BATI TOROSLAR VE BATI ANADOLU’DA KARAMANOĞLU MİRASI©

Yazan: Ali YILDIZ 

ÖZET

Ortaçağ Anadolu tarihinin Selçuklularla başlayan kuruculuk dönemi, bu devletin yıkılmasından sonra beylikler ile devam etmiştir. Anadolu Beylikleri Türkiye’nin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir görev ifa etmişlerdir. Beylik teşekkülleri ile birlikte zaman ve şartlara göre bazen ayrılarak bazen de birleşerek hareket eden oymak, boy, oba ve cemaatler de bu Türkleştirme hareketinin ana unsurlarıdır. Anadolu Selçukluları, Danışmendliler, Saruhanlılar, Menteşeliler, Aydın oğulları, Karesi oğulları, Hamitoğulları, Teke oğulları, Eşref oğulları, Turgut oğulları, Germiyan oğulları, Dulkadiroğluları, Ramazan oğulları, Karaman oğulları bunların en önde gelen beylik teşekkülleridir. Yine bu teşekküllerin en uzun ömürlüsü Anadolu Selçuklularının ilk devirlerinden başlayarak, Osmanlı Devleti’nin kuruluş ve yükseliş dönemlerinde de hayatiyetini sürdüren, daha sonra da 1483 yılında bütün egemenlik alanlarından tasfiye edilerek Osmanlı birliğine katılan Karamanoğulları Beyliği’dir.

            Karamanoğulları etkin ve egemen olduğu bu üç yüz yıllık zaman içinde Sivas’tan Denizli’ye, Ankara’dan Anamur’a, Bursa’dan Antalya’ya kadar olan batı Anadolu coğrafyasında, hiç de küçümsenmeyecek kültür mirasları bırakmışlardır. Bu kültür mirası günümüze kadar süren uzun bir süreçte halen yaşamaktadır.

            Biz bu tebliğimizde; Batı Anadolu ve Toroslarda yayla, derbent, geçit, cami, ilçe, mahalle, köy, sülale adları olarak günümüzde de yaşayan Karaman ili dışındaki Karamanoğulları yadigârını ele alarak, bıraktığı derin izleri anlatmaya çalışacağız. Gazipaşa’da Karamanoğulları Vakıfları, Gündoğmuş’ta Karaman Yaylası, Antalya’da Asi Karaman( şimdi Yeşil Karaman),Yukarı ve Aşağı Karaman, Burdur’da Karamanlı, Korkuteli ve Finike’de Karaman Beli, Denizli’de Karaman İlçesi ( şimdi Çameli), Gölhisar’da Karamanoğlu Camisi, Korkuteli’nde Karaman yaylası gibi örnekler günümüzde yaşayan ve ilk aklımıza gelen Karamanoğulları miraslarıdır.

Resim 1-Beaufort’tan Selinti resmi.

KARAMANOĞULLARININ ETKİ ALANLARI  

Ermenek ve Lârende de ilk teşekküllerini oluşturmuş olan Karamanoğulları etrafına topladığı savaşçı Türkmenlerle birlikte kısa zamanda bütün Taşeli’ni arkasından da Konya, Aksaray ve Kayseri havalisini uzun zaman ellerinde tutmuşlardır. Karamanoğullarındaki cevvaliyeti yakından gören Türkmen beyleri doğu Anadolu’dan akın akın gelerek Karaman çatısı altında birleşmişlerdir. Bu birleşmede Karamanlıların savaşçılığı kadar etkili olan bir başka faktör de Karamanoğullarının kadim Türk saltanat mirasının temsilcisi oldukları iddiasıdır. Karamanoğulları’nın kurucusu Nȗre Sofi Bu iddia önce çevresindeki Varsaklar, Turgut oğulları, Eşref oğulları gibi nispeten büyük oluşumları da etkileyerek doğu ya doğru Tarsus, Kozan, Develi, batıya doğru, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir yörelerinin de Beylik sınırları içinde uzun zaman kalmasını sağlamıştır. Buralarda güç toplayan Karamanoğulları vatan-ı aslisi olan Taşeli’nin sarp yaylalarına sırtını dayayarak batıya ve kuzeye doğru yayılma politikaları izlemiştir.

