ÇİN TARİHİ

 

Çin efsanelerine göre kurulan ilk krallık MÖ 2100lü yıllara dayanmakta olan Xia Hanedanlığıdır.

1959 senesinde yapılan arkeolojik çalışmalara kadar bu bilgi efsane olarak varsayılmaktaydı. Yapılan arkeolojik çalışmalar sonrasında ortaya çıkan Tunç Çağına ait siteler bulunmuştur. Keşfedilen arkeolojik kalıntıların Xia hanedanlığı mı yoksa başka bir kültüre mi ait olup olmadığı henüz kesinleşememiştir.

Kayıtlara göre bilinen en eski Çin hanedanlığı Shang Hanedanlığıdır. Bu hanedanlık MÖ 17 ile 11. Yüzyıl aralığında doğu Çin havzasında bulunan Sarı Nehir hattında varlığını sürdürmüştür. Bu hanedanlık döneminde yazılı ilk eserler verilmiş ve modern Çin alfabesinin temelleri oluşmuştur. 

Shang Hanedanlığı, MÖ 11 ile 5. Yüzyıl arasında varlık gösterecek olan Zhou hanedanlığı tarafından yıkılmıştır. Zhou hanedanlığı istediği otoriteyi sağlayamayınca birbirine rakip yedi farklı bölgede yedi ayrı krallık oluştu.

Chi Shi Huang, savaşan yedi devleti bir araya getirip Çin tarihinin ilk imparatoru oldu. Çin Seddinin ilk mimari çalışmaları bu imparator döneminde başlamıştır. Çin harflerinin geliştirilmesi, ölçü birimlerinde standartlaştırma, para biriminin kullanılması gibi reformlar bu imparator döneminde gerçekleşmiştir. 15 yıl süren bu iktidar imparatorun ölümüyle beraber, baskıcı rejime dayanmayan halkın isyanları sonrasında dağıldı.

 İç savaşlar sonrasında Han hanedanı Çin iktidarını ele geçirdi. Çin toplumunun esas temelini oluşturan etnik grup olan Han Çinlilerinin kültürel kimliklerinin oluşması bu hanedan döneminde gerçekleşmiştir. Han Hanedanı zamanında Çin sınırları oldukça büyüyerek Orta Asya ve Kore topraklarına kadar dayanmıştı. BU hanedanlık döneminde İpek Yolu hattı kuruldu ve antik dünyanın en güçlü ekonomisi oldu.

Han Hanedanının yıkılmasının ardından üç imparatorluk dönemi başladı. Wei ve Jin hanedanlığı peş peşe yıkıldı. Siyenpiler birbirinden bağımsız onaltı krallığı birleştirdi. Kuzey ve Güney hanedanları olarak son iki kalan hanedanlıklar Sui Hanedanlığı tarafından birleştirildi.

Sui Hanedanlığı döneminde ekonomi ve tarım yeniden hareketlendirildi. Dini inanç olarak Budizm tercih edildi. Kore’ye karşı kaybedilen savaş sonrasında hızlı bir şekilde yıkıldı.

Sui Hanedanlığının arkasından kurulan Tang Hanedanlığı zamanında Batı ölgeleri ve ipek yolu denetimini yeniden kazandı. Başkent Çangan merkezi bir yer haline getirildi. Askeri valilerin isyanları sonrasında Tang hanedanı çöktü.

Tang hanedanı yerine kurulan Song hanedanı, isyanları bastırarak ülkede istikrar sağladı. Bu dönemde ilk kâğıt parayı, ilk hükümet ve ilk donanma bu hanedanlık zamanında gerçekleştirildi. Tarımda ciddi gelişmeler oldu ve hızlı bir nüfus artışı oldu. Budizm’e tepki olarak Konfüçyüçülük inancına destek verildi. Buna rağmen askeri zayıflığı nedeniyle Çurçen Kin Hanedanı tarafından güneye sürüldüler.

13. Yüzyılın ikinci yarısında Cengiz Han Çin’i işgal ettiler. Cengiz Han’ın oğlu Kubilay Han, Yuan Hanedanını kurdu. Moğol işgali sonrasında Çin nüfusu yarı yarıya düştü. 

Bir köylü olan Zhu Yuanzhang, 1368 yılında Yuan Hanedanı’nı devirdikten sonra Ming Hanedanın kurdu ve kendini imparator olarak atadı. İstikrarı yakalayan Çin, ekonomide, sanatta ve denizcilikte büyük başarılar elde etti. Başkent Nankin’den Pekin’e taşındı. Buna rağmen ilerleyen yıllarda yaşanan kıtlıklar, Japonya’nın Kore işgali ve Mançu saldırısı mevcut hazinenin azalmasına neden oldu.  

Yine bir köylü olan Li Zicheng önderliğinde isyancı güçlerden oluşan bir koalisyon tarafından 1644 yılında Pekin işgal edildi. Şehrin düşmesiyle imparator intihar etti.

