NAZIM HİKMET’İN TÜRKÇÜLÜĞÜ SAVUNAN DEDESİ 

Polonya’nın Kelçof köyünde altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak 10 Nisan 1826 senesinde dünyaya gelen Konstanty Borzęcki, küçük yaşlarında ana dili Lehçe dışında Fransızca ve Rusçayı çok iyi konuşabiliyor, Almanca ve Latince’yi ise anlayabiliyordu.

Çizime karşı yeteneği sayesinde lise eğitiminden sonra Varşova Güzel Sanatlar okuluna 1844 senesinde başladı.

Burada iki yıl eğitim gördükten sonra ani bir karar değişikliği yaparak papaz okuluna kayıt yaptırdı. Wloclawek’teki papaz okulunda bir yıl eğitim gördükten sonra buradan da ayrıldı. 

1848 senesinde Polonyalıların (Lehlerin) bölgeye egemen olan Prusya’ya karşı çıkardığı ayaklanmalar içerisinde yer aldı. Poznan’da katıldığı bir gösteri sonrasında Prusyalılar tarafından tutuklandı ve Magdeburg hapishanesine atıldı.

1849 senesinde tahliye edildi ve Fransa’ya geçti. Burada kendi can güvenliğinden endişe ettiği için, Macar ve Leh isyancıları Prusya’ya iade etmeyen Osmanlı Devletine geçti. 

Mustafa Celaleddin Paşa

İstanbul’a yerleşen Borzecki, üstün çizim yeteneği ve bildiği diller sayesinde Mustafa Reşit Paşa’nın dikkatini çekti. 

Osmanlı ordusuna Harita uzmanı ve çizimcisi olarak alınan Borzecki iki yıl sonra şeyhülislama giderek Müslüman oldu ve kendisine şeyhülislam tarafından “Mustafa Celaleddin” adı verildi. 

Başarıları nedeniyle Orduda hızla yükseldi ve Erkan-ı Harbiye  Mirlivalarından Ömer Paşa’nın kızı Saffet Hanımla evlendi. 

Rusya ile girilen bütün savaşlarda ve çatışmalarda görev aldı. 

1875 Karadağ İsyanlarını bastırmakla görevlendirildi ve 1876 senesinde bir çatışma sırasında karnından ağır yaralandı daha sonrasında vefat etti. 

MUSTAFA CELALEDDİN PAŞA VE TÜRKÇÜLÜK ESASLARI 

Mustafa Celaleddin Paşa, 1869 senesinde Padişah Sultan Abdülaziz’e ithaf ederek “Les Turcs enciens et Modernes  – Eski ve Yeni Türkler” isimli bir eseri Fransızca olarak yayınladı. 

Les Turcs enciens et Modernes

Bu eser, nitelik açısından Türkçülük temelli ilk yazılı kaynak olma özelliğindedir.

Niteliği bakımından oldukça ses getiren bu eserin ikinci baskısı ertesi yıl Paris’te basıldı.

Mustafa Celaleddin Paşa bu eserde özetle; birçok etnik unsuru barındıran Osmanlı Devletinin birlik ve refahı için yapılması gereken sosyolojik ve siyasi çalışmalardan bahsetti. Avrupa ve Türk toplumu arasında mukayeseler yapmıştır. 

Kitap eski Türk kavimleri, Türk dili, Türk kültürü ve tarihinin yanı sıra Osmanlının kuruluşunu da ele almıştır.

 Kitabında  “touro-aryan” olarak bahsettiği “üstün turan” kavramı ile hanedan devlet anlayışından millet devleti anlayışına geçilmesi gerektiğini yazmıştır. İlkçağ medeniyetlerinden birçoğunun Türk kökenli olduğu iddiasında bulunmuştur. 

Rusların Slav toplulukları içinde en barbarı olduğunu ve Türklerin en eski ve en medeni millet olduğunu savunmuştur.  

En ilgi çekici tezlerinden birisi de Latin dili ve uygarlığının Türk kökenli olduğu iddiasıdır. Bu iddiasını Latince ve Türkçe benzer kelimeleri aracılığıyla çıkarım yapmıştır. 

Anne tarafından Nazım Hikmet’in dedesi olan Mustafa Celaledddin yazdığı bu kitapla, İttihat ve Terakki ve Jön Türkler oluşumundan çok önce dillendirdiği Türkçü söylemleriyle Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Yusuf Akçura ve Mehmet Emin Yurdakul gibi isimleri etkileyerek ilham olmuştur. 

Aziz Nesin, “Türkiye Şarkısı Nazım Hikmet” adlı eserinde Mustafa Celaledddin’in aslının bir Gagavuz Türkü olduğu iddiasında bulunmaktadır.

MUSTAFA KEMAL ve LES TURCS ENCIENS ET MODERNES  

Mustafa Kemal Paşa bu kitabın Paris baskısını dikkatle okumuştur. Bazı sayfalara “çok mühim, dikkat ve abartma” gibi notlar almıştır. Atatürk’ün okuduğu bu kitap şu an Anıtkabir müzesinde sergilenmektedir.  

 

Reklam (#YSR)