YAKIN ÇEVRE GAZİPAŞA’DA KARAMAN YADİGARI  

( Bknz. Resim-1.2.3.4 )

Yaşlı Gazipaşalılar: “Oğlum bizim aslımız Karamanlıdır, biz biraz asi oluruz” diye söze başlarlardı. Gazipaşa Türkmenleri Karamanoğulları ahalisindendir.

Bu yayılma politikaları sonucunda Selçukilerin son zamanlarında Alâiye, Karamanoğulları tarafından alınmış ( 1293 M ) ve Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamı Gedik Ahmet Paşa tarafından Devlet-i Aliye’ye katılıncaya kadar ( 1471 M ) , burada Karaman egemenliği devam etmiştir. Esasen 1221’de Büyük Selçuklu Sultanı Uluğ Keykubat tarafından Alâiye fethedildikten sonra karadan Emir Çavlı, denizden Mübarizeddin Ertokuş komutasında doğuya doğru ordu ve donanma sevk edilerek, 40 kadar kale ve palankayı daha hâkimiyet altına almıştı ( 1225). Bu zapt edilen yerlerden biri de İbn-i Bibi’den yanlış istinsah sonucu Senç adı verilen ve Alâiye’nin 45 km doğusundaki Selendi-Selinti-Selinus ( Gazipaşa) idi. Fetihten sonra Gazipaşa’ya Oğuz Hanlu oymağı yerleştirildi. (Sümer, Oğuzlar.1972, S.168)

Oğuz Hanlu oymağı Karamanoğlu’nun kardeşi Oğuz Han Bey’in oymağıdır. Böylece Ermenek’ten sonra yakın çevredeki ilk Karaman oluşumu Gazipaşa’da gerçekleşmiştir. 1833 nüfus defterlerinde Gazipaşa da 13 haneli Oğuz Hanlu Köyü ve günümüze kadar yaşayan Oğuzlar sülalesi görülmektedir. Gazipaşa merkezinde kazanın kurucu aileleri arasında mütalaa edilen Karaman unvanlı sülaleler halen yaşamaktadır. Yazın çoğunlukla Maha, Yund ve Barçın’a göçen bu ahali, günümüz idari sisteminde Barçın Yaylası, Sarıveliler sınırları içinde kaldığı ve tabii ki biraz da uzak olması sebebiyle Barçın Yaylasına pek fazla çıkmamaktadır. Barçın meselesine biraz aşağıda yeniden değineceğiz.

İ.Hakkı Konyalı Karamanoğulları Vakıfları adlı araştırmasında Gazipaşa’da Karamanoğulları Vakıflarından bahsederek buraya ilk atanan Karaman Beyinin Emir Bunsuz olduğunu yazmaktadır:

“İstanbul Başbakanlık Arşivi’nin  “İl Yazıcı” Defterlerinin 1 Numarası olarak kayıtlı bulunan, üstünde şimdi Defter-i Evkaf-ı Ermenek-der Liva-ı İç-İl yazılı bir defter vardır, 65 sahifedir.

Bu defter, Hazine-i Evrakın I numarasına konmuş ve Karamanoğlu Defteri olarak gösterilmiş idi. Sözü edilen defterden anlaşılıyor ki Selendi’yi fetheden Mübarizeddin Ertokuş Bey’den sonra burası Karamanoğlu uhdesine verilmiştir. Karamanoğlu Kerimüddin Karaman’ın kardeşi olan Bunsuz burayı idare etmiş ve bir cami yaptırarak, camiye araziler bağlar bahçeler vakfetmiştir.

