EBÂN b. ABDÜLHAMÎD

( 752 Basra , Abbasi Devleti – 815/16 Basra, Abbasi Devleti)  

Tam adı Ebân bin Abdülhamîd bin Lâhiḳ bin Ufeyr el-Lâhikī er-Rekāşî olan Ebân bin Abdülhamîd 752 senesinde Abbasi Devletinin en büyük şehirlerinden olan Basra’da dünyaya gözlerini açtı. Ailesinin kökleri Barmakīyān olarak bilinen Belh asıllı Nawbahar Tapınağının Budist rahiplerindendi ve sonradan İslam’ı seçerek Basra’ya yerleşmişlerdi. 

Ebân ilk eğitimini Basra’da gördü. Şiir yazma hususunda köklü bir geleneğe sahip bir ailesi vardı ve İbn Reşîḳ el-Kayrevânî, Lâhikīler’i köklü şair aileleri arasında saymaktaydı. Ebân’ın dedesi Lâhik, babası Abdülhamîd, kardeşi Abdullah ve oğlu Hamdân ile torunu Ebân bin Hamdân da edip ve şair olmakla beraber çok üretici bir geleneğe sahip değillerdi. 

Ömrünün büyük bir çoğunluğunu Basra’da geçiren Eban’ın bu dönemde kendisine ait manzum eserleri ve çevirileri dışında pek bir bilgi kaynağı yoktur. Hiciv şiirlerini sıklıkla kaleme almış ve Muazzel Bin Gaylân ile karşılıklı atışmaların olduğu şiirler yazmıştır. Rakibi Muazzel, onu dinsizlik ve mani dininden olmakla hicvederken, Eban ise fiziksel ve ahlaki şekilde hicvetmiştir. 

Ebân, MS 786 yılında Abbasi sarayında yer edinmek için Bağdat’a gitti. Dönemin Veziri Yahyâ bin Hâlid el-Bermekî’nin oğlu Fazl ile tanıştı. Bu tanışıklık sonrasında Fazl Eban’ı babası ve kardeşi ile tanıştırdı. Böylece her üç kişinin çocuklarına öğretmenlik yapmaya başladı. 

791 yılında Yahyâ b. Abdullah el-Alevî’nin Deylem’deki ayaklanması çıkmış ve Halife Harunreşid Fazl’ı ordunun başında göndermişti. Fazl isyanı bastırınca Eban hem halifeyi hem de komutanı öven kasideler yazdı. 

Halife Harunreşid’e yakın olmak isteyen Eban tıpkı isyancılar gibi İsmaili olması nedeniyle yönetimce İsmailiye tarikatını reddetmesi ve Halifeliğin meşruluğunun Abbasilerde olduğunu beyan eden uzun bir kaside yazarak Fazl bin Yahya’ya verdi.  Fazl bu şiiri Harunreşid önünde okudu ve mükafat olarak 20.000 dirhem verildi. 

Bu başarı diğerlerinin önünü açarak Vezir Yahya bin Halid, MS 800 senesinde Dîvânü’ş-şi‘r’in başına getirdi. Bu derecelendirme dönemin etkin şairlerinden Ebû Nüvâs başta olmak üzere birçok şairin itirazına neden olmuştu. Ebû Nüvâs hiciv şiirleriyle onu yerince Ebân’dan cevap hiç gecikmemişti. Aralarındaki rekabet Hint efsane yazıtı “Kelîle ve Dimne”nin Arapça tercüme iddiasına kadar ulaşmıştı. Neticede Ebân çeviriyi 14.000 beyitlik bir nazım halinde Sanskritçeden Arapça’ya çevirmişti.  

Bermekilerin Abbasiler üzerindeki gücü Harunreşid’in onları saraydan MS 803 yılındaki uzaklaştırmasına kadar sürmüştü. Ebân da bu uzaklaştırmadan nasibini almış ve Basra’ya geri dönmüştür. 815 veya 816 senesinde Basra’da hayata gözlerini kapamıştır.

KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ  

Çağdaşı olan birçok edip onun kişiliği hakkında da beyanlarda bulunmuşlardır. Câhiz onu farklı fikirlere sahip akıllı biri olarak nitelerken bazı şairler onu müstehcen ve edebe aykırı şiirler yazmasından dolayı eleştirmişlerdir. En büyük rakibi Ebû Nüvâs ise onu zındıklıkla suçlamaktan geri durmamıştır. Alkol almasına rağmen İslam fıkhını bilen Ebân kendi yazdığı şiirlerinden de anlaşılacağı gibi oldukça narsist bir kişiliğe de sahipti.  