Mançu2da bulunan Çing Hanedanı, Ming Hanedanı generali Wu Sangui ittifakta bulunarak Li Zicheng’ in kurduğu Shun Hanedanını devirerek, Pekin’i kontrol altına aldı.

1644 yılında kurulan Çing Hanedanlığı 1912 yılına kadar sürü. Bu hanedanlık döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılar ve baskıcı rejimin yanı sıra dış ülkelere karşı ciddi tavizler vermek zorunda olduğu bir dönem olmuştur. Çin 19 yüzyılda özellikle Amerika kıtasına ciddi göçler vermeye başlamıştır.

Çin’ de yaşanan iç huzursuzluklar neticesinde 1911-1912 senelerinde gerçekleşen xinhai Devrimi sonrasında Ching Hanedanı sonlandı ve Çin Cumhuriyeti kuruldu.

Sun Yet- Sen’in geçici olarak devlet başkanı olarak atandığı Çin Cumhuriyeti 1 Ocak 1912 yılında kuruldu. Eski bir general olan Yuan Shikai Yet-Sen yerine başkan olarak atandı. General Shikai kendini imparator olarak ilan etmesine rağmen halktan ve Beiyang Ordusundan gördüğü muhalefet yüzünden yeniden cumhuriyeti ilan etmek zorunda kaldı.

Yuan Shikai 1916 yılında ölünce, Çin’in politik istikrarı ve dış ilişkileri oldukça kötü durumdaydı. Feodal güçlerin baskıları nedeniyle zor günler geçiren Çin, 1920 yılının sonlarında Kuomintang kuzey seferleri adıyla bilinen bir takım askeri ve politik hamlelerle ülkenin kontrolünü ele geçirdi.   

Çin İç savaşında Kuomintang ve Komünist Kurtuluş Ordusu devam ederken Japonya’nın işgaliyle müttefikliğe dönüştü.

Japon işgali 20 milyon Çinlinin ölümüne sebep olmuştu. Savaş sonrasında Çin diğer müttefik devletler gibi savaş galipleri arasında sayıldı.  

İşgal gücü olan Japonya Pescodores adaları ve Tayvan Çin’e geri vermek zorunda kaldı. 

Savaş öncesinde rakip olan  Kuomintang ve Komünistler arasında ki huzursuzluk yeniden kendini göstermeye başladı.

Çin İç Savaşı büyük ölçüde 1949 yılında sonra erdi. Çin Komünist Partisi Ana kara bölgesinin tamamını alırken, Kuomintang’ın geri çekilmesiyle Tayvan, Hainan ve bu alanlar etrafında ki adalar Çin Cumhuriyetinde kaldı.  

21 Eylül 1949 yılında Komünist Parti Genel Sekreteri Mao Zedong Çin Halk Cumhuriyetini ilan etti. Tiananmen Meydanında 1 Ekim 1949 tarihinde toplu bir kutlama ile Çin’in yeni rejimi kabul edilmiş oldu. 

Halk Kurtuluş Ordusu, 1950 yılında Çin Cumhuriyetinden Hainan’ı geri aldı ve Tibet’i işgal etti.

Yeni rejim, gerçekleştirdiği toprak reformuyla özel mülk sahiplerinin idamlarına varan icraatlarıyla 1 milyonun üzerinde ölüme sebep oldu. 1966 yılından 1976 yılına kadar geçen süreçte yürütülen Kültür Devrimi, toplum içerisinde ciddi karışıklığa ve huzursuzluğa sebep oldu.

1971 yılında Birleşmiş Milletlere dahil olan Çin aynı zamanda daimi Güvenlik Konsey üyesi oldu.

1976 yılında Mao Zedang ölümü sonrasında 1978 yılında Deng Shiaoping devlet başkanı olarak seçildi. 

 Çin 4 Aralık 1982 yılında Anayasa revizyonuna gitti. 1989 yılında Tiananmen Meydanında düzenlenen öğrenci olaylarına sert müdahalelerde bulunarak dünyanın birçok ülkesi tarafından kınandı ve yaptırımlara maruz kaldı.  

Bu yaptırımlar neticesinde yaşanan ekonomik buhran, J. Zemin, Li Peng, ve Z. Rongji önderliğinde yürütülen ekonomik reformlar neticesinde 150 milyon köylü yoksulluktan çıkarıldı ve ülke %12 oranında Gayri Safi Yurt İçi hasılasında arttı. 2001 yılında Çin Dünya Ticaret Örgütüne üye oldu. Ekonomide büyük oranda büyüyen Çin 2000’li yılların başında büyümesine devam etti.  2000li yıllarda ciddi bir ekonomik krizle yüzleşse de ülke içi yaşam standardında ciddi ilerlemeler kaydedildi.  

Reklam (#YSR)