Bu cami Vakfiyesine göre Karamanoğlu Emir Bunsuz ’un Selinti ’de ( Gazipaşa) cami ve zaviyesi vardır. Bunların temlikleri aşağıda sıralanmıştır:

1- Karaman Emirlerinden Bunsuz ’un Selinti ’de Yaptırdığı Cami Vakfı.

    Yalnız camiin vakıf gelirleri şunlardır:

  • Koruova köy sınırında tarla
  • Kızılağacı Kervansarayı yanında tarla
  • Derinse Pazarı yanında tarla.
  • Kızılpazar yanında köy arasında tarla.
  • Hacı Yusuf Köyünde üzüm asmalı tarla.
  • Yar çayda ağaçlı tarla.
  • Hacı Yusuf köyünde toprak vereni tarlası.
  • Kışla Bucak’ta tarla.
  • Akvirişli civarında tarla.
  • Tumlu Köyü (Dumlugöze) civarında tarla.

Camiin mütevellisi, hatibi, müezzini, muarrifi, kayyimi, hafızları, ser mahfili, vardır. Gelirleri vakfiyesindeki şartlara göre üleşirler. Bu camiin yalnız imamına vakfedilen yerler de şunlardır:

  • Bandırı’da ( Basırı) tarla.
  • Avşar Hamamı yanında tarla.

Şimdi Yusuf Fakih bu yerlerin gelirlerini yalnızca alır. Oğlu Mevlana Seyidi, camiin imamıdır.

2-Yalnız zaviyenin gelirleri şuralardandır:

* Koru’da tarla.

* Bandırı’da tarla( Basırı).

* Boya Pazarında ( Boyalık)tarla.

Zaviyenin mütevellileri, nazırı, şeyhi vardır. Misafirler için yemek hazırlayan ayrıca bir aşçısı bulunur. Karaman Emirlerinden olduğu yazılan Bunsuz, Karaman Bey’in kardeşidir. Bazı tarih kitapları, Bunsuz adlı birinin bulunmadığını yazarlar. İl yazıcı defterleri bu şüphe ve tereddüdü gidermiştir. Bunsuz’un ölüm yılı ve nerede gömülü olduğuna dair henüz bir bilgi elimize geçmedi”.

Bize göre bu kayıp Karamanoğlu Mezarı bugünkü Anamur ilçesi Kaş Pazarı Yaylası mevkiindeki kitabesi silinmiş olmakla birlikte ayakta olan heybetli mezardır. (Yıldız, Antalya,2009. S.274)

Oğuz Hanlu oymağı daha sonra Anamur ve Alaiye taraflarına da sevk edilmiştir.

ALÂİYE VE GÜNDOĞMUŞ’TA KARAMAN YADİGÂRI  

( Bknz. Resim-5.6.7.8 )

Alâiye’nin fethinde pek çok yararlıkları görülen Karamanlar batıya doğru fethedilen Alara Kalesi gibi yeni kaleler etrafına da sevk edilerek bu civarda kışlak ve yaylaklar kurmuşlardır. Günümüzde Antalya’ya bağlı ayrı bir ilçe olan Gündoğmuş yaylaları, bu fetihler sırasında zapt edilerek, Alâiye topraklarına katılmış ve Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad hâkimiyetine girmişti. Buraya yerleştirilen Türkmen obalarından birçoğu yaylalara kendi oba veya oymak adlarını vermişti. Bunlardan birisi de Gündoğmuş’un doğusunda, 2900 rakımlı Giği Dağı’nın batısına kalan ovadaki 1500 rakımlı Oğuz Yaylasıdır. Oğuz yaylasına çoğunlukla Ortaköylüler çıkarlar. Oğuz Yaylasının güney doğusu Barçın Yaylasıdır. Yaylanın doğusunda 2720 rakımlı Barçın Dağı vardır. Barçın Dağı’nın kuzeyinde 1780 rakımlı Seyricek Yaylası vardır. Bu yaylanın, kuzey ucunda Güneyliler, orta bölümde Orhanlar, batı ucundaki koyakta ise Karamanlar yaylamaktadır. Karamanlar bugünkü Alanya kazasının batısındaki Şarapsa Han’nın kuzey batısında yerleşmiş bir sahil köyüdür. Karamanlar köyü bundan 15 yıl öncesine kadar Gündoğmuş’a bağlı iken bugün Alanya ilçesine bağlanmıştır. Karamanlar köyünün fethi Sultan’dan beri yeri ve adı değişmemiştir.