Câhiz, Ebân’ı orijinal görüşlere sahip akıllı bir kişi diye över. Ayrıca Hammâd Acred, Vâlibe b. Habbâb ve Mutî‘ b. İyâs gibi, müstehcen ve edebe aykırı şiirler söyleyen şairlerle birlikte fazlaca görülmesinden dolayı, başta Ebû Nüvâs olmak üzere bazı şair ve âlimler tarafından zındıklıkla suçlandığını hatırlatır ve Ebân’ın sarhoşken bile onlardan daha akıllı olduğunu, ancak inancı hakkında görüş belirtemeyeceğini söyler. Bu ithamlara karşılık Ebân’ın dinî vecîbeleri yerine getiren ve İslâm fıkhını bilen bir kimse olduğuna dair kuvvetli rivayetler de vardır.

Şiirin yanı sıra mantık ve felsefe ile de ilgilenen Ebân, çocuklar için didaktik şiirler de yazmıştır. 

ESERLERİ

Kelîle ve Dimne (Çeviri ve uyarlama)

Kelîle ve Dimne günümüze kadar gelmemiş, ancak Ebû Bekir es-Sûlî’nin Kitâbü’l-Evrâḳ adlı eserinde bulunan seksen beyitlik bir bölümünü önce A. Krimsky (Moscow 1913) ve Ahmed Ferîd Rifâî (ʿAṣrü’l-Meʾmûn, II, 321-324) yayımlamış, daha sonra da Sûlî’nin Kitâbü’l-Evrâḳ’ı içinde neşredilmiştir (s. 46-50).

“Ḳaṣîdetü’ṣ-ṣıyâm ve’z-zekât” (Kaside). Ahmed Ferîd Rifâî, II, 325-326; Ebû Bekir es-Sûlî, s. 51-52)

Ẕâtü’l-ḫalel” (Müzdevice).

Kitâbü MezdekKitâbü SindbâdSîretü ErdeşîrSîretü EnûşirvânBelevherYudâsef (Budâsef) ve Ḥulümü’l-Hind (Farsçadan Arapçaya çeviri)  

KAYNAK : 

https://islamansiklopedisi.org.tr/eban-b-abdulhamid

KAYNAKÇA:

İbnü’l-Mu‘tez, Ṭabaḳātü’ş-şuʿarâʾ (nşr. Abdüssettâr Ahmed Ferrâc), Kahire 1976, s. 202-204, 240-241.

İbn Abdürabbih, el-ʿİḳdü’l-ferîd, Kahire 1962, IV, 203-205.

Ebû Bekir es-Sûlî, Aḫbârü’ş-şuʿarâʾi’l-muḥdes̱în (nşr. J. Heyworth-Dunne), Beyrut 1401/1982, s. 1-52.

Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, Beyrut 1958, XXIII, 20-21.

, s. 172, 232.

Şerîf el-Murtazâ, Emâli’l-Murtażâ (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl İbrâhim), Dâru ihyâi’l-kütübi’l-Arabiyye 1954, I, 187.

, VII, 44-45.

, III, 458.

İbn Reşîḳ el-Kayrevânî, el-ʿUmde (nşr. M. Karkazân), Beyrut 1408/1988, II, 1079.

, II, 386-387.

Ahmed Ferîd Rifâî, ʿAṣrü’l-Meʾmûn, Kahire 1346/1927, I, 429-434; II, 317-332.

Nihad M. Çetin, Eski Arap Şiiri, İstanbul 1973, s. 68.

, II, 167-169.

, III, 330-334.

, III, 104-105.

, II, 515-516.

M. Th. Houtsma, “Ebân”, , IV, 2.

S. M. Stern, “Abān b. ʿAbd al-Ḥamīd”, , I, 2.

I. Abbas, “Abān b. ʿAbd al-Ḥamīd”, , I, 58-59.

İsmet Abdullah Gûşe, “Ebân el-Lâḥiḳī”, Mevsûʿatü’l-ḥaḍâreti’l-İslâmiyye (Fıṣla tecribiyye), Amman 1989, s. 19-21.

Âzertâş Âzernûş, “Ebân b. ʿAbdilḥamîd Lâḥiḳī”, , II, 347-349.

Reklam (#YSR)