Abahan

Abahan (Hakasça: АғбанAzerice: AbaxanÖzbekçe: AbakanMoğolca, Tatarca, Kırgızca: АбаканRusça: Абака́н, Farsça: آباکان, Osmanlıca: أباحان) – Türk Mitolojisinde efsanevi hakan. Aba Han, Apa Han veya Abakan (Abağan, Abığan) Han olarak da bilinir. Abakan boyunun ve Hakasların atası olarak kabul edilir.

Özellikleri 

Altın Göl’de yaşadığına inanılır. Yağmur yağdırdığı[1] ve Altayları koruduğu inanışı yaygındır. Bir söylentiye göre Abakan Irmağı’nın adı, kıyısında yaşayan Aba Han (“Ayı Han”) adlı bir savaşçının atıyla birlikte bu nehrin sularında boğulması nedeniyle verilmiştir.[2] Geçmişte Abakanların atalarının ve ongunlarının (totemlerinin) ayı olması ile bağlantılı bir yaklaşımdır. Ayı, Hakaslarda kutsal ve soyundan gelinen bir hayvan olarak görülür. Hakaslar da Abakan Han’ın bu ırmağın kaynağında yaşadığını ve koruyuculuğunu yaptığını düşünürler. Abakan Han’ın atıyla ırmağın bir kıyısından diğer kıyısına atladığı anlatılır. Küçük Abakan ve Büyük Abakan ırmaklarının kavuştuğu yerde ayıya benzer biçimli kayalar bulunmaktadır. Efsane şu şekilde anlatılır:

Abakan’a adını veren kişi Öcen Bek bahadırdır. Daha önceden Ala Ört (Alaca Yangın) adıyla tanınan bu nehir kıyısına gelen Öcen Bek atıyla Uy dağı hizasında nehrin karşı tarafına atlamış ve nehrin adını Abakan olarak değiştirmiş. Tanınmış Rus bilim adamı V. Titov’a göre eskiden Alairt (yani, Ala Ört) adını taşıyan Abakan nehrinin adı, kıyısında yaşayan Aba Han (“Ayı Kan” ya da “Ayı kanı”) adlı bir bahadırın atıyla birlikte bu nehrin sularında boğulmasının anısına halk tarafından verilmiştir. Bir başka anlatıya göre Abakan nehrinin kıyılarında çok fazla ayı yaşarmış, nehir adını bundan almış. Yine bir efsaneye göre çok eski zamanlarda Hakas topraklarında dev bir ayının ortaya çıktığı söylenir. Bu ayı köylere saldırır, insanlar ve mallarına zarar verir, çevredeki sakinlere korku salarmış. Bir zaman sonra bir köyde genç bir alp yiğit yetişir. İşte bu bahadır bu dev ayıyla kapışmak üzere bir gün yola çıkar. Bulduğunda da ayıyla kapışmaya başlar. Uzun süren bu mücadelenin sonucunda artık yorgunluktan dayanamayan ayı geri adım atar ve alp yiğitten kaçar. Genç bahadır da peşinden izini sürmeye düşer ve birkaç günlük yoldan sonra bir gece yaralı ayının korkunç kükremesini duyar. Hemen sesin geldiği yere koşan alp ayının etrafındaki kayaları parçalamış, ağaçları da köküyle koparmış olduğunu görür. Sabahın ilk ışığıyla genç alp yiğit dağlık ormanın içinde dev bir dağa dönüşen ayının ölü bedenini bulur. Bu dağdan güçlü bir derenin çıktığını öğrenir, alp yiğit. Dağdan geniş vadilere inen bu dere buralarda bir nehre dönüşürmüş. Bu nehre o bölgede yaşayan insanlar “ayı kanı” anlamına gelen Abakan adını vermişler. Gerçekten de Küçük ve Büyük Abakan ırmaklarının ayrışma noktasında yatan ayıyı andıran kayaların olduğu ve suların bu kayaların altından çıktığı araştırmacılar tarafından çoktan tespit edilmiştir.[1]

Etimoloji 

(Ab/Ap/Ay/Av/Az) kökünden türemiştir. Sözcük anlamı “Ayı Han” veya ayı kanı demektir. Ayrıca bağlantısı bulunan “abartmak” ve “azmak” fiillerinde olduğu gibi bu kökten gelen sözcüklerde büyüklük ve şiddet içeriği bulunur. Abi (büyük erkek kardeş) ve Aba/Apa (baba, dede) manaları da yine bu isimle alakalıdır. Eski Moğolca “Av”[3] ile Mançuca’da Aba ve Eski Türkçede “Ab” sözcükleri av, avlanmak manalarını da barındırır. Anadolu Türkçesinde Abakan sözcüğü cömert, şerefli, onurlu anlamlarına gelir.

Kaynakça 

  1. Ansiklopedik İnançlar Sözlüğü, Yaşar Sıdkı Ateş (Abakan Kan)
  2. Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0)
  3.  Mongolian Dictionary, Andras Rajki (“aav, av”) (İngilizce)

Dipnotlar

  • 1^ Davletov, Timur B. – Asya’nın Ortasında Bir Dağ Çiçeği, Abakan, 2008
Reklam (#YSR)