Esasen Gazipaşa Karaman bağlantısında ortaya koyduğumuz Karaman- Barçın-Oğuz üçlemesinin Alanya’nın kuzeyinde Gündoğmuş yaylalarında da devam ediyor olması son derce calibi dikkattir.

MANAVGATT’TA KARAMANLAR  

Her ne kadar Alâiye beyliği müstakil görünse de dış ilişkilerinde Karamanoğulları onları yönlendiriyordu. Manavgat ilçesi Alâiye’nin bir nahiyesi olarak uzun zaman idare edildiği için Osmanlılara geçişine kadar zaten Karamanlı idaresinde idi. Önceleri birbirinin mütemmimi olan Manavgat, Akseki, İbradı ilçe ve köylerinde halen çok sayıda Karamanlı unvanlı sülaleler vardır. Ancak biz bu incelemede bunları sadece hatırlatmakla yetineceğiz.

ANTALYA’DA KARAMANLAR 

Antalya bölgesinde Karman çatısından bu bölgeye yerleşmiş, sürgün edilmiş birçok oba oymak ve aşiret vardır. Bunlardan en eskilerinden biri şehrin kuzeyindeki Göçerler köyüdür. Şimdi mahalledir. Göçerler köyü Karamanoğulları emirlerinden Göçeri beyin ahfadıdır. İsim Göç-Er’inden değişmedir. ( Selekler, Antalya 2011, S.34 )

Varsak, yine şehrin kuzey batı semtlerini kaplayan Varsak bölgesinde Karaman Beyliğinin yıkılışına kadar asla yanından ayrılmayan Varsak Yörüklerinin kurduğu bir köydür. Köyün kuruluşu beylikler dönemine tarihlenmektedir.

ASİ KARAMAN – YEŞİL KARAMAN KÖYÜ  

Asi Karaman, Antalya’nın 50 km kuzey doğusunda ve bugünkü Aksu İlçesine bağlı bir köydür. Köyün 1207’de Antalya’nın fethine katılan Karamanlılar tarafından kurulduğu, hatta bu fetihten önce Antalya çevresine yerleştirilmiş olan Türkmen köylerinden olduğu, bölgenin en önemli özelliklerinden bir diğeri ise; Antalya bölgesine yerleşen il Türkler unvanını aldığıdır. Asi Karaman adı Osmanlı döneminde Karamanlara sık sık layık görülen bir yafta olduğu için üzerinde durmuyoruz. Köyde Honamlı ve Coşlu Yörükleri birlikte oturmaktadır. Köyün adı bugün Yeşil Karman olarak değiştirilmiştir. Hatay ili Kırıkhan ilçesinin Karaman Kaşı köyü Antalya’nın Asi Karaman (Yeşil Karaman) köyündeki Çoşlu Yörükleri arasında bir bağ kurulmaya çalışılmıştır. Karaman Kaşı köylüleri kendilerine Çoşlu Yörükleri dendiğini aktarmıştır.

AŞAĞI KARAMAN KÖYÜ 

Antalya’nın kuzey batısında Boğa Çayı kenarında Güver uçurumunun altında, Kapız boğazı çevresinde kurulu bir yerleşimdir. Halen mahalle statüsünde Konyaaltı İlçesine bağlıdır. Antalya merkeze 20 km mesafededir. Rakım 55 m. Tarım ve hayvancılıkla uğraşır. Hane sayısı 371, Nüfusu 1400 kişi. Göç alıp-vermez.

