğrenmesine rağmen buna itibar etmedi.

Çevresindeki tebaanın Rumeli bölgesinden mücadelesine devam etmesi gerektiği hususunda ki telkinleri üzerine Rumeli bölgesine geçmek için Rodos Şövalyelerinin gemilerini kullanmak istedi.

Rodos şövalyelerinden Pierre d’Aubusson onu Rodos’a davet etti ve Cem ile bir anlaşma yaparak ;

Rodos Şövalyeleri Cem Sultan’a yardım edecekler, karşılığında Rodos’tan alınan adalar geri verilecekti. Kalıcı bir barış olacak ve masraflarına karşılık 150 bin altın alacaklardı.

d’Aubusson bu anlaşmayı yaparken Avrupa kralları ve Papa’ya da mektuplar göndererek Cem’in Rodos’ta olduğunu, durumdan istifade ile bir haçlı ordusu meydana getirilmesini ve Türklerin Avrupa’dan çıkarılmasını teklif etmekteydi. Bu kıymetli rehinenin muhafaza edilmesi için de Fransa’nın uygun olduğunu müzakere etmekteydiler.

Sultan Bayezid ise şövalyelere her yıl 45 bin düka altını vermek üzere bir anlaşma yaptı. Cem Sultan’ın Fransa’ya gönderilme kararı alınmasına rağmen hâlâ o, Rumeli’ye geçme planları yapmaktaydı. Rodos’tan Sicilya’ya oradan Nice Limanı’na gelindi ve bir süre kalındı.

Photo by Historia/Shutterstock (7665146ui)
Pierre D’aubusson Cem Sultan’la Akşam yemeğinde
1489
Historical Collection 75

Cem Sultan’ın Fransa’dan başka bir ülkenin eline geçmesini Osmanlı Devleti açısından sakıncalı gören Sultan II. Bayezid, Fransa’ya bir elçi göndererek Cem Sultan’ın Fransa’da tutulmasını istedi.

Dük ile dostluğu şövalyeleri rahatsız ettiğinden önce Lyon daha sonra da Pouêt adlı kaleye getirildi. Burada Sultan Bayezid’in elçisi Cem Sultan’la görüşmek istedi ise de, bu mümkün olmadı. Yeniden yapılan bir anlaşma ile Cem Sultan’ın Papa VIII. Innocentius’a teslim edilmesine karar verilince şehzade yeniden yollara düştü. Böylelikle Cem Sultan’ın Fransa macerası 6,5 yıl sürmüş oldu. Marsilya yolu ile Toulon’a oradan da 14 Mart 1489 günü Roma’ya gelerek Papa ile görüştü.

Avrupalılar tarafından yapılan Cem Sultan çizimi

Cem Sultan’ı kullanmak isteyenlerden birisi de Papa VIII. Innocentius idi. Papa, Cem Sultan’ı bahane ederek Osmanlılara karşı bir haçlı seferi düzenlenmesini istiyordu. Ancak bunda başarılı olamayınca Cem Sultan’a Hıristiyan olma teklifinde bulundu ancak Cem Sultan bunu kesinlikle reddetti. Cem Sultan’ın tek arzusu Mısır’da bıraktığı annesi ve çocuklarına kavuşmaktı. Ancak Papa’nın başka plânları vardı. Çeşitli tekliflerde bulundular. Cem Sultan bunları “din-i mübin-i İslâma ihanet edemeyeceği ve dinini cihan saltanatına değişmeyeceği” cevabıyla geri çevirdi.

Roma’da 5 yıl 11 aydan fazla kalındı. Başta Macaristan Kralı olmak üzere Memlûklu Sultanı ve diğerlerinin Cem Sultan ile ilgili talepleri Papa’yı çok zor durumda bıraktı. Bu sırada hem Cem Sultan’a hem de Papa’ya suikast teşebbüsleri olmaktaydı. Fransa Kralı VIII. Charles’in ısrarlı talepleri üzerine, Cem ona teslim edilmek üzere Napoli’ye doğru yola çıkıldı ancak yolda fenalaştı. Muhtemelen teslimden önce Papa tarafından zehirlenmişti. Uygulanan bütün tedavi yöntemleri netice vermeyince şehzade, “Ailesinin Mısır’dan İstanbul’a getirilip gözetilmesi, kendisine hizmet edenlerin memnun edilmesi ve ölüsünün mutlaka Osmanlı ülkesine getirilmesi” şeklindeki vasiyetini yazdırdı.

Sultan Cem’in Roma halkının fakirlerine para vermesi, Avrupa’da Cem Sultan’ın bu hareketi taraftar toplaması olarak karşılanmıştı.

Cem Sultan’ın bakım masrafları için Papa, Sultan II. Bayezid’den yılda 40.000 altından fazla para kopartmayı başarmış, Cem Sultan’ı serbest bırakma tehditleriyle de Osmanlı fetihlerini durdurmuştu. Bu olay ileride Şehzade katli için de önemli bir mesnet teşkil etmiştir.

Cem Sultan, 25 Şubat 1495’te vefat etti. II. Bayezid, kardeşi Cem Sultan’ın naaşı için para vermeyi reddetti. Bunun üzerine Cem Sultan’ın naaşı uzun süre alıkonmuştur. 1499 senesinde II. Bayezid ilginç bir şekilde Cem Sultan’ın naaşı için Napoli’ye savaş ilan etti. Bunun üzerine Napoli Cem Sultan’ın naaşını bir gemiye yükleyerek Osmanlı’ya teslim etti.

Şehzade Cem’in naaşı Bursa’da büyükbabası Sultan II. Murad’ın yaptırdığı caminin bahçesine kardeşi Şehzade Mustafa’nın yanına gömüldü.

Annesi ve çocuklarının ne oldukları da acıklıdır. Cem Sultan’in annesi Çicek Hatun oğlu Mısır’dayken onunla mektuplaştığı bilinmektedir.

Çicek Hatun Mısır’da 1495’te vebadan ölmüştür. Cem Sultan’in oğullarından olan Oğuz daha üç yaşındayken babası Fransa’ya götürüldüğü zaman 1482’de amcası II. Bayezid tarafından boğdurulması emredildiyse de zehirlenerek öldürüldü.

Sultan Cem’in diğer oğlu Murad, Rodos’ta kalmış ve bağnaz muhitte vaftiz edilip Hristiyan yapılmıştır.

Murad, kendi oğlu ile birlikte Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos kuşatmasında şövalyelerin yanında bulunmuştu. Rodos Osmanlı kuvvetleri tarafından ele geçirildikten sonra herkesin kaleyi serbestçe terk ettiği halde, Cem’in oğlu Murad ve torunu yakalandı ve fetihten sonra I. Süleyman’ın emriyle boğularak öldürüldü.

Cem’in küçük oğlu Murad’ın sağ kalan oğlundan nesli devam etmiş ve Said-Vassallo ismiyle halen varlıklarını devam ettiren bir aile olmuştur. 

Reklam (#YSR)