MİSAK- I MİLLİ

Misak-ı Milli, 28 Ocak 1920 tarihinde Erzurum Mebusu Celaleddin Arif tarafından bildirilen ve Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından kabul edilmiş olan aynı yılın 17 Şubat tarihinde kamuoyuna açıklanan kararlar dizisidir. 

Misak-ı Milli günümüz Türkçesiyle “Ulusal Antlaşma” anlamı taşımaktadır ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında  Osmanlı Devletinin öngörülen sınırlarını kapsayan bir hedef sınırları içermektedir.

Erzurum ve Sivas’ta toplanan kongrelerde de, ülkenin öngörüsel sınırları olarak kabul edildi. 

MİSAK-I MİLLİ BEYANNAMESİ

1 – Devlet-i Osmaniyenin münhasıran Arap ekseriyeti ile meskun olup 30 Teşrinievvel 1918 tarihli mütarekenin hîn-i akdinde muhasım orduların işgali altında kalan aksamının mukadderatı, ahalisinin serbestçe beyan edecekleri ârâya tevfikan tayin edilmek lazım geleceğinden, mezkûr hatt-ı mütareke dahil ve haricinde dinen, irfanen emelen müttehit ve yekdiğerine hürmet-i mütekabile ve fedakarlık hissiyatıyla meşhun ve hukuk-ı  ırkıye ve ictimaiyeleriyle şeriat-i muhitiyelerine tamamıyle riayetkâr, Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskun bulunan aksamın heyet-i mecmuası hakikaten veya hükmen hiçbir sebeple tefrik kabul etmez bir külldür. 

(Osmanlı Devletinin bir parçası olan,  30 Ekim 1918 tarihli anlaşma ile işgal altına giren, çoğunluğu Araplardan oluşan yerlerin geleceği; toplumun özgürce beyan edeceği  bir referandumla,  az önce bahsedilen anlaşma dahilinde ve haricinde dinen, akıl ve davranışla kaynaşmış olan ve ırksal hukuk ve davranışlarıyla, yerleşim kurallarına uyan, Osmanlı topraklarında bulunan İslam topraklarının bütün fertlerinin hakikaten ve hükmen hiçbir sebeple ayrılık kabul etmez bir gerçekliktir.)

2 – Ahalisi ilk serbest kaldıkları zamanda ârâ-yı ammeleriyle anavatana iltihak etmiş olan Elviye-i Selase için lede’l icab tekrar serbestçe  ârâ-yı ammeye müracaat edilmesini kabul ederiz. 

(Toplumu ilk özgür kaldığında, hür iradeleriyle  anavatana katılmış olan Üç şehrin (Kars, Ardahan,Batum)  gerektiği zaman tekrar özgürce referanduma gidilmesini kabul ederiz.

3- Türkiye sulhuna talik edilen Garbi Trakya vaziyet-i hukukiyesinin tespiti de sekenesinin kemal-i hürriyetle beyan edecekleri ârâ-ya teb’an vaki olmalıdır.

( Türkiye barışına dahil olan Batı Trakya’nın sakinlerinin gelecek durum tespiti de özgür iradeleriyle yapacakları referandumla belirlenmelidir.)

4 – Makarr-ı Hilafeti İslamiye ve Payitaht-ı Saltanat-ı Seniye ve Merkez-i Hükümet-i Osmaniye olan İstanbul şehriyle Marmara Denizinin emniyeti her türlü halelden masun olmalıdır. Bu esas mahfuz kalmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının ticaret ve münakalat-ı  aleme küşadı hakkında, bizimle sair bi’l-umum alakadar devletlerin müttefikan verecekleri karar muteberdir.

( İslam Hilafet Merkezi ve  Yüce Saltanat Başkenti ve Osmanlı Hükümet merkezi olan İstanbul şehriyle Marmara Denizinin emniyeti her türlü sorundan uzak olmalıdır. Bu esas korunmuş kalmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz boğazlarının ticaret ve Dünya ticareti geçişi hakkında, bizimle diğer sadakatle ilgili devletlerin ortaklaşa verecekleri karar uygundur.) 

5- Düvel-i İtilafiye ile muhasımları ve bazı  müşarikleri arasında takarrür eden esasât-ı ahdiye dairesinde ekalliyetler hukuku memalik-i mütecavirede ki Müslüman ahalinin de aynı hukuktan istifa etmeleri emniyesiyle tarafımızdan teyid ve temin edilecektir. 

( İtilaf devletleri ile düşmaları ve bazı ortaklar arasında karar kılınan anlaşma şartları içerisinde azınlıklar hukuku çevre ülkelerde ki Müslüman ahalinin de aynı hukuktan yararlanma güvenliğiyle tarafımızdan teyid ve temin edilecektir.)

6- Milli ve iktisadi inkişafatımız daire-i imkana girmek ve daha asrî bir idare-i muntazama şeklinde tedvir-i umûra muvaffak olabilmek için her devlet gibi bizimde yemin-i esbab ve  inkişafatımızda istiklal ve serbest-i tâmme mazhar olmamız üssü’l esas-ı hayat ve bekamızdır. Bu sebeple siyasi,adli, mali ve sair  inkişafatımıza mani kuyûda muhalifiz. 

(Milli ve ekonomik gelişim çerçevesine girmek ve daha çağdaş bir düzgün yönetim şeklinde işleri idare etmede başarılı olabilmek için her devlet gibi bizimde amaçlarımız ve ilerlememizde hür ve tam bağımsız başarılı olmamız kaçınılmaz hayat ve devamlılığımızdır. Bu sebeple siyasi,adli,mali ve diğer ilerlemelerimize engel olacak herşeye karşıyız )

Tahakkuk edecek düyûnatımızın şerait-i tesviyesi de bu esasta mugayir olmayacaktır. 

( Gerçekleşecek borçlarımızın düzenlenmesi de bu esasta aykırı olmayacaktır)

28 Kanunisani(Ocak) 1336 

Erzurum Mebusu 

Celaleddin Arif 

Reklam (#YSR)