YUKARI KARAMAN KÖYÜ  

( Bknz. Resim-9 )

Antalya-Korkuteli yol güzergâhında kurulu, yakın yıllara kadar belediyelik iken Büyükşehir yasasından sonra lağvedilmiş olup, oluşturulan Döşeme altı ilçesine bağlanan bir Yörük köyüdür. Köy göç ve kervan yolu üzerindedir. Ünlü Evdir Han bu köydedir. Selçuk Sultanı I. Gıyaseddin Keyhusrev’in oğlu Sultan I.İzzeddin Keykavus (1210 – 1219) tarafından yapıldığını gösteren üç satırlık bir kitabe vardır. Taç kapının kemerini yıldız geçmelerden, düğümlenmiş daire ve baklava şekillerinden oluşan bir bordür sarar. Cephe duvarı 1,50 m kalınlığındadır. Kemerler üzerine oturturmuş 7,30 m yüksekliğindeki tonozla örtülü gözler vardır. Bu gözler ortadaki avluya bakmakta, yolcuların hayvanlarını bağlamaya ve yüklerini koymaya mahsustur. Yolcular için ayrıca odalar vardır. İçerde bu odalardan başka ahırlar da vardır. Çevrede akarsu bulunmadığından, hanın yakınına halk tarafından ”Uzun kuyu” olarak adlandırılan birde sarnıç yapılmıştır. Hanın üstü beşikörtüsü şeklinde Horasanla doldurulmuştur. Güzel bir işçilik gösteren bu kervansarayın çevre duvarı, her kenarda iki tane olmak üzere, dıştan kare şeklinde dayanak kuleleriyle sağlamlaştırılmıştır. Bugün koruma altına alınarak restorasyona başlanmış olan han 3800 metrekarelik bir alanı kapsamaktadır.

KORKUTELİ – ELMALI SINIRINDA KARAMAN BELİ  

( Bknz. Resim-10.11 )

Korkuteli ve Elmalı yolu üzerinde Sımandır susuzundan Beğiş ovasına girerken 1290 rakımda geçilen bir geçittir. Bulunduğu yerden inilen Beğiş ovasının devamında Elmalı arazisi, kuzeyinde Korkuteli yaylaları vardır. Beğiş ovasından Yukarı Karaman ve Aşağı Karaman yaylalarına geçilir.

KORKUTELİ KARAMAN YAYLALARI 

Korkuteli- Denizli yolu üzerinde 12 km sonra Kızılcadağ yaylasına ulaşılır. 1500 rakımlı Kızılcadağ yaylası günümüzde yeni bir kent görünümü almıştır. Bu yayla çok geniş ve dağınık bir yaylalar topluluğudur. Birçok köyün burada yazlık yerleşimleri vardır. Yukarı Karaman Yaylası ve Aşağı Karaman Yaylası buradadır. Kışın çok kar yağdığından çoğu zaman yol kapanır.

Resim 11 Saksağanlıbeli Karaman yaylası

BURDUR’DA KARAMANLAR 

( Bknz. Resim-12.13.14.15.16 )

Antalya ve Denizli’nin Türk hâkimiyetine girmesinden sonra akın akın gelen aşiret ve oymaklar, bilhassa Kayı, Avşar, Bayındır, Bügdüz, Yazır, Yıva ve diğerlerinin toplamı 200 bin çadıra ulaşmıştı. Bu Türkmen nüfusunun merkezi de Burdur olmuştur. Celaleddin Harzemşah’ın komutanlarından ve Yomut kabilesinden olan Hamit Bey, Selçukluların döneminde Burdur ve Çığralı’ya kadar olan bölgenin sınır beyiydi. Selçuklunun yıkılma dönemine denk gelen Hamitoğulları Beyliğinin esas kurucusu Hamit Bey’in torunu olan Felekeddin Dündar Beydir. Bir “Uç” beyi olan Dündar Bey, beyliğini Burdur’da ilan ederek, beyliğini dedesinin adına hürmeten “Hamitoğulları” olarak duyurdu. Hamitoğullarının en parlak dönemi Dündar Bey’in zamanıdır. Beyliğin sınırları genişlemiş, Antalya, Gölhisar ve Korkuteli beyliğe katılmıştır. Burdur ili, dönemin en önemli merkezi olmuştur. Sanat, ticaret ve nakliye gelişmiştir. Burdur Beylikler ve Osmanlı döneminde Hamid iline bağlı bir Teke toprağıdır. Tarihi adı Terkemiş’tir.  Terkemiş, Sülemiş, Beklemiş, o zamanın oymak beyi veya komutanlarının adlarıdır.

