İkinci Yeni

İkinci Yeni, Türk şiirinde 1950’li yıllarda ortaya çıkmış bir şiir hareketidir.

Garip akımının şiir anlayışına tepki olarak doğmuş ve büyük bir şair topluluğu tarafından benimsenmiştr. İkinci Yeni şairlerinin en belirgin özelliği okuyucunun hayal dünyasında farklı çağrışımlar meydana getirebilmek için şiirlerinde Türkçenin kuralları dışına çıkmalarıdır.[1] Hareketin kuramcısı ve isim babası Muzaffer İlhan Erdost’tur.[1] Edip Cansever, İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Ece Ayhan ve Ülkü Tamer İkinci Yeni Şiir topluluğu şairlerindendir.

Hareketin bir bildirgesi yoktur. İlkeleri sonradan şiirler yayımlandıkça ve de şiir üzerine yazılar, makaleler yayımlandıkça belirmeye başlamıştır.[1] İkinci Yeni, birçok edebiyat eleştirmeni tarafından “Çağdaş Türk Şiirinin en son ve en özgün atılımı” olarak kabul görülürken bazıları için de edebiyatta bir skandal olarak değerlendirilmiştir.

Ortaya çıkışı 

İkinci Yeni, Türk şiirinde Garipçiler ve 1940 toplumcu gerçekçi kuşağının etkilerinin yoğun olarak hissedildiği bir dönemde ortaya çıktı. İkinci Yeni’nin doğuşunda dünyadaki mevcut şiir anlayışının büyük etkisi oldu. İkinci Yeni temsilcileri Dadaizm ve Letrizm gibi akımların dünyadaki yansımalarından etkilendiler. Varoluşçuluk düşüncesinin, Fransız gerçeküstücülerinin, gizemci ya da biçimci şairlerin Türkiye’de iyice tanınmasına paralel olarak İkinci Yeni şiir anlayışı şekillendi.[1]

1950’lerde, önceleri birbirinden habersiz bir şekilde ve genellikle Garip şiirine bir tepki olarak yazan Ece Ayhan, İlhan Berk, Turgut Uyar, Sezai Karakoç, Cemal Süreya, Edip Cansever gibi isimler 1956’dan itibaren şiir ve yazılarını Pazar Postası’nda yayımlamaya başladılar.[2] Böylece bu şairlerin eserlerinde görülen şiirsel değişim belirginleşti ve bir hareket niteliği kazandı.[1] Muzaffer Erdost, 19 Ağustos 1956’da Son Havadis gazetesinde yayımlanan İkinci Yeni başlıklı yazısında bu şairlerin bir hareket temsil ettiği belirtildi. “İkinci Yeni” nitelemesi daha sonra benzer şekilde şiir yazan bu şair grubunun adı olarak kabul gördü.[2] Bu şairlere daha sonra Ülkü Tamer, Tevfik Akdağ, Yılmaz Gruda, Kemal Özer, Özdemir İnce, Nihat Ziyalan, Alim Atay, Seyfettin Başçılar, Ercüment Uçar gibi başka isimler de eklendi.

Özellikleri 

İkinci Yenicilerin genel özelliklerini edebiyat eleştirmeni Asım Bezirci şu şekilde belirtmiştir[1]:

Gelenekten kopukluk, biçimcilik (formalizm), günlük konuşma dilinden uzaklık ve gramerde deformasyon (değiştirim), duyuları ve algıları karıştırma (karıştırım), özgür çağrışım, soyutlama, anlamsızlık, imgeleme, akıl dışılık, kapalılık, okurdan uzaklık, halka sırt çevirme, çevreden ayrılma ve kaçış…

İkinci Yeniciler içeriğin biçimi tayin edeceğini savunarak dilin bilinen mantığının dışına çıkmış; türetilmiş suni kelimeler, şaşırtıcı isim ve sıfat tamlamaları kullanmış; alışılmış deyimleri farklı kılmış; noktalama işaretlerini reddetmişlerdir. İkinci Yenicilerin dili, Garipçilerin orta sınıf insanların günlük konuşma diline dayalı şiir diline tepkilerini ifade eder. Bu şiir dilinin benimsenmesinde gerçeküstücülük anlayışının da etkisi vardır. Gerçeküstücülük, ahlaki baskıyı hiçe sayan, içinde kural geçen bütün anlayışları reddeden bir düşünce akımıdır ve bu düşünceyi benimseyen şair noktalama işaretlerini ve bilinen sözdizimini göz önüne almadan şiir yazacaktır.[1]

Şiirde anlamı temel öge olarak değerlendirmemesi İkinci Yeni şiirinin bir diğer önemli özelliğidir. Hepsi şiiri biçem ve simgeci bir anlatımla birleştirmiş ; kimisi anlamı hiç önemsememiştir.

Şehirli insanın iç dünyasını şiirinin başlıca konusu haline getiren İkinci Yeni şairleri bu kadar soyut bir konuyu ele aldıkları için yeni bir kelime anlayışı getirdiler ve ” yaşlı sevinç”, “tren dolu kadınlar” gibi alışılmadık kelime grupları kullandılar.

Şiirlerinde hayal gücüne ve duyguya ağırlık veren İkinci Yeni şairleri; bireyin yalnızlığı, sıkıntıları, çevreye uyumsuzlukları gibi temaları sıklıkla işlediler. Söylemek istediklerini soyut bir dille anlatmaya çabaladılar. Amaçları verilmek istenilen duyguyu anlatmaktan ziyade hissettirmektir düşüncesini savundular. İkinci Yeni’nin doğuşunu sağlayan kitap Cemal Süreya’nın Üvercinka adlı şiir kitabı oldu. 

Eleştiriler 

İkinci Yeniciler, edebiyat çevresinde benimsendiği kadar eleştirilere de maruz kalmıştır.[1] Sanat ve dil anlayışlarındaki alışılmışın dışındaki tutumları nedeniyle şiirlerine şiirlerine “Soyut Şiir”, “Anlamsız Şiir”, “Kapalı Şiir” gibi isimler verildi. Dönemin siyasi baskısından kaçmakla ve biçimcilik ile eleştirildiler. bireyci, toplumdan ve insandan uzak, içe kapalı bir şiir olduğu eleştirisi bu şiirle ilgili eleştirilerin başında gelir.[3]

Kaynakça 

  1. ^ a b c d e f g h Kara, Ömer Tuğrul. “Türkçe’nin Kuralları Dışına Çıkan Bir Toplululuk:İkinci Yeniciler”. Tarih Okulu Dergisi, Eylül 2013, Yıl 6, Sayı 15. 3 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2018.
  2. ^ a b Bingöl, Ulaş. “İkinci Yeni Şiiri Postmodern Bir Hareket mi?”. The Journal of Academic Social Science Studies, Yaz 2017, Sayı 57. Erişim tarihi: 3 Nisan 2018.
  3. ^ Kacıroğlu, Murat. “İkinci Yeni Şiriinde Öteki Dünya: Ortadoğu ve Afrika”. Türkiye Mecmuası Cilt 21, Sayı 2, Yıl 2011. 8 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2018
Reklam (#YSR)