EVRİMSEL BİYOLOJİ

 Evrimsel biyoloji, ortak bir atadan gelen türlerin kökeni ve canlıların türeyişi gibi onların zaman içindeki değişimleri, çoğalımları ve çeşitliliği ile ilgilenen biyolojinin bir alt dalıdır. Evrimsel biyolojiyi araştıran kişiye evrimsel biyolog denir. Filozof Kim Sterelny ‘e göre “1858 yılından beri gelişen evrimsel biyoloji bilim alanındaki en büyük entellektüel başarılardan biridir”

 Evrimsel biyoloji, her iki geniş alan çalışmasından ve laboratuvar odaklı disiplinlerden gelen bilim insanlarını içeren disiplinler arası bir alandır. Örneğin, genellikle mammoloji, ornitoloji veya herpoloji gibi belirli canlı türleri hakkında özel uzmanlık eğitimi alan ama evrim hakkındaki genel sorulara cevap bulmak için bu canlıları vaka analizi veya örnek olay incelemesi için kullanan bilim insanlarını içerir. Evrimsel biyoloji, aynı zamanda genellikle evrimleşme hızı ile evrim modelleri hakkında sorulara cevap bulmak için fosilleri kullanan paleontologlar ve jeologlar gibi popülasyon genetiği ve evrimsel psikoloji gibi alanlardan gelen teorisyenleri de içerir. Deneyciler, yaşlanmanın evrimi hakkında bir açıklama geliştirebilmek için meyve sineği Drosophila’daki seçilimleri kullandılar ve deneysel evrim, bu anlamda evrimsel biyolojinin oldukça aktif bir alt disiplinidir.

 Gelişim biyolojisi, başlangıçta modern evrimsel sentezden ayrı tutulduktan sonra evrimsel gelişim biyolojisi çalışmaları sayesinde 1990’larda evrimsel biyolojiye tekrar giriş yapmıştır.

 Evrimsel biyolojideki bulgular, insanoğlunun sosyokültürel evrimini ve evrimsel davranışını inceleyen yeni disiplinleri oldukça güçlendirdi. Şu an evrimsel biyolojinin fikirsel çerçevesi ve kavramsal araçları, bilgisayar hesaplamalarından nanoteknolojiye kadar geniş bir alanda uygulama bulmuştur. Ayrıca evrimsel tıp alanında da katkıda bulunur.

 Yapay yaşam, evrimsel biyolojinin açıkladığı üzere, canlıların evrimleşmesini modelleyen hatta onları yeniden yaratmaya çalışan biyoenformatiğin bir alt dalıdır. Bu da genellikle matematik ve bilgisayar modelleri aracılığıyla yapılır.

 Kendi içinde akademik bir disiplin olarak evrimsel biyoloji, 1930’lu ve 1940’lı yıllarda modern evrim sentezinin bir sonucu olarak ortaya çıktı.1970-80’lere kadar olmasa da daha sonradan hatırı sayılır sayıda üniversite departmanlarının başlıklarında evrimsel biyoloji terimine yer veriyorlardı.

 Amerika Birleşik Devletleri’nde, moleküler hücre biyolojisinin hızlı büyümesinin bir sonucu olarak, birçok üniversitede biyoloji departmanlarını, moleküler ve hücre biyolojisi tarzındaki departmanlar ve ekoloji ile evrimsel biyoloji tarzındaki departmanlara (ki genelde paleontoloji , zooloji ve benzeri eski  departmanları  kapsardı) böldüler(ve ya topladılar).Mikrobiyoloji yakın zamanda evrimsel bir disiplin haline gelmiştir. Başlangıçta morfolojik özelliklerin azlığı ve mikrobiyoloji deki tür kavramının eksikliği nedeniyle göz ardı edildi. Şimdilerde, evrimsel araştırmacılar evrim hakkındaki sorularını cevaplamak için mikrobiyel fizyoloji, mikrobiyal genomik kolaylığı ve bazı mikropların hızlı gelişmesi hakkındaki geniş tecrübelerimizden yararlanmaktalar. Benzer özellikler bakteriyofajların viral evrimlerine yol açmıştır.

 Evrimsel biyolojideki mevcut araştırma, olması gerektiği gibi merkezliliği evrime verip biyolojiyi anlamaya dair çeşitli konuları kapsar. Modern evrimsel biyoloji, moleküler genetik ve hatta bilgisayar bilimleri gibi farklı alanlarla da fikir alışverişi içindedir.

 Birincisi, evrimsel araştırmanın bazı alanları, modern evrimsel sentezi çalışması fenomenini açıklamaya çalışıyor. Bu fenomen yeni türler için evrimsel süreci de içerir. Bunlar; eşeyli üremede, ortak yaşam birliklerinde ve yaşlanma sürecinde evrimdir.

 İkinci olarak biyologlar en basit evrimsel soruyu sorarlar: “Ne gerçekleşti ve ne zaman?”. Bu sınıflandırma ve filogenetiği içerdiği kadar paleobiyolojiyi de içerir.

 Üçüncü olarak, modern evrimsel sentez  kimsenin genlerin moleküler temelini anlamadığı zaman tasarlandı. Bugün biyologlar adaptasyon e türleşme gibievrimsel fenomenlerle ilgilenerek genetik mimariyi bulmaya çalışıyorlar. Kaç tane gen bulunduruyor, her genin etkisi ne kadar, farklı birbirine bağlı genlerin etki kapsamı nedir, ilgili genlerin ne tür sahip olma eğilimleri vardır, onlara ne tür değişiklikler olma eğilimindedir (ör. nokta mutasyon – gen eşlemesi hatta genom eşlemesi) gibi sorulara cevap arıyorlar. Evrimsel biyologlar genom birliği çalışmaları kullanarak (GWAS) yüksek kalıtımın ikiz çalışmalarında görüldüğü konusunda  hangi genin bu kalıtımdan sorumlu olduğunu bulma zorluğuyla uzlaşmaya çalışıyorlar. Genetik mimarisi çalışmalarındaki bir zorluk da klasik popülasyon genetiği katalize edilen modern evrimsel sentez modern moleküler bilgiler hesaba katılarak güncellenmesi gerekmesidir. Bu DNA seri bilgisinin moleküler evrim teorisin bi bölümü olan evrimsel teori ile arasında bağlantı kurmak çok iyi matematiksel gelişimle alakalı olmayı gerektirir. Örnek olarak,  biyologlar DNA’daki selektif temizlenmeyi belirleyerek hangi genlerin büyük seleksiyon altında olduğunu çıkarmaya çalışmaktadırlar.

 Dördüncü olarak modern evrimsel sentez hangi güçlerin kendi göreceli önemleriyle alakası olmaksızın evrime katkıda bulunduğu anlaşmasını içerir. Güncel araştırmalar bunu belirlemeye arayışı içindedir. Evrimsel güçler doğal seleksiyon, seksüel seleksiyon, genetik eğilim genetik taslak, mutasyon ve biyocoğrafyayı içerir.

 Bir evrimsel  yaklaşım da ayrıca birçok güncel araştırmalar için özellikle de organizmal biyoloji ve ekoloji için bir anahtardır. Örneğin, evrimsel düşünüş yaşam tarihi teorisi için bir anahtardır.

 Gen tahmini ve fonksiyonu ağır olarak karşılaştırmalı ve evrimsel  yaklaşımlara dayanır. Evrensel gelişim alanı(evo-devo) onların nasıl geliştiğini belirlemek için karşılaştırmalı metot kullanarak gelişimsel işlemlerin nasıl işlediğini inceler ve araştırır.

Reklam (#YSR)