Burdur’un 55 km güney-batısında Karamanlı kazası vardır. Ahalisi Karamanlıdır. Fatih Sultan Mehmet Karamanoğulları Beyliğini ortadan kaldırınca, Osmanlı devletinin başına değişik zamanlarda birçok defa dert açan Karamanoğullarının tekrar birleşip dert olmamaları için, o zaman topluca oturmakta oldukları Larende’den ( yani şimdiki Karaman’dan) dağıtılması sırasında bazı obalar, Karamanlı civarında Eskiköy, Türkmen, Gebice, Gedikyap ve Ferizli denilen yerlere yerleşmişler, sonradan Karamanlı’nın şimdiki yerinde toplanmışlardır. Buraya ilk gelen Karamanoğlu, Ardıçlı Tepenin eteğindeki Kocapınarın başına mekân tutmuş, ikinci gelen Caferoğlu, Yediurgan denilen yerdeki Karaağaçlı Pınarın başına yerleşmiştir. İlk olarak buralara yerleşen kişilerin adları bugün bu yörenin mahalle adı olarak yaşamaktadır. 1871 (Hicri-1288) yılında Konya Vilayeti Salnamesinde Karamanlı’nın 410 hanelik bir yerleşim yeri olduğu yazılmıştır. ( Konya Vilayet Salnamesi-4,1288H. Konya BŞB Yay.2008  )

BURDUR – BÖLMEPINAR’DA (DENGERE) KARAMANOĞLU CAMİİ  

( Bknz. Resim-17.18 )

Köy, Rahat Dağı ve Kocaş Dağı arasında kalan ovacıkta yer almaktadır. Söğüt ovasının batısındaki Çomaklı geçidinden sonra sağ taraftadır. Günümüze gelen tek mimari eser Dengere Camii’dir. Camii’nin içerisi ahşap malzemeden, duvarları taştan oluşmaktadır. Tek minareye sahiptir. Yapımına 12. yüzyılda başlansa da, bugünkü halini alması 17. yüzyıla uzanmaktadır. Camii Selçuklu mimarisinden izler taşımaktadır. Çavdıra bağlı Bölmepınar adı ile bilinen Dengere Köyü’ndedir. Selçuklu ve beylikler dönemi ahşap direkli, toprak damlı camilerin Osmanlılar döneminde (XV ve XVI. yy.) yapılmış örneklerindendir. Kitabesi olmadığından kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değildir.

Cami minaresi ve şadırvanı ile birlikte bir bütün teşkil etmektedir. Yaklaşık kare planlıdır. Camiinin ortasındaki dört direk çatısını tutmakta ve camiyi üç sahana ayırmaktadır. Bu yapı beylikler dönemi mimaridir. Tavan düz kirişlerle süslüdür. Ahşap sütunlar sekiz yüzlüdür. Ayaklar klasik devir mermer sütunlardandır. Camide hem asma kat hem tavan konsolları, yastıklar, korkuluk parmaklıkları, boyalı süslü pervazlar yani genel olarak tavan ahşap işçiliği ile seyre doyulmayacak bir güzelliktedir. Minber ahşaptan künde kari ve boyalı olarak yapılmıştır. Minberde pervaz ve ahşap yüzlerde geometrik boyama süsler vardır. Minber alemine geçiş de çok süslü, alem koniktir. Mihrap alçıdan boyalı sütun ve yüzlerle süslü, duvara geçiş üçgen bindirmelerledir. İki kanatlı ahşap kapı oyma-geçme (künde kari) tekniğindedir.

DENİZLİ’DE KARAMANLAR  

ÇAMELİ / KARAMAN İLÇESİ  

( Bknz. Resim-19.20 )

Denizli ilinin en güneydeki ilçesidir. İl merkezine uzaklığı 112 km´dir. 1470 rakımlı bir tepenin doğu eteklerinde kurulmuş yeşillik ve sulak bir kazadır. Köyleriyle beraber toplam ilce nüfusu 19.999 (2010) dur. Alabalığı, elması, fasulyesi, patatesi, fındığı ve en önemlisi cevizi meşhurdur. Batısındaki Bozdağlar’ın eteklerini derin vadilerden geçerek sulayan Dalaman çayı vadisinin adı Gireniz İçi’dir. Türkler ve Müslümanlar Dalaman çayına eskiden Battal çayı diyorlardı. Uluçay olarak da anıılmıştır. Tarihi kayıtlarda; Haraita (Uç),Tuğurla (Tokuzlu)Dağları, Cibal’üt-Türkmen (Türkmen Dağları),Sahra-i Talamaniye ( Dalaman Vadisi) ve Karaman olarak adlandırılan ilçenin ve çevresinde Türk tarihinin başlaması XII. yüzyılın ilk yarısına rastlamaktadır ( P Wittek. Menteşe Beyliği, TTK Yay.1999).

İlçenin, Güneybatı-Anadolu’nun tamamen Türkleştirilmesi ve Anadolu’da kurulan ilk Türkmen beyliğinin ağırlık merkezi olan Karaağaç (Acıpayam)’ın bir parçası olması, gerek Selçuklular ve gerekse Moğollar nazarında önemli bir uç bölgesi olması nedeniyle dikkat çekmektedir. Yine bölge, Osmanlı Devleti donanmasına yüzyıllarca deniz askeri temininde kaynaklık yapan yerlerden birisiydi.

Yöreye çoğunluğunu Karaman Türklerinin oluşturduğu Avşarlar, Kınık ve Kayı boyuna mensup Oğuz Türkleri yerleşmiştir. Toros dağlarının batı kısmında yer alan ilçenin en yüksek tepesi 3213 rakımlı Akdağ’dır. İlçede Taşcılar ve Elmalı köylerindeki kaynaklardan çıkan sular Kanlı Çayı oluşturarak Sarıkavak köyünden ve Acıpayam ilçe sınırlarından geçen Dalaman çayına karışmaktadır. İlçenin yüzde yetmişbeşi ormanlarla kaplıdır; bunlar kızılçam, ardıç, karaçam ve meşe topluluklarıdır.

Çameli Unesco korumasındaki dünyaca ünlü “Sipsi” sanatçısı Hayri Dev’in memleketidir. Kendisi ile görüşmemizde Karamanlı olduğunu ve Karaman toprağından buraya develerle göçüp geldiklerini söylemektedir. Yakın zaman kadar ilçenin adı Karaman idi. Mülki yönetimdeki Karaman düşmanlığı burada da kendini göstererek, ilçenin adı Çameli olarak değiştirilmiştir. İlçenin adı değişse de yanındaki göl yine Karaman Gölü olarak bilinir.

KARAMAN PAZARI 

( Bknz. Resim-21.22.23 )

Denizli şehri çevresindeki Leodikya, Eski Hisar, Honaz, Tavas, Apollonaıa, antik kentlerinden ayrı olarak bugünkü yerinde tamamen Türkmenler tarafından kurulmuştur. Ağırlıklı olarak Anadolu dervişleri ve Bektaşi tarikatı Salihleri tarafından teşkil edilen fütüvvet ve ahilik teşkilatları şehrin kısa zamanda bir sanat ve ticaret merkezi haline dönüşmesini sağlamıştır.

Lâdik ve Denizli’nin Selçukiler tarafından ilk işgali 11.asrın son senelerindedir. Lâdik bundan sonra muhtelif siyasi sebepler dolayısı ile birkaç defa Bizanslılara geçmiş ve nihayet 13. Asrın ilk yarısında tamamen Müslüman Türk devletlerinin idaresi altında bulunmuştur. Denizli ilinin bugünkü merkez yerleşimini etrafında Kınıklı Kayı, Karaman oymakları öbekler halinde yerleşmiş ve buralar zamanla köy statüsünde idari kimlikler kazanmıştı.

Köy statüsü ile yakın zamana kadar devam eden Karamanlar daha sonra şehrin Karaman mahallesini teşkil etmiştir. Günümüzde Merkez Efendi Belediyesi sınırları içinde kalan Karaman mahallesini Karaman pazarı temsil etmektedir. Üstü kapalı ve etrafı açık bu hizmet alanı çevreden getirilen tarım ürünlerinin belediye denetiminde halka arz edildiği bir ticaret merkezidir. Böylece Denizli’nin kurulum ve gelişmesinde katkısı olan Karaman Oymakları zamanla diğer oba ve oymaklar içinde özel isimlerini sürdürmüyor olsa da bu anı karaman pazarı adı ile devam ettirilmektedir.

SONUÇ 

1228 de Ermenek gibi küçük bir dağ kasabasında başlayan Karamanoğlu kültürel etkileri en yakınında bulunan Gazipaşa, Anamur, Alâiye de vakıf, yayla, köy ve sülale adı olarak yayılmış ve batı Toroslara doğru genişleyerek Antalya’da Asi Karaman, Varsak, Göçerler, Aşağı Karaman, Yukarı Karaman köy yerleşimleri şeklinde zuhur etmiştir.

Karaman etkileri daha batıya doğru genişleyerek Korkuteli’nde Karaman geçidi, Aşağı Karaman ve Yukarı Karaman yaylası olarak devam etmiştir. Karaman etkisini Burdur’un Karamanlı ilçesinde de yer adı olarak görmekteyiz. Denizli sınırlarına geldiğimizde; Vilayetin en güney ilçesi konumundaki günümüzde Çameli, yakın zamana kadar ise Karaman adlı bir Türkmen yerleşimi karşımıza çıkmaktadır. İlçenin bugünkü adı Çameli olarak değiştirilmiş olsa da eteklerindeki Karaman gölü adını devam ettirmektedir.

Denizli ili merkez ilçelerinden Merkez Efendi de halen Karaman Mahallesi ve bunun çok hareketli bir halk pazarı olan Karaman pazarı Batı Toroslarda işaret ettiğimiz Karaman yadigârının son durağı olmuştur. Daha derin saha incelemeleri nüfus kayıtları ele alındığında 500 yıl önce siyasi varlığı son bulmuş olan Karaman devletinin kültürel ve etnolojik kalıntılarının güçlü bir şekilde sürdüğünü tespit edebiliriz.

KAYNAKLAR

1- Sümer, Faruk, Oğuzlar: Boy ve Teşkilat, Ankara 1972.

2- Konyalı, İ. Hakkı, Karamanoğulları Vakıfları, Basılmamış Daktilo Metni. 1982

3- Yıldız, Ali. Gazipaşa Tarihi. Antalya 2009

4- Selekler, Macit, Yarım Asrın Arkasından Antalya’da Kemer, Melli, İbradı ve Serik.     Antalya 2011

5- Konya Vilayet Salnamesi-4.  1288 H, Konya BŞB Yay. Konya 2008

6- Wittek. Poul, / Çev. O.Şaik Gökyay.  Menteşe Beyliği TTK Yay. Ankara 1999

 

Reklam (#YSR)